100 firma yatırımı geri çekti
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK), biyodizel üretim lisansı almak için başvuran yaklaşık 200 şirketten, 100'ünün üretim zorluğu nedeniyle yatırımdan...
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumuna (EPDK), biyodizel üretim lisansı almak için başvuran yaklaşık 200 şirketten, 100'ünün üretim zorluğu nedeniyle yatırımdan vazgeçtiği, bugüne kadar ise 22'sine lisans verildiği bildirildi.
Alternatif Enerji ve Biyodizel Üreticileri Birliği Derneği (ALBİYOBİR) Başkanı Tamer Afacan, bölge toplantısı için geldiği Adana'da yaptığı açıklamada EPDK'nın 28 Şubat 2006 tarihinde başlattığı üretim lisansı alma sürecinin devam ettiğini, ancak lisans alma işlemlerinin bürokratik süreç nedeniyle çok uzun sürdüğünü kaydetti.
Lisans konusunda, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile EPDK arasında bir iş bölümü sıkıntısı yaşandığını ileri süren Afacan, geçen yıl törenle yaptıkları lisans başvurularının yarısının geri çekildiğini söyledi.
Afacan, lisans almak için 1. Sınıf Gayri Sıhhi Müessese Raporu alma zorunluluğu bulunduğunu anımsatarak, bu raporu almanın oldukça sıkıntılı olduğuna işaret etti. Tarımsal dönüşümü destekleyerek, yurt içindeki yağlı tohum üretimini artıracak kapasiteye sahip 50 firmanın bulunduğunu ifade eden Afacan, şunları kaydetti: ?Biyodizel üretimi için yola çıkan 200 firmadan 22'si lisans alabildi. Bu firmalar, ulusal marker (bir tür işaretleyici-renklendirici), harmanlama uygulaması gibi sıkıntılara karşın üretimlerine başlayarak, başarılı bir şekilde yoluna devam ediyor. Başvuran firmalardan, 100'ü ise üretim zorluğu nedeniyle yatırımdan vazgeçti. Bu firmaların bir çoğu tarımsal üretimle ilgilendikleri için Gayri Sıhhi Müessese Raporu almakta oldukça zorlandılar. Sektörde 50 firmanın ayakta durabileceğine ve lisans alabileceğine inanıyoruz.?
?TARIMSAL DİNAMİKLER HAREKETE GEÇİRİLMELİ?
Afacan, küresel ısınmanın ciddi problem oluşturduğu günümüzde, biyo yakıtların kullanımının artık radikal kararlarla zorunlu hale getirilmesi gerektiğini savundu. Bu anlamda, Türkiye'nin mevcut tarımsal dinamiklerinin süratle harekete geçirilmesi gerektiğini anlatan Afacan, ?Tüm dünya bu konuya odaklanırken, Türkiye bunların gerisinde kalamaz. Tarım ülkesi olmamıza rağmen bitkisel yağ açığımız ciddi boyutlarda. Bu farkı kapatmalıyız? dedi.
Almanya'da 6 yıl önce 400 bin ton olan kanola üretiminin biyodizel lokomotifiyle 7 milyon tona yükseldiğini dile getiren Afacan, şunları kaydetti: ?Türkiye'de de biyodizel sektörünün liderliği yağlı tohumlar üretimine ivme kazandırdı. 2005 yılında 12 bin dekar alanda kanola üretilirken, bu sayı 2006'da 80 bin dekara yükseldi. Bu yıl, 650 bin dekar seviyelerinde üretim gerçekleşmesini bekliyoruz. Son 5 ayda sayıları artan lisanslı firmalar, akaryakıt ihtiyacını karşılayacakları gibi tarımsal dönüşümde de lokomotif olacaklar. Rakamsal tablolar bunun en önemli göstergesi.?
ULUSAL MARKER
Afacan, ulusal marker uygulamasının özellikle, kayıp ve kaçağın önlenmesinde önemli bir adım olduğunu, ancak uygulama sorumluluğunun dağıtım şirketlerine bırakılmaması, EPDK'nın da bu konuda ortak sorumluluk alması gerektiğini söyledi.
Afacan, Türkiye çapında satışa sunulan akaryakıtın yasal olup olmadığı ve yurda hangi yollardan girdiğini tespit ederek ülkede kaçak akaryakıt kullanımını engellemeyi amaçlayan ulusal marker uygulamasının firmalara ciddi sıkıntılar getirebileceğini kaydetti. Uygulamada, milyon birim üretimden bir birim ulusal marker ilavesi öngörüldüğünü anlatan Afacan, şöyle devam etti: ?Bu uygulamada biyodizel üreticisinin teknik hatası geleceğini karartabilir. Şöyle ki ulusal markerin kaybolmaması için güvenliklerini iki katına çıkartıp, zırhlı araçlar kiralamak zorunda kalacaklar. Aksi halde, bir litre ulusal markerin kaybolması karşısında yaklaşık 200 bin dolar cezayı ödemek zorundalar. EPDK'nın bu aşamada kaza ile kastı iyi ayırt etmesi firmalar için büyük önem taşıyor.?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.