2022’nin de ana gündemi ‘tedarik yönetimi’ olacak
OSD Başkanı Yenigün, "Her akşam tedarik zinciri toplantımız var. Tedarik krizinde gevşemenin ikinci yarıda, normalleşmenin ise 2023'ün ikinci çeyreğinde olmasını bekliyoruz" dedi. Sektör yine de üretim ve ihracatta bu yıl artış bekliyor.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) Başkanı Haydar Yenigün, gerçekleştirdiği basın toplantısıyla 2021 yılını sektör açısından değerlendirirken, bu yıla yönelik öngörülerini paylaştı. Çip krizi, lojistik darboğazları ve hammadde maliyetlerindeki rekor artışların gölgesinde geçen 2021’in ardından, otomotivcilerin bu yıl da ana gündemi tedarik zinciri yönetimi olacak.
OSD Başkanı Haydar Yenigün, sektörün 2022 gündeminde tedarik zinciri yönetiminin yine bir numaralı madde olmaya devam edeceğini belirterek, “Çip krizi 2022 yılında da sürecek. Daha önce ayda bir yapılan tedarik toplantılarını artık günde bir yapıyoruz. Her akşam tedarik zinciri toplantımız var. Her gün yeni bir resim çıkıyor ortaya” dedi. Yenigün, bir yandan yeni çip fabrika yatırımlarının gündemde olduğunu ancak diğer yandan, mevcut tesislerde yeni sorunlarla karşılaşıldığını dile getirerek, “Son olarak çip üretimini yapan makineleri üreten Hollandalı bir firmada yangın çıktı. Tedarik sıkıntısı genel anlamda devam edecek. Önümüzdeki ikinci yarı yıldan sonra bir miktar iyimserliğimiz var. 2023’ün ilk çeyreği sonundan itibaren de hayatın normale dönebileceğini değerlendiriyoruz” dedi.
“Navlunda gevşeme beklenmiyor”
Tedarik zincirinde tek sorunun çip olmadığını hatırlatan Yenigün, “Tedariki yapmamızı sağlayan araçlarda da sıkıntı var. World Container index’e göre; doğu-batı rotasında 2021 başlarında 5 bin dolar seviyesinde olan konteyner navlunu, 2021 sonunda 9 bin dolara kadar çıktı. Bu yıl da navlunda artış bekleniyor. 2022 yılında anlaşma fiyatlarının yaklaşık 2 ila 7 katı kadar rakamlara bağlanması söz konusu. Yeni gemilerin piyasaya girmesi ile navlunda ve rezervasyonlarda gevşemenin en erken 2023 yılında olacağı öngörülüyor” dedi.
“Girdi maliyetlerindeki artış yönetilebilir olmaktan çıktı”
Girdi maliyetlerindeki artışların da sürdüğünü dile getiren Yenigün, “Sac, alüminyum, kauçuk gibi hammaddelerde son bir yılda yüzde 100 ila yüzde 300 arasında fiyat artışları var. Özellikle de yerli sac rakamında TL bazında son bir yılda yüzde 274 artış söz konusu. Tüm bunlar araç fiyatlarına da yansıyor” dedi. Girdi maliyetlerinin bir diğer tarafının da Türkiye’de son dönemde yaşanan artışlar olduğuna vurgu yapan Yenigün, şöyle devam etti: “Devletin fiyat artışlarını yönetim şeklinde bir değişiklik oldu. Vatandaşı korumak için elektrik ve doğalgaz zamları daha yüksek bir oranda şirketlere yapıldı. Bu da esasında dolaylı olarak yine vatandaşa yansıyacak bir durumdu. Çünkü bizim girdilerimiz arttığı zaman maliyetlerimiz artıyor. Burada Ocak 2021 ile Ocak 2022 arasındaki TL bazında doğalgazda yüzde 400, elektrikte ise yüzde 273 artış oldu. Gerçekten çok yönetilebilir bir durum da değil. Bu süreç kullanıcılar, üreticiler, yatırımcılar açısından yönetilebilir bir süreç olmaktan artık çıktı. Sayın Bakan Nurettin Nebati’nin en son açıklamasında “Türk Lirası’nın dolar ve Euro karşısındaki hareketliliği artık sona erdi, bu iş bitmiştir” diye bir yorum yaptı. Buradan da anladığım kadarıyla 3-5 ay önce 8-9 liralarda seyreden Euro ve doların artık 13,5 ve 15,5 lira seviyesinin devlet tarafından kabul edilir bir seviye olduğunu anlıyorum. Bize de tabi Türk Lirası’nın bu seviyedeki değeri ile işimizi yönetmek düşüyor. Biz ihracatçılar olarak yüksek kur değil, değerinde Türk Lirası ve stabil, öngörülebilir bir makroekonomik sistemin çok değerli olduğunu düşünüyoruz.”
2021’de üretim %2 azaldı
Türkiye’nin lokomotif sektörlerinde otomotivde 2021 yılı, çip krizi, lojistik darboğazları ve hammadde maliyetlerindeki rekor artışların gölgesinde geçti. OSD’nin verilerine göre, 2021’de toplam üretim, bir önceki yıla göre yüzde 2 azalarak 1 milyon 276 bin 140 adet, otomobil üretimi ise yüzde 8 azalarak 782 bin 835 adet oldu. Traktör üretimiyle birlikte toplam üretim, 1 milyon 331 bin 643 adede ulaştı. Üretim tarafında en büyük kaybın otomobil tarafında olmasının nedeni ise küresel çip krizinden en fazla bu segmenti etkilemiş olması. Haydar Yenigün, çip krizinin küreselde beklentilerinde üzerinde bir kayıp yarattığını belirterek, “Dünya genelinde 10,3 milyon adet araç yarı iletken nedeniyle eksik üretildi. Bu, çok ciddi bir rakam. Yılın ilk başlarında 5-6 milyon adetlik bir kayıp öngörüyorduk. Ama her geçen ay işler biraz daha sıkıntılı ilerledi” dedi.
Kg başına ihracatta yeni rekor
Yenigün, geçen yıl ihracat tarafında sevindirici gelişmeler yaşandığını ifade etti. Otomotiv ihracatı 2020 yılına göre adet bazında yüzde 2 oranında arttı ve 937 bin 5 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı ise yüzde 5 oranında azalarak 565 bin 361 adet oldu. Geçen yıl 29,9 milyar dolar değerinde ihracat yapan otomotiv sanayii, toplam ihracattan yüzde 13 oranında pay aldı. Yenigün, “İhracatta adet bazında az da olsa ufak bir artış var. İhracat tutarında da çok ciddi bir artış var. İhracatın kg başına değeri ise 10,62 dolar. Bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaştı. Bence bu memleket açısından çok önemli. Ancak yetmez, bunun 20 dolar olması için çalışıyoruz. Özellikle bağlantılı araçlar, elektrifikasyona sahip araçlar ve yüksek teknolojiye sahip ürünlerle bu rakamı yukarıya çıkarmaya çalışıyoruz. Diğer tarafl arda ise turuncu ve siyah çizgide bir yataylık var. Bence tedarik sanayisinin bunu yukarı çıkarması lazım. O konuda TAYSAD ile güzel çalışmalarımız var” diye konuştu.
Üretime kamyon ve traktör dopingi
Kapasite kullanım oranlarına da değinen Yenigün, otomotiv sanayisinin 2 milyon adetlik bir kapasite kullanım oranına sahip olduğunu hatırlatarak, “Kapasiteyi ne kadar çok değerlendirirsek memleket için, şirketler için o kadar iyi iş yapmış oluyoruz. Ticari araç ve traktörde ciddi artışlar var. Otomobilde ise geçtiğimiz yıla benzer bir durum söz konusu. Ağır ticari araç grubunda özellikle kamyonun kapasitesi iyi durumda” dedi. Geçen yıl sektörün toplam kapasite oranı 2020 ile aynı seviyede, yani yüzde 65 oldu. 2020’de yüzde 46 olan ağır ticaride kapasite kullanım oranı geçen yüzde 65’e çıktı. Traktörde ise 2020’de yüzde 54 olan kapasite kullanım oranı yüzde 74’e çıktı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de tarımın önemi artıyor. Diğer yandan Türkiye’de traktör parkı çok yaşlıydı. Araçların yenilenmesi de üretime yansıyor” açıklamasını yaptı. Haydar Yenigün, baz etkisi kaynaklı artışlara rağmen sektörün henüz rekor yıllardan biri olan 2017’nin çok gerisinde olduğunun altını çizerek, “2015-2017 yılları arası bizim en mutlu olduğumuz yıllardı. İhracat rakamları 1,3 milyon adet civarındaydı. 1,7 milyon adet civarında da üretim yapıyorduk. 10,62’ye gidilen kilogram başına dolar değeriyle o adetleri yeniden yakaladığımızda, ihracatımız sadece otomotiv sanayini değil, bu memleketteki herkesi çok çok daha memnun edecek” diye konuştu.
2022’de en iyi senaryoda; üretim yüzde 15, ihracat ise yüzde 17 artacak
OSD Başkanı Haydar Yenigün, 2022’de sektörün üretim ve ihracat öngörülerini açıkladı. Yenigün, 2022 yılında otomotiv üretim adedinin dünyada yüzde 6, Avrupa’da ise yüzde 7 artmasının öngörüldüğünü aktardı. Yenigün, Türkiye’de ise bu yıl otomotiv üretim adetlerinde yüzde 8 ila yüzde 15 arasında artması bekleniyor. Bu da 1 milyon 380 bin ila 1 milyon 470 bin adet arasında üretim anlamına geliyor. Sektörün ihracatta adet bazında artış beklentisi ise yüzde 11 ila yüzde 17 arasında. Yani en iyi senaryoda 1 milyon 100 bin adetlik ihracat beklentisi var. Yenigün, iç pazarda da geçen yılın üzerinde bir satış beklediklerini ifade etti. Yenigün, “Tabii ki bunlar öngörülerimiz, bahsettiğim sıkıntılarımız özellikle tedarikteki sıkıntılar buralarda belli rakamları değiştirebilir” vurgusu yaptı.
Honda’ya rağmen istihdam korundu
Otomotiv sanayisinde geçen yıl önemli gelişmelerden biri de Japon Honda’nın İngiltere ile birlikte Türkiye fabrikasını kapatması olmuştu. Fabrikada binin üzerinde çalışan vardı. OSD Başkanı Haydar Yenigün, kapanan fabrikaya rağmen istihdamda önemli bir gerileme olmadığına vurgu yaparak, “OSD’nin bir üyesi üretime son verdi ancak, diğer üyeler yüzde 1 istihdam artışı gerçekleştirdi. Dolayısıyla sektör istihdam sayısını kordu. Otomotiv sanayii geçtiğimiz 20 yıl içinde çok şey öğrendi gerçekten. Ne kadar değerli insan kaynağına sahip olduğumuzu iyice biliyoruz şu anda. Ve bu yüzden de yaşadığımız krizlerde artık istihdamın azalması diye bir şey söz konusu olmuyor. Tam tersine, yerine göre, istihdamın artışı da söz konusu” şeklinde konuştu.
Model ve Ar-Ge yatırımları umut verici
Otomotiv sektörü 2021 yılında sanayi yatırımlarını sürdürdü. 2020 yılında 675 milyon dolarlık yatırım yapılırken, geçen yıl da 658 milyon dolarlık yatırım gerçekleşti. Haydar Yenigün, “Otomotiv sektörü günlük, aylık veya bir yıllık, iki yıllık dalgalanmalardan etkilenmez. Uzun vadeli yatırım yapan bir sektördür. 2021, 658 milyon doların üzerinde ciddi bir yatırım yapmışız. Burada en önemli nokta model yatırımların durmamış olması. 2021 yılında 408 milyon dolar model yatırımı yapıldı. Yoksa kapasite artırımı, modernizasyon gibi alanlara her zaman yatırım yapıyoruz. Yeni model yatırımlarının sürüyor olması bence önümüzdeki süreç için çok çok değerli ve olumlu bir mesaj veriyor” açıklamasını yaptı. Sektör 2020 yılında ise 486 milyon dolarlık model yatırımına imza atmıştı. Toplam yatırım tutarı ise 2020 yılında 675 milyon dolar olmuştu. Otomotiv sektöründe geçen yıl Ar-Ge yatırımlarındaki artış dikkat çekti. Otomotivciler, bir önceki yıla kıyasla Ar-Ge harcamalarını yüzde 42 artırdı ve 3.4 milyar dolara çıkardı. Bu dönemde Ar-Ge’de çalışan sayısı yüzde 13 artarken, patent tescil sayısında ise yüzde 58’lik artış oldu. Sektörün Ar-Ge ihracatı da yüzde 25 artarak 125 milyon dolara yükseldi.
Aysel YÜCEL – DÜNYA
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.