4 dinamik, 2040'a kadar lojistik sektörünü dönüştürecek
Oğuz Büte'ye göre, sektörün yakın geleceği olarak nitelenen 2040 yılına kadar dijitalleşmenin yanı sıra otonom araçlar, akıllı depolama sistemleri ve karbon salınımını azaltmak için uygulanan teknolojiler sektörü ve iş yapış süreçlerini dönüştürecek.
Lojistik sektörünün son 20 yılda çok hızlı değişim geçirdiğini, özellikle son 10 yıldaki dijitalleşmenin ve beraberinde getirdiği uygulamaların sektörün iş süreçlerini dönüştürdüğünü belirten Sintek Logistics CEO’su Oğuz Büte, sektörünün yakın geleceğiyle ilgili öngörülerini paylaştı. Oğuz Büte'ye göre, sektörün yakın geleceği olarak nitelenen 2040 yılına kadar dijitalleşmenin yanı sıra otonom araçlar, akıllı depolama sistemleri ve karbon salınımını azaltmak için uygulanan teknolojiler sektörü ve iş yapış süreçlerini dönüştürecek.
4 dinamik sektörü derinden etkileyecek
Her sektördeki iş yapış süreçlerini derinden dönüştüren dijitalleşmenin sektörü etkilemeye devam edeceğini belirten Sintek Logistics CEO’su Oğuz Büte: "Dijitalleşmenin yanı sıra kaptansız yük gemileri, araç ve tırlar gibi otonom araçlara dair yaşanan gelişmeler de sektörü yakinen etkileyecek. Diğer bir dinamik ise akıllı depolama sistemleri olacak. İnsan gücüne ihtiyaç duyulmayan ve tamamen robotların işlettiği depolar ve depolama sistemlerini daha sık göreceğiz. Sektörü 2040 yılına kadar etkileyecek bir diğer konu ise karbon salınımını azaltmak olacak. Karbon salınımını azaltmak için uygulanan teknolojiler, önümüzdeki yakın gelecekte sektörün en çok mesai harcayacağı alanlar olacak" dedi.
Dijitalleşme sektörü derinden etkiledi
Öncelikle lojistik dokümanlarının çok daha kısa sürede ve hızlı olarak hazırlanmasının, gümrüksel takip süreçlerinin de daha kısa sürede sonuçlanmasına yol açtığını belirten Oğuz Büte: "Dijitalleşme lojistik sektörünü derinden etkiledi. Yük takip süreçleri çok daha kolay ve erişilebilir duruma geldi. İthalat ve ihracatçılar artık evrak numarası ile yük ister hava veya deniz ister karayoluyla olsun, hemen nerede olduğunu görebilme imkanına sahip oldular. Bunun yanında son yıllarda online sistemlerden navlun ve diğer giderlerinde alınabilme imkanı yaygınlaştığından, artık ithalat ve ihracatçılar hem reel yüklemelerini hem de planlama süreçlerini çok daha hızlı yapmaya başladılar” dedi.
Dijitalleşmeye önem vermeyen lojistik şirketleri gelecekte zorlanacaklar
Dijitalleşmeye önem vermeyen lojistik şirketlerinin gelecekteki konumlarını sağlamlaştırmada zorlanacaklarını belirten Oğuz Büte: "Dijitalleşmenin yanına iyi ve kaliteli hizmeti ekleyemeyen ve problem olduğunda çözüme yönelik hızlı ve etkili bir şekilde hareket etme kabiliyeti olmayan şirketler daha da zorlanacaklar. Dijitalleşmenin ana sorunu, problem olduğunda bunu nasıl ve hangi kriterlere göre çözüme ulaştıracağını hesaplayamamasından kaynaklanıyor. Bu noktada insan faktörü devreye giriyor. Sorunları çözüme ulaştıran faktör, insan faktörü" dedi.
Türkiye'nin çok fazla avantajı var
Türkiye'nin 2040 yılına kadar lojistik sektörü özelinde birçok noktada avantajının olduğunu ifade eden Büte, "Şu anda bölgemizde çıkan savaş dahi aslında tedarik zinciri için ne kadar önemli olduğumuzu gösteriyor. Kanayan yaramız olarak ifade edebileceğimiz demiryolu taşımacılığına çok daha ağırlık verilebilirsek, bu ağı hem tonaj hem de maliyet açısından çok efektif yönetmiş olacağız. Ayrıca deniz taşımacılığında da ciddi bir potansiyel var, limanlarımızı geliştirip bu potansiyeli kullanmamız gerekiyor. Aynı şekilde kara yolu için tam bir merkez üssü olabiliriz. Çünkü hem batı hem de doğu trafiği topraklarımızdan geçiyor. Kısacası, 2040 yılına bu yapılanmalar ve planlı adımlarla gidilirse, Türkiye bu sektörden ciddi kazançlı çıkabilecek nadir ülkelerden biri olabilir" ifadeleriyle Türkiye'nin bölgesel ve küresel önemine dikkat çekti.
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.