50 milyar dolarlık pazarda Türkiye'nin şansı azaldı
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, denizcilik şirketlerini bir yıl içinde yürürlüğe girmesi beklenen 'Balast Suyu Yönetimi' sistemine hazırlamak...
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, denizcilik şirketlerini bir yıl içinde yürürlüğe girmesi beklenen 'Balast Suyu Yönetimi' sistemine hazırlamak için üç günlük panel düzenledi. Toplantıda üretim pastasından pay alma şansı azalan Türkiye'nin montaj kısmında pay alabileceği vurgulandı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bir yıl içinde yürürlüğe girmesi beklenen 'Balast Suyu Yönetimi' ile ilgili sektörü bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantının açılış konuşmasını yapan Deniz ve İç Sular Genel Müdürü Cemalettin Şevli, Balast Suyu Sözleşmesi'ni imzalayan ülke sayısının 35'e ulaştığını belirterek "Türkiye de bu konuda oldukça aktif. Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi, TBMM Genel Kurulu'nda. Birkaç ay içinde onaylanarak taraf olacağımızı düşünüyoruz" dedi. Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi'nin yürürlüğe girmesi için dünya deniz ticaret filosunun kapasite olarak yüzde 35'inin taraf olması gerekiyor. Son olarak yüzde 30'luk bir tonaja ulaşıldığı belirtiliyor. Bir yıl için de gerekli olan yüzde 5'lik kısmın da taraf olacağının altı çiziliyor. Gerekli olan tonaja ulaşıldığında Balast Suyu Yönetimi Sözleşmesi otomatikman yürürlüğe girmiş olacak ve 2016 yılına kadar bütün gemilerin sisteme uyarlanması zorunlu olacak.
50 MİLYAR DOLARLIK PAZAR OLUŞACAK
Balast arıtma cihazının dünya genelinde 50 binin üstünde gemiye uyarlanacağına dikkat çeken Şevli, bir milyon dolar civarında maliyeti olan bu sistemin tersanelerde gemilere monte edileceğini söyledi. 50 milyar dolarlık bir pazarın söz konusu olduğu balast konusunda Türk tersanelerinin bir fırsat ile karşı karşıya olduğunun altını çizen Şevli, bu cihazların Türk bayraklı 800 civarında gemiye de uyarlanacağını bilgisini verdi.
FİYATIN YARISI MONTAJ MALİYETİ
Şevli'nin ardından Bakanlık uzmanları Balast Suyu Yönetimi ile ilgili teknik gelişmeleri katılımcılarla paylaştı. Şirketleri temsilen toplantıya katılan yöneticiler, bu sistemlerin Türkiye'de üretilip üretilemediğini sordu. Bakanlık Uzmanı Murat Korçak, Türkiye'de bu sistemi üretmek için bir firmanın çalışmaya başladığını fakat finansal sorunlardan dolayı projeyi tamamlayamadığını söyledi. Korçak, 1 milyon dolar civarında olan sistemlerin fiyatlarının yüzde 50'sinin cihaz, yüzde 50'sinin ise montaj maliyetinden oluştuğuna dikkat çekti. Bakanlık Müşaviri Kaptan Cahit Yalçın ise bu sistemleri üretmede artık geç kalındığını belirterek "Bugün yapmaya kalksanız, cihazın IMO'dan onaylanması, test süreci ve tip onay sertifikası alabilmeniz için 3-4 seneye ihtiyacınız var. Bu cihazların Türk tersanelerinde gemilere monte edilmesi ve cihazların Türk gemiler için toptan alınarak fiyat avantajı sağlanabilmesi için bir yapı oluşturulabilir" diye konuştu.
Sektör yöneticileri ilgilenmedi Bakanlık uzmanları, bu sistemlerin Türkiye'de de üretilmesi için Deniz Ticaret Odası, GİSBİR gibi sektörel kurumlara başvurduklarını ve TÜBİTAK'ın bu projeleri ciddi finanse edeceğini söylemesine rağmen yöneticilerin ilgi göstermediğini vurguladı. Bu konuda sektörü suçlama niyetinde olmadıklarının altını çizen uzmanlar, özel sektörün doğal olarak kısa sürede geri dönüş alabileceği projelere yatırım yapmayı istediklerini ve arge'nin göz ardı edilmesinin Türkiye'nin bir eksikliği olduğunu dile getirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.