AB ve Deniz
Avrupa Birliği ülkeleri, dış ticaretinin yüzde 90'ını denizler veya alternatif su yolları ile gerçekleştirmektedir. Bu sektörde ileri teknolojiyi yakalamış...
Avrupa Birliği ülkeleri, dış ticaretinin yüzde 90'ını denizler veya alternatif su yolları ile gerçekleştirmektedir. Bu sektörde ileri teknolojiyi yakalamış ve yatırımlarını geleceğe yönelik programlar ile yapılandırmış bu ülkeler, kendi aralarında yaptıkları ticaretin de yüzde 45'e yakın bir bölümünü aynı yolla sağlamaktadırlar.
Rakamlara bakıldığında AB ülkelerinin, denizciliğin seçkin, parlak ve güçlü yönünü keşfettiklerini çok iyi anlarız. Bu uluslar, denizciliğin, toplumların sosyal ve ekonomik refah düzeylerinin kalkınmasındaki stratejik önemini benimsemişlerdir.Ayrıcalıklı olarak da denizcilik sektörünün uluslar arası ticari ilişkilerde ne kadar önemli olduğunu kavramışlar ve sergiledikleri ekonomik politikalarla da onu ispatlamışlardır.
Deniz yolu ile yük ve yolcu taşımacılığının AB ekonomisindeki yeri çok önemlidir . Sahip oldukları deniz iş gücünde yaklaşık 220 bin kişi çalışmaktadır. Diğer yan sanayide çalışanların sayısı da 3 milyon civarındadır. Dünya deniz ticareti filosunun yüzde 40'ini temsil eden AB ülkeleri, hızla gelişen ve gittikçe artan bu iştah kabartıcı pastadan daha fazla nasıl pay alacaklarının hesaplarını yapmaktadırlar.
Uluslararası denizciliğin denetlenmesinde AB ülkeleri, IMO'da (Uluslararası Denizcilik Örgütü) önemli görevler ve yetkiler üstlenmiştir. Bu kapsamda,hazırladıkları programlarda denizlerdeki can ve mal güvenliği, kazaların en aza indirilmesi ve denizlerin korunması gibi önemli konular sürekli yer almaktadır.
AB, denizcilik alanında rekabet şansını artırmak ve hızla gelişen Uzakdoğu deniz gücüne karşı direnebilmek için yeni yeni stratejiler oluştururken, uzak deniz ilişkilerinde de daha yayılmacı bir politika izlemektedir.
Türkiye, sahip olduğu sahil şeridi ve deniz alanları ile bu uluslararası gelişmelerin dışında kalmamalıdır. Sektör ile ilgili yatırımlara daha çok önem vererek hızlandırılmalı ve çağdaş teknolojiyi yakalamalıdır.Her zaman denizcilik sektörünün bütün alanlarında uluslararası diyaloglara açık olmalıdır. Denizciliğin her kolundaki iş gücünden yararlanmasını bilmeli ve örgütlenmesini dönemler halinde hazırlayacağı stratejik kalkınma planlarıyla gerçekleştirmelidir, Dünya’da hızla gelişen uluslararası deniz ticaret hacminden daha çok pay alarak ekonomisine ivme kazandırmalıdır.
AB, 2002-2006 yılları arasında denizcilik sektörüne 215 milyon avroluk bir bütçe ayırmıştır. Türkiye'nin böylesine güçlü yatırımlara karşı nasıl hareket edeceğini çok iyi değerlendirmesi gerekir. Yatırımlarında dikkatli, hızlı ve planlı olması gerektiğini asla unutmamalıdır. Yoksa yarım bırakılmış yüzlerce yatırım boşa harcanmış ekonomik kayıplara neden olacaktır
Ülkemizin, denizcilik ve balıkçılıkla ilgili sektörlerde altyapısı sağlam hazırlanmış, uzun vadede istikrar gösteren ve ulusal çıkarları ön planda tutan "ulusal denizcilik görev gücü"nü oluşturmasının günü gelmiştir. Denizciliğin her dalında çağdaş gelişmeyi sağlayacak eğitimli personelin önemini de unutmamak gerekir. Bu alanda eğitim seferberliğine de önem vererek insana yatırım yapmayı da programa almalıyız.Sektördeki iş verimliliğinin artması, istenilen güce ulaşmak ve kalitenin daha yukarılara çekilmesi gibi konularda devlet her yönüyle destek vererek, itici güç olmalıdır. Çünkü denizcilikte ulusal politikalar çok önemli rol oynar. Öncelikle yerine getirilmesi gereken görevlerden biri de "ulusal denizcilik eğitim politikası"nı belirleyip, uygulamaya koymaktır. Sektördeki gelişmeler meslek gruplarınca incelenip, konular yakından takip edilmelidir.
Denizciliğimizin önündeki en büyük engellerden birisi de uluslararası alanda müsteşarlık düzeyinde temsil ediliyor olmasıdır. Bu da hem içeride hem de dünya denizlerinde önemli sıkıntılar yaratmakta olup, saygınlık açısından da güç kaybına neden olmaktadır.Üstelik müsteşarlığımızın kuruluş yasasının bile olmayışı konuyu daha da zora sokmaktadır.Bir an önce Denizcilik Bakanlığı'nın kurulması gerekmektedir. Niye kurulmadığını merak ediyorum. Bir yetkili çıkıp da bunu Türk halkına ve denizcilere açıklasa çok iyi olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.