"AETR ve UETDS taşımacılıkta sonun başlangıcı"

UND Temsilcisi Abdullah Özer ve sektör çalışanlarının bir araya geldiği açıklamada uygulamaların getirdikleri anlatıldı. Sektör çalışanları adına ortak açıklamayı okuyan Özer,  “Ulaştırma Bakanlığı 1 Ocak 2020 itibariyle bize, ülke menfaatine çok büyük zararlar verecek iki uygulamayı yazık ki hayata geçirmiştir. Burada toplanmamızın amacı, attıkları yanlış adımdan onları haberdar etmek ve uyarmaktır” ifadeleri kullanıldı. 

Özer açıklamada şu ifadelere yer verdi:  Kısa adıyla AETR ve UETDS olan milliliğe aykırı bu iki uygulama, Türk uluslararası karayolu taşımacılık sektörünün yok oluş başlangıcıdır. Bu uygulamalar, bazı kesimlerce yıllarca altı oyularak çökertilmeye çalışılan bu sektöre vurulan son büyük darbedir. Türkiye gerçekleriyle uyuşmayan her iki uygulama Türkiye’nin ulusal ve uluslararası çıkarlarına aykırıdır. Yabancı plakalı araçların taşıma kabiliyeti egemenliğini arttırmaya yönelik atılmış adımlardır. 2008 küresel krizinden sonra yabancı ülkeler kendi nakliye sektörlerini kalkındırmak adına korumacılık faaliyetleri başlattılar. Taşıma gerçekleştirdiğimiz ülkelerin hemen hemen hepsinde haksız rekabete sebebiyet veren uygulamalara, cezalara maruz kalıyoruz. Amaçları Türk Nakliye sektörünü taşıma pazarlarından uzaklaştırmak. Taşıma gerçekleştirdiğimiz ülkelerde bize dayatılan engeller taşıma gücümüzü yok ederken Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, sen neredeydin-neredesin. Bu genel müdürlük bize dayatılan sorunları çözmek yerine AETR-UETDS gibi Türk nakliye sektörüne güç kaybettirecek uygulamalara yönelik adımlar atmaktadır. Üzülerek söylüyorum ki bu genel müdürlük yabancı ülkelerin ekmeğine bizim aleyhimize yağ, bal olmaktadır.  AETR konvansiyonu Avrupa Birliği içinde kalmaya mahkûmdur. Yaşadığımız coğrafyanın kuzeyinde, güneyinde ve doğusundaki ülkeler, gerçeklerine ve milli çıkarlarına ters düştüğü için bu konvansiyonu uygulamıyor. Siz onlardan daha mı akıllısınız. Onların başlatmadığı bir uygulamayı başlatmak sizi daha mı akıllı kılıyor. Bu uygulamayı başlatanlar bilmezler mi bizim coğrafyamızda hiçbir ülkede uygulanmayan bir konvansiyon ancak ve ancak bize, yani ülkemize zarar verir. Türk taşımacılık sektörüne, İhracatımıza, ülkemize zarar verir. Bunu nasıl görmezsiniz, nasıl anlamazsınız!  Siz bu uygulamalarla Türk plakalı araçları yollarda bekletirken, kontrol etmediğiniz ve tüm uygulamalardan muaf tuttuğunuz yabancı plakalı araçların Türk taşıma pazarına daha fazla egemen olacağını bilmez misiniz? Türk ihracatı varış ülkesine biran önce ulaşmalıdır ki kalkınma olsun. Türk uluslararası nakliye sektörü var olmalı ki ihracat olsun. İhracat daim olmalı ki Türkiye olsun. Bu denklemi anlamak sizin için bu kadar mı güç. Türkiye, Asya ve Avrupa kıtalarının köprüsü konumunda jeopolitik ve lojistik açıdan stratejik bir ülkedir. Coğrafyanın bize sunduğu avantajdan etkin ölçüde faydalanmak adına bu sektörün önünü açacak politikalara ihtiyaç vardır. Bu bağlamda, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne düşen bu sektörü korumak ve yüceltmek gibi zor olan yolu tercih etmektir. Kolay olanı zaten yabancılar bize dışarda yapıyor. Safınızı belli edin, yabancı politikalarıyla Türk karayolu nakliye sektörünü bitirmek mi istiyorsunuz yoksa kalkındırarak Türkiye’ye yakışır bir pozisyona mı getirmek istiyorsunuz. Ülke menfaatlerini ve böylesine devasa bir sektörü ilgilendiren konularda bir devlet kurumuna yakışan ortak akılla yol almak olmalıydı. Siz bunu yapmadınız. Şimdi düşünmek size, eylem yapmak bize düşer. İyi düşünün doğru adımlar atın. Aksi halde bu genel müdürlüğe bir kayyum atamak ülke menfaatleri açısından zaruri olacaktır. Zira biz yok olduğumuzda Türkiye ekonomisi de yok olacak. Türkiye’nin gerçeklerini görmeyenler, görmemezlikten gelenler bilmeliler ki, bu haklı eylemler 81 vilayette artarak devam edecektir. Ta ki yanlıştan geri dönülene kadar.  Ülke menfaati bunu gerektirmektedir.”

61saat.com

LOJİPORT