Aliağa’da liman yok, iskeleler var
Üçüncü ve son oturumun öne çıkanını da bir özeleştiriye ayırdık. Yaptığı iş açısından bölge hinterlandını iyi bilen ve en çok kullanan kuruluşların...
Üçüncü ve son oturumun öne çıkanını da bir özeleştiriye ayırdık. Yaptığı iş açısından bölge hinterlandını iyi bilen ve en çok kullanan kuruluşların başında gelen Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonları (BALO) Genel Müdürü Hüseyin İşteermiş, “Aliağa da liman yok, iskeleler var. Demiryolu bağlantısız liman olur mu?” açıklamasıyla dikkatleri üzerinde topladı.
Altun: Lojistik köylerin yeri matematik hesaplar sonucu çıkacak
Üçüncü ve son oturumun Başkanlığını Gediz Üniversitesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Funda Yercan yaptı. İlk konuşmacı ise UDHB Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Lojistik Daire Başkanı Çetin Altun’du.
Lojistik Master Planı’nın 28 ay süresince devam edeceğini söyleyen Altun, “Hazırlığın bu kadar uzun sürmesinin nedeni verilerin sağlıklı olmamasından kaynaklanıyor. Nerede lojistik köy kurulacağı matematiksel hesaplar sonucunda ortaya çıkacak. Lojistik sektörü bizi çok iyi tanımıyor ama bu işi biz yapacağız. Lojistik köy, merkez ve üsler yeniden isimlendirilip adlandırılacak. Mevzuat, Avrupa’daki örneklerden faydalanılarak hazırlanacak” dedi.
Gedikoğlu: Tehlikeli madde taşımacılığı çalışmamızı 2015’te yayınlayacağız
İkinci olarak sözü alan konuşmacı ise diğer iki oturumda da yer alan UDHB Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü adına İsmail Hakkı Gedikoğlu oldu.
Gedikoğlu, tehlikeli madde taşımacılığının tanımını yaparak, 50 tonun üzerinde taşıma yapanların tehlikeli madde taşımacılığı yapması için belge almasının şart olduğunu söyledi. Gedikoğlu, sözlerini “Avrupa Birliği’ndeki depo ve antrepoları gezdik, bunlarla ilgili çalışmayı 2015 yılında yayınlamayı planlıyoruz” diye tamamladı.
Çalışkan: TSE ile paramız artık yabancı kuruluşlara gitmiyor
TSE Tehlikeli Madde ve Kombine Taşımacılık Müdürlüğü Uzman Yardımcısı Sedat Çalışkan da, ilk yapılacak işin TSE’ye başvurup, aracın ADR’ye uygunluğunun belgesini almak olduğunu bildirerek, konuşmasının devamında özetle onay başvuru süreçlerini anlattı. Çalışkan, TSE ile paramızın artık yabancı belgelendirme kuruluşlarına gitmediğinin altını çizdi.
Yılmaz: Gümrük prosedürleri altyapılara uygun hale getirilmeli
TOBB-UND Genel Müdürü Selçuk Yılmaz, Türkiye’nin transit potansiyelinin harekete geçirilmesi için neler yapılmalı, neler yaptık? sorularının yanıtlarını verdi. Türkiye’nin 56 sözleşmeden ancak 21’ine taraf olduğunu söyleyen Yılmaz, “Türkiye’nin bu sözleşmelere taraflılığının artırılmasıyla transit taşımacılığı da gelişecektir. Aracınızda uçak motoru taşıyorsunuz, transit beyannamede bir hata oldu. Bu hatanın gümrük tarafından cezalandırılacak kısmı eğer malın ederi 5 milyon Euro ise 15 milyon Euro’ya kadar çıkabilir. Gümrük prosedürlerinin altyapılara uygun hale getirilmesi gerekiyor. Farklı çekici ile farklı semitreyleri çekme şansınız yok. TOBB-UND Lojistik A.Ş, işin software tarafıyla ilgileniyor. Transit gümrük beyannamesi sunma imkanı sağlıyor. 400 milyon liralık teminat mektubumuzu taşımacıların kullanımına sunuyoruz. Kapıları modernize ederek prosedürlerde iyileşme sağladık” sözleriyle icraatlarını özetledi.
İşteermiş: Lojistiği biz yönetelim, depoculuğu biz yapalım
Büyük Anadolu Lojistik Organizasyonlar (BALO) Genel Müdürü Hüseyin İşteermiş, oldukça dik mesajlar verdiği konuşmasında özetle şunları söyledi: “Lojistikte iki önemli faktör vardır. Birincisi konsolidasyon (birleşme) diğeri de organizasyon. Bursa’da üretilen malın yüzde 74’ü Avrupa Birliği ülkelerine gidiyor. Güneydoğu Anadolu’da navlun, malın değerinden yüksek. Demiryolu gittiği yere medeniyet götürür. BALO, TOBB çatısı altında 94 TSO, organize sanayi bölgesi ile kurulmuş bir demiryolu şirketidir. Demiryolu taşıma payını artırıcı çalışmalar yapmak ve demiryolu bağlantısı olan ülkelere ulaşabilmek amacıyla vardır. Bu ayıp bize yeter, artık demiryolunu canlandırmamız lazım. Aliağa’da liman yok, iskeleler var. Aynaya bakmazsak gerçekleri göremeyiz. Gelin uluslararası bir şirket kuralım, herkes değeri kadar o şirkete ortak olsun, sonra alıp çantayı yabancı ortak arayalım. İçinde demiryolu bağlantısı olmayan yere liman denmez. Geri sahası olmayan bir liman olabilir mi? Niye Shell, Mobil ayrı ayrı tanklar çalıştırıyor. Biz kuralım onların lojistiklerini biz yönetelim. Depoculuğu da biz yapalım.”
Adıvar: Her yıl 10 bin lojistikçi yetiştiriyoruz, bu da yetmeyecek
İzmir Ekonomi Üniversitesi Lojistik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Burcu Adıvar, mesleği olan eğitim ağırlıklı konuşmasında özetle şunlara yer verdi: “Herkes altyapıdan, sorunlardan bahsetti ama kimse nitelikli iş gücünden söz etmedi. Müşterilerin bilgi talepleri arttı ama hala insana dayalı bir şekilde yürüyor. Doğru bir planlama için lojistik firmalarının üretim planlarını görebiliyor olması lazım. Üniversitelerden her yıl lojistik sektörüne 10 bin kişi veriyoruz. Ama gelişen ekonomiye göre bu bile yeterli olmayacak.”
Derici: Çevre yolunu koyamazsınız otomobil lojistiği yapamazsınız
Son konuşmacı ise 3 E Danışmanlık’tan Rüçhan Derici oldu. Derici, Tehlikeli Madde Lojistiği Açısından Aliağa başlıklı konuşmasında aslında pek de tehlikeli madde lojistiğine değinmedi. Planlama yapmayı bilmediğimizi öne süren Derici, “11 yılda sadece algımız değişti. Bugün, ulaştırma sektöründe bir yatırım planlıyorsanız 25 yıllık bir geri dönüşle planlıyorsunuz. Buradan Çandarlı’ya kadar hub limanı olabilecek bir potansiyel görüyorum. Ama geride lojistik anlamda elleçleme yapabileceğim bir yer yok. Liman otoritesi mantığı da liman grupları olarak değerlendirildiğinde iyi pozisyonlara gelebiliriz. Çok miktarda maden elleçliyoruz. Lojistiğin birçok aşamasında katma değerli hizmetler üretmeliyiz. Ben çevre yolunu buraya koyamazsam otomobil lojistiği yapamam. Bir iş ekonomiye katma değer sağlamak için yapılır” açıklamasını yaptı.
Selçuk ONUR – İZMİR/LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.