“Bir hafta tank okuyan konunun uzmanı oluyor”

“Bir hafta tank okuyan konunun uzmanı oluyor”

Gökbil Tank Konteyner İşletmeciliği A.Ş Genel Müdürü Kaan Kulga, tehlikeli madde taşımacılığında işlerin hassas yapılmadığına şu sözlerle dikkat çekti: “Bir hafta tank okusanız, bir hafta sonra konunun uzmanı olduğunuzu düşünebilirsiniz."

Gökbil Tank Konteyner İşletmeciliği A.Ş Genel Müdürü Kaan Kulga, en hassasiyet isteyen tehlikeli madde taşımacılığında işlerin hassas yapılmadığına şu sözlerle dikkat çekti: “Bir hafta tank okusanız, bir hafta sonra konunun uzmanı olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ama işin yapılabilirliği hiç de öyle değil.”

Her konuda olduğu gibi tehlikeli madde taşımacılığında da, bize özgü durumlar yaşıyoruz. Can ve mal emniyeti bakımından en dikkatli olunması gereken taşıma modunda aslında işler hiç de uygulamada olması gerektiği gibi değil. Özellikle kara taşıma yönünde yetersiz ekipman ve personelle çalışan firma sayısı oldukça fazla. Üstelik, bu sayı giderek de artıyor. Çünkü hala güvenlik değil de fiyat ön planda tutuluyor. “Bundan 10 yıl önce gerçekten iyi kazançlar sağlıyormuşuz” sözünün altını çizen Gökbil Tank Konteyner İşletmeciliği A.Ş Genel Müdürü Kaan Kulga, haksız rekabetin sektörü her geçen gün daha da zora soktuğuna vurgu yapıyor ve devam ediyor: “Ama sadece biz değil, kimse artık eskisi kadar kazanamıyor. Sayılar arttıkça, pasta da küçülüyor. Herkes birbirinden haberli, rekabet şartları oldukça zor. Çinli ile Hindistanlı ile rekabet etmeye çalışıyorsunuz. Tabi ne kadar rekabet edebilirseniz... Eskiden böyle değildi, bazı firmalar dünya ölçeğinde öne çıkacak durumda olur, diğerleri de onu takip ederdi. Açın interneti, kimyacı da taşımacı da istemediğiniz kadar bulursunuz. Bir hafta tank okusanız, bir hafta sonra konunun uzmanı olduğunuzu düşünebilirsiniz. Ama işin yapılabilirliği hiç de öyle değil. Uzmanlık ve tecrübe ister. Aksi takdirde can yakan birçok sorunla karşılaşmanız mümkün. Taşımacılık bir hacim işine döndü. Radyoaktif, nükleer ya da daha özel yükler taşımıyorsanız kazanç çok zor. Memleket ve civarında iyiyiz de, biraz daha öteye geçtiğimizde boyumuz kısa kalabiliyor” sözleriyle realiteyi ortaya koydu.

GÖKBİL TANK VE GÖKBİL LOJİSTİK

Firmalarının, 2011 yılında Gökbil Tank ve Gökbil Lojistik olarak faaliyet göstermeye başladığını ifade eden Kaan Kulga, kuruluşu ve faaliyet konularını da şu sözlerle özetliyor: “Lojistik şirketimizde karayolu taşımacılığı, tankta ise depolama işlemleri faaliyetleriyle ilgili bir kaptan diğerine aktarma yapıyoruz. Belli ölçüde küçük tanklarımız bulunuyor. Onlarla da bazı dökme sıvı kimyasal ürünleri depoluyoruz. Yaptığımız 100 işin 95’i kimyasal, geri kalanı da gıda lojistiği faaliyetleridir.”

gök-bil01.jpg

PROFESYONEL FİRMA SAYISI AZ

Paketleme ve bölme işini kendileri gibi yapan profesyonel firma sayısının çok az olduğunun altını çizen Kulga, “Yoksa büyük firmalar, fıçılama ve paketleme işini kendileri yapıyor. Bizim yaptığımız iş ise, profesyonel ve sadece üçüncü şahıslara yönelik. Bu konuda epey zengin bir müşteri portföyümüz olduğunu söyleyebilirim. İşimiz gerçekten uzmanlık gerektiriyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu işlemi kendi bünyesinde gerçekleştirmeye çalışan birkaç boya fabrikası, yangınlarda büyük zararlar yaşadı. Büyük tonajlı malları, küçük fıçılarla ayırırken statik elektriğin kurbanı oldular. Sadece bu yüzden Türkiye’nin en büyük boya fabrikası yandı. Bu riski, profesyonel olarak üzerimize alıyor ve çözüyoruz” açıklamasını yaptı.

“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK YERLİ FİRMASI BİZİZ”

Gökbil Tank, kara ve deniz ağırlıklı olmak üzere kombine taşıma modlarını kullanarak lojistik hizmetleri sunuyor. Avrupa ve Ortadoğu’nun birçok bölgesine tank konteynerle sevk hizmeti gerçekleştiriyorlar. Tehlikeli maddelerin taşınması ile ilgili Türkiye’nin de dâhil olduğu ADR yönetmeliğine uyum durumunu sorduğumuz Kaan Kulga, bizi şu sözlerle yanıtladı: “Operasyonunu yaptığımız yaklaşık 600 tank var. Elimizdeki portföy ve ekipmanlarımızla Türkiye’deki en büyük yerli firma olduğumuzu söyleyebilirim. Bizim ADR ile ilgili hiçbir sorunumuz olmaz. Çünkü yönetmelik çıkmadan da, tüm çalışmalarımız ADR Yönetmeliğine uygundu. Kontratlı olarak dünyanın önde gelen firmalarıyla çalışıyoruz. Onlarla iş yapıyorsanız, zaten kurallara en uymak zorunda kalıyorsunuz.

“DENETİM SAĞLIKLI YAPILMIYOR”

Ama aslında bütün mesele denetim mekanizmasını doğru işletmekten geçiyor. Bunun da mevcut şartlarda çok sağlıklı yapıldığını düşünmüyorum. Niyet iyi ama her şey iyi niyetle bitmiyor. Avrupa hattı taşımalarını 2000 yılında ağırlıklı İtalya olmak üzere Hollanda ve Belçika ile Türkiye arasında başlatan Gökbil, aradan geçen 15 yılda hizmet ağını tüm Avrupa’ya yaydı. Avrupa’nın tamamında kapıdan kapıya ithalat ve ihracat taşımaları gerçekleştiren Gökbil, operasyonlarını Türkiye ile sınırlı tutmayarak üçüncü ülkelere / ülkelerden transit taşımalar da yapıyor.” Arkem, bir kimya şirketi olduğu için bütün grubun da işi doğal olarak kimya sektörü. Dilovası’nda bir tank terminalleri var.

“İŞİMİZ, SÜREKLİ BAKIM İSTEYEN BEBEK GİBİ”

Türkiye’de kimya denilince kendi grup şirketleri dışında yaygın ağa sahip bir başka firma daha olmadığının altını çizen Kulga, “Çünkü terminaliniz olacak, depolama da taşıma da yapabileceksiniz. Böyle bir Türk firması daha yok. İsrail’de böyle bir firma daha var. Ama bizden çok daha küçük ölçekli. Çok hassas bir iş yapıyoruz. Tanklarımız bizim için sürekli bakım isteyen bir bebek gibidir. Belli bir istatistik yok ama yüzde ağırlıklı olarak söyleyebilirim. Tahminlerimize göre, toplam pazarın yüzde 10’una hâkim olduğumuzu söyleyebilirim. Tünerir: Uygun olmayan ekipmanla taşıma yapılıyor Gökbil Satış ve Pazarlama Koordinatörü Murat Tünerir de, Türkiye’de tehlikeli madde taşımacılığının ihmal edildiğini söyleyerek, “Halen daha yollarda tehlikeli madde taşıyan uygunsuz ekipmanlarla nakliye yapılmaktadır. Ülke ekonomisine büyük zararlar verebilecek bu taşımaların Avrupalılar’ın 70’li yıllarda fark ederek önlem aldıklarını belirtmek gerekiyor. İnsan ve ekipman uygunsuzluğunu minimum riskle taşıma yapmak amacında olan bazı şirketler ülkemizde çok az sayıdadır. Filosuyla yurtiçinde sadece taşımacılık yapan birçok firma, ADR gereksinimlerini pek dikkate almıyor. Bu durumda da hem insan ve çevre faktörünü riske atmış oluyorsunuz. Bu araçlar sadece şehirlerarası yollarda değil artık yerleşim yerleri otoyolların yakınına kurulmuş olup burada olabilecek bir kaza artık neredeyse şehir içi kadar kalabalık bir nüfusa sahip hanelerdir.

kaan-murat.jpg

“TAŞIMADA EN ÖNEMLİ UNSUR İNSANDIR”

Araçlara sadece “Tehlikeli Madde” yazarak kendilerini garanti almaya çalışan şirketler ADR mevzuatına göre yanılmamaları gerek, aracın her dört tarafında turuncu ikaz levhaları ile ürünün IMO sınıfı ve UN numarası belirtilmesi gerekli. Bu ikazların önemi ise bir kaza halinde sürücü yaralanmış ve kaza mahalinde değil ise yetkililerin bu tehlikeli ürünü tanımalarını sağlar. Bir aracın tehlikeli madde taşıyabilmesi için gerekli özelliklerin neler olduğunu sorduğumuz Tünerir, bizi şöyle yanıtladı: “Her zaman en önemli unsur insandır. Eğer eğitimsiz bir insana en kaliteli malzemeyi de verseniz kullanmasını bilmedikten sonra hiçbir işe yaramaz. Bu sebepten dolayı en başta şoförün ADR ehliyetli olması gerekli. Gökbil olarak yoğun bir şekilde tehlikeli madde taşımacılığı yaptığımızdan dolayı hem kalifiyeli insan hem de buna uygun ekipman ile çalışma şartlarını koşulsuz olarak yerine getiriyoruz.”

Selçuk ONUR - LOJİSTİK & EKİPMANLAR

LOJİPORT

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.