“Birkaç cm için yükü yabancıya kaptırıyoruz”
4 m. yükseklik ve 18.75 m. uzunluk zorunluluğunun özellikle araç lojistikçilerini zora soktuğunu kaydeden Can Eker, Böyle olunca otomobil taşıyan firma, modeline göre 1 ya da 2 araç eksik taşıyor, bu da rekabet şansımızı zora sokuyor” dedi.
Tükettiğimiz her ürünün içinde lojistik maliyetler de var. Türkiye’de görece olarak navlun bedelleri düşük seviyelerde seyrediyor. Transit sürelerde de oldukça hızlı olduğumuz söylenebilir. Ancak, çoğu kez anlam dahi veremediğimiz uygulamalar, sektörü sıkıntıya sokmaya devam ediyor.
Gabari uygulamasının da özellikle araç lojistiği yapan firmaları zora soktuğunu ifade eden ANT Lojistik Finans ve Müşteri İlişkileri Yöneticisi Can Eker, “Nakliyede fiyat çok önemli. Transit sürelerde sıkıntı yok ama gabari uygulamaları bizi büyük bir sıkıntıya sokuyor. Avrupa’daki örneklere baktığınızda geriden geliyoruz. Burada kaybeden ülkemiz oluyor. Firmalar buraya yatırım yapmaya karar verdiklerinde her türlü maliyetin hesabını yapıyor. Yalnızca bu neden bile bir otomotiv firmasının ülkemize yatırım yapmama nedeni olabilir” diye konuştu.
Her ülkenin kendine göre bir uygulaması olduğunun altını çizen Eker, “Çevremizdeki ihracat yapan ülkelerde yükseklik ve uzunluk çok çok daha esnek. İngiltere ve İskandinav ülkelerinde sınırlama yok. Fransa’da 4.50, İspanya’da 4.40. Almanya’da 4 metre ancak orada da otomotiv karayolu değil, daha çok demiryoluyla taşınıyor. Ülkemizde ise 18,75 ve 4 metre ile sınırlandırılmış durumda. Bu durum bir TIR’a 8 araç yüklemeniz gerekirken modeline göre 7 ya da 6’da kalabilmenize neden oluyor. Kullandığınız güzergahlar zaten otoyol güzergahları, çevreye ya da trafiğe verilebilecek hiçbir zarar yok. Araçların istiap haddi üzerinde bir yükleme söz konusu değil. Kuruyükte 18.75 olmasında hiçbir mahsur yok. Ancak araç lojistiği için ayrı bir düzenleme yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Sorun, birkaç bakanlığı birden ilgilendirdiği için çözülemiyor”
Sıkıntının, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yanı sıra, Maliye, Gümrük ile Bilim ve Teknoloji bakanlıklarının da ilgi alanına girdiği için çözülemediğini belirten Eker, “Herkesi bir masada toplayıp ortak bir karar almak mümkün olmuyor. Sorun belli, herkes mantıklı buluyor. Ama ortada çözüm yok. Oysa kesinlikle ülkenin lehine olan bir durumdan söz ediyoruz. Bu durum en başta ülke ekonomisine zarardır. Araçların lojistik maliyetleri nedeniyle gerçek değerleri de yükseliyor. 8 seferde bir sefer daha fazla yapmak durumunda kalıyorsunuz. Türkiye konumu itibariyle transit yüklerin merkezi olabilecek durumda. Fakat çıkış kapısına kadar geliyor ve ülkenizi terk edip sınırın öte yanına geçecekken cezalara maruz kalıyorsunuz. Ben çıkış kapısına kadar bu yükle geldim, neden burada ceza yiyorum sorusunu ister istemez soruyorsunuz. 4.40 bizim için uygun. Çünkü karayolu ve ana arterlerde bu yüksekliğe göre hazırlanmış. Bazen müşteri ‘yükleyin, 1.600 lira olan cezayı ben ödeyeceğim’ diyor ama bu da bizim için istenmeyen bir durumdur. Niye arkadan dolanmak zorunda kalalım. Bu ülkemizi zora sokacak bir durum değil. Türk taşımacılığının rekabet gücü zarar görüyor” açıklamasını yaptı.
Rekabet edemiyoruz: Gürcistan, Azerbaycan yüklerini kaybettik
Üretici firmalara pazarlık aşamasında ‘bu güzergahta şu model araçlardan 5 adet yükleyebiliriz’ diye farklı seçenekler sunmak zorunda kaldıklarını söyleyen Eker, şöyle devam etti: “Öte yandan, Bulgar ya da Ukrayna firmaları, Rusya üzerinden Gürcistan ve Azerbaycan pazarına bizden çok daha düşük navlun belirleyebildikleri için rekabetçi fiyatlarla taşıma yapıp, yükümüzü alabiliyorlar. Bunun nedeni yalnız ve yalnızca gabari ölçülerinde uymamız gereken kısıtlamalardır. Ciddi bir döviz girişi de böylece engellenmiş oluyor. Avrupa’da üretilen en iyi treyleri getirtiyorsunuz. Amacınız, bir araç daha fazla taşıyabilmek. Ama gabari kısıtlamasına takıldığınız için boşuna fazladan para verip yatırım yapmış oluyorsunuz.
Irak karışmadan Irak’a gidecek olan araçlar Mersin ya da İskenderun’a geliyor oradan da Irak’a taşınıyordu. Orada da gabari ölçüleri olan 4 metre ve 18.75 uygulanmaya başlandı. Bu uygulama başladığında yükleme faktörünüz düşer, yükleme faktörünüz de düşünce birim maliyetiniz yükselir. Buradaki iş, Suriye üzerine kaydı. Türkiye hattı iptal oldu. Güneyde durum bu. Diğer yana baktığınızda Ukrayna, Romen plakalı araçlar yüklerimizi daha rekabetçi fiyatlara taşımaya başladığı için elimiz boş kalmaya başladı. Aracınız daha kaliteli olmasına rağmen, Avrupa’da faaliyet gösteren diğer firmalarla rekabet edemiyorsunuz. Azerbaycan tamamen Türkiye üzerinden giderken, artık sırf bu nedenle İran’da Bander Abbas Limanı üzerinden gitmeye başladı, kaybeden ise Türkiye ekonomisi oluyor.”
Gabari sorunu çözülürse neler değişir?
- Her defasında 1-2 araç fazla taşınabileceği için daha az çevre kirliliği yaşanır.
- Yollardaki TIR sayısı azalacağı için yollar daha az yıpranır.
- Daha az sefer, daha az yakıt kullanımını getireceği için israf ortadan kalkar.
- Üretici firmaların lojistik maliyetleri düşeceğinden, bu durum son kullanıcıya daha ekonomik araç fiyatları olarak yansır.
- Bazı ülkelere kaptırdığımız rekabet avantajını yeniden yakalarız. Daha fazla hizmet ihraç edip, ülkeye daha fazla döviz kazandırırız.
Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.