BURULAŞ iskelesinde İDO gemileri ne arıyor?
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kabataş-Bursa arasında feribot seferleri yapmak için ne kadar kararlıysa, İDO da yaptırmamakta bir o kadar kararlı. 2 Aralık...
Bursa Büyükşehir Belediyesi, Kabataş-Bursa arasında feribot seferleri yapmak için ne kadar kararlıysa, İDO da yaptırmamakta bir o kadar kararlı.
2 Aralık Pazar günü yolum Kabataş’a düştü. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin ulaştırma hizmetlerini yürütmek üzere kurulan BURULAŞ, başlatacağını duyurduğu feribot seferlerinin İstanbul ayağını Kabataş’ta kurduğu iskelesinden yapacak. Ama, bakınca iskelenin sağında ve solunda birer feribot görüyorsunuz. Üstelik, sahipleri de İDO; son yıllarda yapılan modern arabalı vapurlar: SAHİLBEND ile SUHULET. İskeleyi iki yanlı öyle kapatmışlar ki, bir başka geminin yanaşması mümkün değil.
İDO’yu, bu eylemi nedeniyle kuralları ihlalle suçlayabilirsiniz. Peki, soru şu: Özelleştirmeden parayı bastırıp satın alan ve bunu eskisi gibi kamu hizmeti değil, kar amacıyla yapan bir şirket, yeni rakipler yaratılacağını bilseydi o meblağı yine verir miydi?
Soruya, herkesin vereceği yanıtın ‘hayır’ olduğundan eminim.
OYUN DEVAM EDERKEN KURAL DEĞİŞTİRİLMEZ
861 milyon dolar bedelle kârlı bir işletmeyi sattınız. O kuruluşu alan konsorsiyumda,Türkiye’nin en başarılı üç firması ile işi taşıma olan yabancı bir diğer şirket var. İhale sözleşmesinde, ‘süreç içinde yeni rakipler yaratılabilir’ ya da ‘İBB’nin de desteğiyle komşu belediyeler, aynı konuda yatırım yapabilir’ yazıyor olsaydı. Yine 861 milyon dolara satabilir miydiniz?
İDO’YA BEL ALTI ÇALIŞILIYOR
İDO, artık bir kamu kurumu değil. O nedenle, eskisi gibi muhabbetle savunduğumu söyleyemem. Geçen yıl benim de eleştirdiğim ve yanlışlığını konsorsiyumun en tepesindeki isim olan Hamdi Akın’ın da kabul ettiği bir ‘fiyat politikasızlığı’ gerçeği yaşandı. Ama, yiğidin hakkını da yiğide teslim gerekir. Devir sözleşmesinde önceki paragrafta yazılan ibarelerin olmadığına kesinlikle eminim. Peki niye açık ihaleyle ve görece iyi bir bedelle sattığınız kuruluşa yeni rakipler yaratmaya çalışıyorsunuz. Üstelik bunu komşu illerden bir belediye ile yaparak ‘minareye kılıf uydurma’ gayretindesiniz.
ÖZELLEŞTİRMELER NEGATİF ETKİLENİR
Her ne kadar özelleştirilecek çok fazla kurum kalmasa da, başkentin göbeğinden tüm Türkiye’ye gurur verecek ve hızla büyüyen bir PTT gerçeği var. On yıl öncesine kadar milyonlarca lira zarar eden bir kurum, İDO özelleştirmesi öncesi yapılanlar gibi, doğru bir yöntem ve yönetimle dünya devleri arasına girmeye aday kuruluş oldu. Kanımca, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin göreceği en büyük özelleştirmelerden biri olmaya aday.
Peki şimdi soru şu: Siz, İDO’ya yapılan ‘arkadan dolanma’ taktiğini PTT için de uygulamayacağınızı nasıl anlatacaksınız? Özellikle yabancı yatırımcı, en hakim konumda aldığı bir kuruluşa, günün birinde devlet imkanlarıyla büyüyen bir rakip çıkmayacağından nasıl emin olabilir?
Bırakın serbest piyasa kendi kurallarını belirlesin! Ama, bu sözcükten özel sektör ‘istediği gibi at oynatır’ anlamı da çıkarılmasın. Bir kuruluş, haksız fiyat politikası uygularsa, karşısına sadece önce kanunlar, sonra da bilinçli halkın tepkisi çıkmalı…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.