Cevher Grubu'ndan 40 milyon Euro'luk yatırım
Elektrikli otomobilde öncü tedarikçiler arasında yer almak için çalışmalarını yoğunlaştıran Cevher Grubu, önce boyahane kapasitesini iki katına çıkaracak, ardından hibrit ve elektrikli araçların alüminyum döküm parça ihtiyaçlarına odaklanacak.
Yeni nesil elektrik araçlar için 20’yi aşkın projede tek ve geliştirici tedarikçi olarak OEM’lerle çalışan Cevher Grubu, gerçekleştireceği 40 milyon Euro’luk yatırımla alüminyum alaşımlı janta ek olarak, araçların şasi, yürüme aksamı parçalarını da üretimini gerçekleştirerek yerli elektrikli otomobil üretiminin önemli tedarikçileri arasında yer almayı hedefliyor.
1955’te kurulan Cevher Grubu’nun otomotiv endüstrisi için ilk alüminyum döküm silindir kapak, silindir blok, manifold, alüminyum alaşımlı jantı üretirken, bugün Orijinal Ürün Üreticisi (OEM)’ler için entegre bir know-how partner ve çözüm ortağı konumuna yükseldiğini belirten Cevher Grubu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Haluk Özyavuz, gelecekte hibrit araçların yerini elektrikli araçlara bırakacağını ardından da hidrojen başta olmak üzere yakıt hücresi ile çalışan araçların uzun vadede güç kazanacağına dikkat çekti. Bu piyasanın kalıcı ve güçlü oyuncuları arasında yer almak adına yatırım programlarını bugünden detaylandırdıklarını anlatan Özyavuz,“Hibrit araçları, yüzde 100 elektrikli araçlara geçiş döneminin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Kısa ve orta vadede hibrit araçlar pazar payını artıracaktır. Fakat sonrasında, yerini yüzde 100 elektrikli araçlara bırakacaktır. Bu noktada, gelişimini sürdüren bataryalı elektrikli araçların yanı sıra, özellikle de Toyota ve BMW’nin yıllardır üzerinde çalıştığı, Hidrojen başta olmak üzere yakıt hücresi ile çalışan araçların da uzun vadede güç kazanacağınız düşünüyoruz. Tabii ki bu gelişim ve değişim dünyanın her yerinde aynı hızda gerçekleşmeyecek. Ancak 2030’larda veya 2040’lı yıllarda, yeni araç parklarının bugünden bir hayli farklı olacağını kademeli bir şekilde gözlemliyor olacağız” dedi.
Müşteri talepleri belirleyici oldu
Elektrikli araçların, araç ağırlığı ve menziliyle ilgili endişelerden dolayı, teknik açıdan zorlayıcı bazı ek beklentileri gündeme getirdiğini ifade eden Özyavuz, “Bu beklentilere karşı sunacağımız etkili çözümler, rekabette öne çıkabilmenin anahtarı olduğundan, müşterilerimizin sesine kulak veriyoruz ve önceliğimizi bu beklentileri en iyi mühendislik çözümleriyle hızlı ve etkili şekilde karşılamaya veriyoruz. Bu kapsamda, Cevher olarak yakın zamanda alüminyum alaşımlı janta ek olarak, araçların şasi, yürüme aksamı parçalarını da üretmeye başlıyoruz. Böylece, yeni nesil araçlarda alüminyum döküme dair her türlü müşteri talebini iki fabrikamızda da karşılayabiliyor olacağız” diye konuştu.
Yatırımın ilk etabı başladı
Yatırım programının birkaç yıl süreceğini, ilk aşamada boyahane kapasitesini iki katına çıkaracaklarını, ardından diğer yedek parça ve ekipman üretimi için planladıkları yatırımları hayata geçirecekleri bilgisini paylaşan Özyavuz, toplam yatırımın 40 milyon euroyu bulacağını söyledi. Özyavuz şöyle devam etti: “Ülkemizin ve Cevher’in geleceğine inancımız tam. Bu sebeple, şartlar ne olursa olsun, yeni fabrika yatırım projemize devam ediyor, ülke ekonomisi için değer yaratmayı sürdürüyoruz. Bu kapsamda, 2021 yılının ilk çeyreğinde, boyahane kapasitemizi iki katına çıkararak, büyüme hedefimizin ilk adımını atmış olacağız.” Yerli otomobil projesini hakkında başından beri projenin en büyük destekçilerinden biri olduklarını ifade eden Özyavuz, Cevher’in Türkiye’nin otomotiv için ilk alüminyum döküm parça üreticisi olarak, bu projede de önemli tedarikçilerinden biri olabilmek adına elinden geleni yapmaya devam edeceğini iletti.
Pandeminin etkisi geçici olacak
Haluk Özyavuz, “Koronavirüs salgını her ne kadar 2020 için ciddi bir daralma yaratmış olsa da 2021 yılı itibariyle krizin büyük ölçüde atlatılacağına ve otomotiv sektörünün tekrar yükselişe geçeceğine inanıyoruz. Hatta koronavirüs sonrası da gündeme kalmasını beklediğimiz sosyal mesafe kavramının, orta vadede bireysel araç alımına pozitif katkı sağlayabileceğini düşünüyoruz. Kısa vadedeki sert düşüşün kısmen de olsa telafi edilebilmesi için devletlerin teşvik ve destek paketleri kuşkusuz büyük önem taşıyor. Otomotiv endüstrisi, kuruluşundan bu yana gelişimin öncüsü olan lokomotif sektörlerden biri oldu. Teknolojinin en yoğun kullanıldığı sektörlerden biri olarak, dönüşen ve dijitalleşen dünyada yazılım yeteneklerini daha da güçlendireceğini ve öncü pozisyonunu koruyacağını öngörüyoruz. Bu dönüşüm koronavirüs öncesi zaten başlamıştı, pandeminin ardından ivmesini artırarak devam edecektir” ifadelerini kullandı.
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.