"Demiryollarına yatırım lojistiğin önünü açacak"
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, demiryollarına yapılacak yatırımın lojistik sektörüne de fayda sağlayacağını ifade etti.
Kısa adı UTİKAD olan Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Türkiye'nin dış ticarerin taşıma modları arasında demiryolu taşımacılığının yüzde 1'lik bir paya sahip olduğunu belirterek, demriyollarına yapılan yatırımın lojistik sektörüne de katkı sağlayacağını kaydetti.
Konu ile ilgili olarak Ekovitrin'in 2019 yılı Mart sayısına açıklamalarda bulunan Emre Eldener şunları belirtti.
Türkiye’de dış ticaretin taşıma modlarına göre dağılımını değer bazında incelediğimizde taşımaların yüzde 62’sinin denizyoluyla, yüzde 23’ünün karayoluyla, yüzde 14’ünün havayoluyla yapıldığını görüyoruz. Önemini her noktada belirttiğimiz demiryolu taşımacılığı sadece yüzde 1’lik bir orana sahip. UTİKAD olarak uzun süredir söz aldığımız tüm platformlarda bu oranın yükseltilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz. Çünkü dünya genelinde lojistik sektörüne baktığımızda önümüzdeki süreçte demiryolu taşımacılığının ‘intermodal taşımacılık’ kapsamında etkin bir role sahip olacağını biliyoruz. Ancak intermodal taşımacılığın neden önemli olduğunu belirtmeden önce taşıma terminolojisi ile ilgili UTİKAD tarafından benimsenen ayrımı sizlerle paylaşmak isterim. 2001 yılında BM Avrupa Ekonomik Komisyonu tarafından yayınlanan Kombine Taşımacılık Terminolojisi (Terminology on Combined Transport) dokümanında “Multimodal”, “intermodal”, “kombine taşımacılık” ve “road-rail transport” terimleri tanımlanmıştı, fakat bahse konu dokümandaki mevcut tanımlar sektörde karışıklığa neden olmaktaydı. Lojistik firmalarının ilgili departmanlarında her üç terimin birbirinin yerine kullanıldığı görülmekteydi. Bu tanımların güncellenmesi gerektiğini düşünen UTİKAD Demiryolu ve İntermodal Çalışma Grubu tarafından bir çalışma yapıldı ve bahse konu terimler yerine önerilen tanımlar hem BM Avrupa Ekonomik Komisyonu’na hem de Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü’ne iletildi.
Önerilen tanımlamada; “Kombine Taşımacılık” üst başlık olarak konumlanırken multimodal ve intermodal taşımacılık alt başlıklar olarak yer almıştır. İki terim arasındaki fark UTİKAD tarafından; “Eğer taşımacılık modları arasında geçiş yaparken taşıma kabının içindeki ürün elleçleniyorsa multimodal, ürünün içine konduğu kap/konteyner veya arac¸ elleçleniyorsa intermodal denilmektedir” şeklinde tanımlanmıştır.
Bu tanımlamalara göre; ‘Çok Modlu/Multimodal Taşımacılık, iki veya daha fazla taşımacılık modu kullanılarak yapılan, mod değişimlerinde doğrudan yüklerin elleçlendiğii taşıımacılık sistemidir.’ ‘Intermodal Taşımacılık’ ise aynı taşıma aracı veya kabı ile iki veya daha fazla taşımacılık modu kullanılarak yapılan, mod değişimlerinde yüklerin içine konulduğu araç veya kapların elleçlendiği, yüklerin elleçlenmediği taşımacılık sistemidir. Bu noktada doğru tanımlamayı yaptıktan sonra intermodal taşımacılığın sektör açısından çok daha büyük avantajlara sahip olduğunun altını çizmekte fayda vardır. İntermodal taşımacılığın sektör açısından avantajlarına bakıldığında elleçleme maliyetlerinin azalması, azalan elleçleme hareketleri sebebiyle yüke gelebilecek zararların minimize edilmesi ve dolayısıyla rekabet gücünün artması başta gelen unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Enerji ve yakıt verimliliği ile intermodal taşımacılığın daha çevre dostu olduğunu da söyleyebiliriz. Karayollarında yaşanan trafik yoğunluğunu azaltılması ulusal sınırlarımız içinde tabii ki en önemli avantajların başında gelmektedir. Bunun yanı sıra Türkiye’nin ulusal ve uluslararası pazarlarda taşıma fiyatlarını optimize edebilmesi ve uluslararası taşıma koridorlarındaki lojistik üslerden biri olmasına yardımcı olması da intermodal taşımacılığı ön plana çıkarmaktadır. 2018 yılında intermodal taşımacılığın desteklenmesinin gerekliliğini ortaya koyan çok önemli bir gelişme de yaşanmıştır. Türk lojistik sektörünün önünü açacağına inandığımız Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının devreye girmesi gözleri bir kez daha intermodal taşımacılığa çevirmiştir. BTK’nın tamamlanması sadece Türk lojistik sektörü açısından değil, yaklaşık 60 ülkenin dış ticaret faaliyetleri açısından da büyük önem taşımaktadır. Bu hat Çin’in Kuşak ve Yol Projesi kapsamında Çin’den Avrupa’ya kesintisiz taşımacılığı sağlayacak hat olarak akıllarda yer etmiş olsa da Trans Hazar Uluslararası Taşıma Güzergahı açısından da önemli bir role sahiptir. Aynı zamanda BTK (Bakü-Tiflis-Kars) ile güney limanlarımız üzerinden Kuzey Afrika’ya kurulacak denizyolu bağlantısı, Viking Treni ile Karadeniz ve Baltık Denizi bağlantısı Türkiye açısından önemli hatlar olarak ortaya çıkmaktadır. Hız ve maliyet açısından rekabet avantajı sağlayan bu hat sayesinde Türkiye’nin aktarma merkezi olma iddiası daha da güçlenecektir. Bu gelişmelerin yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın yatırımlarına baktığımızda en büyük payı demiryollarının aldığını da görmekteyiz. Mart ayının başında açılması planlanan Halkalı-Gebze Marmaray hattı ile sektörün önünde yeni sayfalar açılacağını da umuyoruz. Ülkemizin yeniden demir ağlarla örülmesi sadece yolcu taşımacılığında değil yük taşımacılığında da büyük fark yaratacaktır. Bu noktada UTİKAD olarak her zaman dile getirdiğimiz gibi doğru kurgulanmış lojistik merkezlerin yapılandırılması ve intermodal taşımacılığın arttırılmasına yönelik teşviklerle sektörün desteklenmesi gerekmektedir. UTİKAD’ın dünya çapında kabul görmüş, çevreci ve ekonomik taşıma moduyla ilgili çalışmaları önümüzdeki dönemlerde de devam edecektir.
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.