DSV, hava kargodaki pazar payını artırıyor
Danimarka menşeli DSV Lojistik hava kargoda 2019 yılında yüzde 7 olan pazar payını yüzde 9’a çıkardı. Firma, yaptığı yeni yatırımlarla hava taşımlarındaki pazar payını kısa ve orta vadede artırmayı planlıyor.
DSV Türkiye 2019 yılında 45 bin metrekare depo alanı, yurt içi taşımalarında ise 60’tan fazla araçla hizmet veriyor. 2019 yılında 135 bin TEU’dan fazla denizyolu yüklemesi yapan firma hava kargoda da iş hacmini arttırmak istiyor. Hava kargoda ölçülebilir CASS verilerine istinaden, 2019 yılının ihracat rakamlarına göre 23 bin ton ile pazarın yüzde 9’luk kısmına hakim olduklarının altını çizen DSV Türkiye Airfreight Director Ferhat Şeker, “DSV Hava Kargo Departmanı olarak 2019 yılını ülkemiz gümrüklü havalimanlarından en fazla ihracat kargo taşıyan firma olarak, birinci sırada tamamladık” şeklinde konuştu.
İran, Kuzey Kore, Venezuela hariç tüm noktalara kendi ofisleri ile hizmet verdiklerini ifade eden Şeker, “Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) kuralları gereği, gerek kargo, tehlikeli madde, bozulabilir kargo, ilaç, gıda gibi tüm ürün gruplarını elleçleme ve taşıma yetkimiz bulunuyor” dedi. DSV Türkiye’nin hava ve deniz olarak 2019 yılını yaklaşık 1 milyar 500 milyon lira ciro ile kapattığını ifade eden Şeker, lojistik sektöründeki dijitalleşme ve optimizasyon adımlarını yakından takip ettiklerini söyledi. Kaynakların etkin bir şekilde kullanılması için şirket içi eğitimlere önem verdiklerini belirten Şeker, e-ticaret alanına daha fazla yöneleceklerini kaydetti.
DSV Türkiye Airfreight Director Ferhat Şeker
Alınan tedbirler hava taşımacılığını olumsuz yönde etkiledi
COVID-19 salgınıyla mücadele aşamasında ülkelerin aldıkları çeşitli tedbirlerin birkaç yönden hava kargo taşımacılığın da olumsuz etkilediğini belirten Şeker şunları söyledi: “Karantina tedbirleri kapsamında fiziksel mesafenin uygulanmaya başlanması ve ülkelerin yurt dışından turist kabul etmemesi, yolcu uçağı seferlerinin zorunlu iptaliyle sonuçlandı. Geniş gövdeli yolcu uçaklarının, yıllık hava kargo talebinin yaklaşık yüzde 40’ını karşıladığı düşünüldüğünde önemli bir kapasite kaybıyla karşı karşıya kaldığımızı söyleyebiliriz. Şu anda dünya çapında geniş gövdeli yolcu uçaklarının yaklaşık yüzde 80’i yeterli yolcu sayısı bulunmadığı için servise devam edemiyor ve bu durum küresel hava kargo kapasitesinde yüzde 35’lik bir azalmaya neden oldu. Sokağa çıkma ( karantina ) yasakları dolayısıyla birçok sektörün sağladığı ürün ve hizmetlere talebin azalması, dünya çapında üretimin düşüşünü de bazı sipariş iptallerini beraberinde getirdi.”
Pandemi ile ilgili medikal malzeme ve makine gibi ürün gruplarının havayolu ile taşınmasının arttığını belirten Şeker “COVID-19 sürecince maalesef tekstil ve otomotiv alanındaki yüklemelerimizde düşüş gerçekleşmiş olmasına rağmen, müşterilerimiz ile yaptığımız görüşmelerimizde yılsonuna kadar ilgili açığın kapanacağı yönünde sinyaller almaktayız
Merkez ofis ve havalimanı ofisimiz ayni zamanda iç dağıtım araçlarımızda tam hijyen kuralları ve kontrolleri sağlamış bulunmaktayız” diye konuştu.
"Rakamsal olarak kayıp yaşamadık"
Normalleşme sürecinin başlamasına bağlı olarak, uluslararası hava taşımacılığı kurallarını belirleyen kurumlarla işbirliklerini sürdürerek gerekli tüm önemleri almaya devam edeceklerini söyleyen Şeker firma hedeflerine ilişkin bilgi vererek, “Hedeflerimizde rakamsal olarak herhangi bir kayıp yasamadık. Ancak uzun vadede tüm üretim planlamalarının şekilleneceği doğrultuda, biz de müşterilerimizin karşısına yenilikler ile çıkacağımızı söyleyebiliriz” dedi.
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.