DTO yönetimine öfke kontrolü şart

DTO yönetimine öfke kontrolü şart

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis toplantılarının 2015’deki ilk oturumunda eleştiriye kapalı, içe dönük bir yönetim anlayışının hakim kılınmak...

İMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis toplantılarının 2015’deki ilk oturumunda eleştiriye kapalı, içe dönük bir yönetim anlayışının hakim kılınmak istendiğine şahit olduk.

Önce Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, hoşuna gitmeyen bir haber yüzünden elindeki dergiyi sallayarak bir hanım arkadaşımıza çattı. Ardından da, beğenmediği haberleri yapmaya devam ederse, 8 bin üyesine mektup yazarak bir başka arkadaşa reklam verilmemesini sağlayacağını söyledi. Hatta, bir adım daha ileri giderek, kendi saflarında hizmet veren diğer kişiyi harekete geçirerek mevcut ticari ilişkilerini dahi bitirmesi çağrısında bulundu.

Zarafeti ve eleştiriye tahammülü ile bildiğimiz Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ise, bu güzel hasletini o gün salona getirmeyi unutmuş gibiydi.  2015 bütçesini eleştiren, önceki seçimlerdeki rakibi Kapt. Salih Zeki Çakır’a ‘akıl sağlığınızı mı yitirdiniz’ çıkışıyla söylediği tüm doğruların, bir yanlışla gitmesine neden oldu.

MECLİSİ GAZETECİLERE KAPATMAK

Aylardan sonra ilk kez bir meclis toplantısına katıldım. Toplantıya o buz gibi havada zamanında ulaşabilmek için Beylikdüzü’nden saatler önce yola çıktım. Arabamla şu kadar benzin harcayıp, otopark’a bu kadar verip, aynı yolu akşam trafiği eziyetine de katlanarak geri döndüm. Peki sizce bunu niye yapıyoruz?

Hep çatışmalarınızı aktarmak için mi? Bir sordunuz mu kendinize, niye Anadolu Ajansı Türkiye ekonomisine en büyük girdiyi sağlayan koca sektörü görmezden gelir? Ya da o sıralarda hemen hemen hiç göremediğiniz Hürriyet, Milliyet, Sabah niye sizi sadece düştüğünüzde hatırlar. Tersane kazaları sırasında Sayın Metin Kalkavan’a ‘ÖLDÜREN KAFA’ diye manşet atan Sabah Gazetesi’ni, ne çabuk unutuverdiniz...!

BİZ DÜŞMANINIZ DEĞİLİZ, AMA HİZMETLİNİZ DE DEĞİLİZ

Sayın Cengiz Kaptanoğlu, bizi hep polemik yazmakla suçladı. Kısmen doğrudur, yaşamın içinde bu da var ve yazılmalı. Peki, uzman bir gazeteci grubu oluştuğunu niçin görmezden geliyorsunuz. Yıldızımız barışmasa da, ulusal medyanın, Deniz Haber’e spontane gelişen olaylarda ombudsmanlık görevini yakıştırarak danıştığına şahit olmadınız mı? Sayın Metin Kalkavan’ın da geçmişte itiraf ettiği gibi düzenlediğimiz ALTIN ÇIPA ödül töreninde randevu bile almakta zorlandığınız dünya denizciliğinin en tepesindekilerin masanıza oturmasını sağlayıp, sorunlarınızı anlatmanızı temin etmedik mi? Beyaz Liste’ye geçmemizde minik de olsa katkımız olduğunu inkâr edebilir misiniz?

BİZİM MEDYA, SİZİN MEDYA

Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, odanın kapılarını basına kapamayı; ardından da, kendilerine ait Deniz Ticareti ve GİSBİR’e ait dergiyle yürümeleri gerektiğini söyledi. Bunun için üyelere de telkinde bulunarak bu yayınları desteklemelerini isteyecekmiş. Yani kendiniz çalıp, kendiniz mi oynayacaksınız Sayın Başkan? Şunu yaz, bunu yazma; şu haber girsin, bu haber çıksın! Bunu gör, şunu görme! İstediğiniz bu mu? Lütfen bir kez daha düşünün! Bu sığ düşünce, sizi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Denizciliği Türkün Büyük Milli Ülküsü Olarak Düşünmeli ve Onu Az Zamanda Başarmalıyız” hedefine yakınlaştırmaz. Hemen karşınızda oturan Halim Mete’nin sözünü bir kez daha anımsamanızda yarar var. ‘Biz Aynı Tavanın Balıklarıyız’.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.