Ege'nin kadınları

Tanrı, Ege kadınını çok ayrıcalıklı karakterde ve farklı kişilik özellikleriyle yaratmıştır. Yüreklerindeki o coşkulu sevgiyi, kainatı içine alan sonsuz şefkatini, sınır tanımayan fedakarlığını, sadakatini ve inanılmaz cesaretini sığdıramazsınız okyanusların engin sular dünyasına. Dalga dalga olup akıverir sımsıcak nefesleri, her gün batımında sevdiklerinin düşlerine. Annelerin ninnileri sevda türküleri olup, yayılırken kainatın bilinmezliğinde, Ege'nin

deniz kokulu imbat rüzgarları esmeye başlar yavaş yavaş, bedenimizi okşarcasına. Ege'nin kadını, gücünü ve sevgisini tanrı ve tanrıçaların denizi Ege'den almıştır. Onlar, bizim analarımız,bacılarımız ve kadınlarımız, Bereketin, güzelliğin ve yaşamın simgesidirler. Çağlar boyunca hiç durmadan esen, bin bir çiçek ve ot kokulu rüzgarları ile yoğrulan tenleri, ipek kadar canlı ve yakamozlar kadar parlak olmuştur. Mitolojik tanrıların gücü ile Ege'nin masmavi sularında deniz kızları ile birlikte büyük istiridye kabuklarının içinde gezerken yaşam bulan Ege'nin temiz ruhlu kadını, denizci ruhu ile de denizcilerin uğuru olmuştur.

Her yönüyle bir başka güzeldir Ege'nin ana ruhlu, şefkatli kadını. Hepsinin yüreğinde denizin mavi derinliklerini aydınlatan birer yıldız parlar. Kaybolan denizcilerin kör karanlık gecelerinde , birer ışık yolu oluverirler sessizce. Sonsuzluğun derinliklerinde umut olup yayılırken duygu dolu sözleri yıkılan düşlerimize, fırtınalar durulur yeni bir günün ardından merhaba dercesine. Kim demiş denizde uğursuzluk getirir diye? Onlar bizim denizlerdeki şans ve uğur meleklerimizdir. Yanımızdayken, deniz bir başka maviye bürünür, dalgaları bile sakinleşir. Haylaz martıların çığlıkları adeta muzik şölenine dönüşüp, ufkun son çizgisinde ki uzak denizlerin gizemli dünyasında kaybolur gider.

Kadını ve denizi birbirinden ayrı düşünemem. Çünkü tarih boyunca efsanelere, destanlara ve hikayelere konu olmuşlardır. Sevgi yüklü rüzgarlarla uçup gelen ve içimizi rahatlatan dilekleri,biz denizcilere güç ve cesaret vermiştir en umutsuz anımızda. Tanrılar ve tanrıçalar diyarı Ege'nin mitolojik efsanelerine göre Dünya'nın en güzel, en gösterişli, en iyi huylu ve en neşeli kadınları burada yaşarmış. Ege denizinde ve adalarında dolaşarak, buradan güler yüzlü ve etkili bakışları ile dünyayı cennete çevirirler, kurumuş çiçekleri canlandırırlar, kabaran denizlerin azgın dalgalarını sakinleştirip, küskün sevgilileri barıştırırlarmış. Dünya'da yaşam çekilmez bir hale geldiğinde, bitkiler Güneşin kavurucu sıcaklığında kuruduğunda, nehirler ve göller çölleştiğinde, zalim rüzgarlar her şeyi savurduğunda, denizler kabarıp coştuğunda ve de zalimlerin hüküm sürdüğü bir ortamda Ege'nin en güzel kadını ve çiçeklerin de anası olan Tanrıça Afrodite, nefesi ile ılık bir rüzgar estirir ve insanlar bütün bu acılarından kurtarırmış. Seven erkekler, tanrıçanın yardımı ile sevilenlerden karşılık görürmüş. Böylece Ege, deniziyle, adalarıyla, dağlarıyla,bitki örtüsüyle tarih boyunca seven ve sevilen insanların cenneti olmuştur. Buradan asırlar boyunca kainata sevginin, şefkatin ve mutluluğun gücü yayılmış, insanlık bu sıcak duygulara Ege'nin yaşama can veren rüzgarları ve suları ile kavuşmuştur.

Ege Denizi'ne düşen her çiğ tanesi,deniz perilerinin çaldığı lir eşliğinde, yakamozların ışıltılarıyla kucaklaşarak dans ederler ve buradan kainata ilham perilerini gönderirlermiş. İstiridyelerin içindeki en parlak inci tanesi, bu güzelliğini ve cazibesini Ege kadınının teninden almıştır. Ay, Güneş ve yıldızlar, tanrı ve tanrıçaların gücüyle Ege'yi ve kadınlarını bir başka güzel aydınlatmıştır.