Ekol ve Tırsan'dan örnek proje
Türkiye'nin geleneksel ihraç pazarı Avrupa'da önemli ölçüde bir daralma yaşanıyor. Bunu kader görüp bu pazardan çekilmeyi düşünenler olduğu gibi,...
Türkiye'nin geleneksel ihraç pazarı Avrupa'da önemli ölçüde bir daralma yaşanıyor. Bunu kader görüp bu pazardan çekilmeyi düşünenler olduğu gibi, daha az stokla çalışma kararı alan Avrupalı firmalara hızlı ve esnek üretimle mal satarak o pazardaki payımızı artıracaklarını düşünenler de var. Ro-Ro, tren ve TIR'la entegre bir taşımacılık geliştiren Ekol Lojistik'te yaratıcılıkla hem hızı artırıyor, hem belge kısıtlaması engelini aşıyor, hem de ucuzluk sağlıyor.
Türkiye lojistik firmaları uzun bir süreden beri Avrupa'ya mal taşırken engellerle, tarife dışı uygulamalarla yüz yüze kalıyor. Bunun sonucunda malların serbest dolaşımı ve Gümrük Birliği ile elde ettiğimiz ticaret hakkı sekteye uğruyor. Avrupa ülkeleri geçiş belge sayısına sınırlama koyarak, şoförlere vize problemi çıkararak, gümrüklerde işlerini uzatarak, geçiş ücretlerinde zamlı ve farklı uygulamalara giderek, pek çok Türk ihraç TIR'larına, dolayısıyla ihraç mallarına engeller koyuyorlar.
Türk lojistik firmaları ise, bu engelleri aşabilmek için sürekli olarak yeni ve yaratıcı modeller geliştirerek, depolama, yükleme boşaltma, kapıdan kapıya ürün dağıtımı gibi alanlarda yenilemeler ve iyileştirmeler yaparak engellerle ortaya çıkan olumsuzluğu hizmet kalitesiyle örtmeye çalışıyorlar.
Son olarak Ekol firmasının geliştirdiği gemi, tren ve TIR kullanımını iç içe ele alan intermodel taşımacılığın, TIRSAN yöneticisi Çetin Nuhoğlu ve Ekol yöneticisi Ahmet Musul'dan dinledik. Bu yaratıcı modelin ortaya çıkardığı imkanları, getirmesi ucuzluğu bize anlattılar.
Türkiye'den Almanya ve çevresindeki ülkelere yapılan taşımacılıkta kurdukları entegre sistemle çok yönlü sonuçlar elde ettiklerini anlattılar. Sistem şöyle işliyor:
"Türkiye'de üretilen ihraç malları özel olarak TIRSAN tarafından imal edilmiş tren yüklemeli treylerlerle gemide Trieste Limanı'na gönderiliyor. Orada işbirliği yapılan firmanın da katkılarıyla, bu treylerler liman içine kadar giren 32 vagonluk trenler aktarılıp Almanya'da Mannheim'e götürülüp orada TIR'lara yüklenerek Almanya içine ve Avrupa'ya dağıtılıyor."
Ahmet Musul'un verdiği bilgiye göre, bu geçiş belgesi sorunu yaşanan ihraç TIR'ları için haftada 360, yılda 15 bin geçiş belgesinin azalmasına yol açıyor. Bunun yanı sıra her TIR için 1750 litre daha az mazot kullanımına sağlarken yıllık 17.5 milyon ton mazot tasarrufuna yol açıyor. Ayrıca gümrük dur-kalklarıyla 7 günde ulaşılan Almanya'ya 5 günde ulaşılması sağlanıyor.
Firma bu taşımada kullandıkları tren yüklemeli 200 treyler ile Trieste Limanı'nda yaptırdıkları özel platform gibi masraflarının 20 milyon Euro'ya mal olduğunu, ancak buna karşılık doğrudan karayolundan gitmeye karşılık yüzde 20 maliyet indirimi sağladıklarını belirtiyor. Lojistik alanındaki rekabet nedeniyle bu maliyet ucuzlamasının önemli kısmını müşterilerine yansıtacaklarını söylüyor.
Şu anda kiraladıkları trenlere sadece kendi özel treylerlerinin yüklendiğini, ancak istek olması halinde yeni trenler kiralayarak başka firmalar için de aynı taşımacılığı yapabileceklerini belirten Musul, ayrıca üzerinde çalıştıkları yeni projede, askılı ürünlerin aynı şekilde taşınacağı bir treyler sistemini geliştirmelerinin de yakın olduğunu belirtiyor.
Avrupa'da tekstil-konfeksiyon başta olmak üzere daha az stokla çalışmayı esas alan birçok firmanın çabuk ve esnek üretim için Türkiye'yi tercih edebileceği tartışılırken, süreyi kısaltan, engelleri azaltan bu tür lojistik çözümlerin bizim ihracatçılarımıza önemli avantajlar sağlayacağı biliniyor. Türkiye'nin daralan Avrupa pazarında en az zarara uğraması için bu tür yaratıcı ve ucuzlatıcı lojistik çözümlerin faydası büyük olacaktır. Türk lojistik firmaları da son yıllardaki önemli teknolojik gelişmeleriyle bu tür projeler geliştirebilecek durumdadır.
Osman Saffet AROLAT - DÜNYA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.