Globelink Ünimar, teknoloji odaklı projelere odaklanacak

Globelink Ünimar İcra Kurulu Başkanı Fatih Baş, firmalarını ve gelecek hedeflerini konuştuk:

• 2024’ün ilk yarısı sizin için nasıl geçti?

2024’ün ilk yarısı bizim için büyüme, yenilik ve sürdürülebilirlik odaklı bir dönem oldu. Öncelikle, Türkiye'nin stratejik konumu sayesinde hem Avrupa hem de Asya pazarlarıyla güçlü bağlantılar kurma fırsatımızı değerlendirmeye devam ettik. Müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla hizmet kalitemizi sürekli olarak değerlendirdik ve iyileştirme çalışmaları yaptık. Geri bildirimler doğrultusunda, daha hızlı çözümler sunabilmek için yeni süreçler geliştirdik.

Dijitalleşmedeki yenilikleri her sene olduğu gibi bu sene de yakından takip ediyoruz. Müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla hizmet kalitemizi sürekli olarak değerlendirdik ve iyileştirme çalışmaları yaptık. Geri bildirimler doğrultusunda, daha hızlı çözümler sunabilmek için yeni süreçler geliştirdik.

Sektör açısından ise oldukça hareketli bir dönemdi. Kızıldeniz’de artan gerilim, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 12’sinin bu bölgeden geçmesi nedeniyle, küresel ticari faaliyetleri olumsuz etkiledi ve ticaret dengelerini değiştirdi. Kızıldeniz üzerinden gerçekleştirilen lojistik operasyonlar önemli ölçüde sekteye uğradı. Bu durum, lojistik sektörünü çeşitli çözüm yolları ve alternatif rotalar aramaya yöneltti. Gündeme bağlı olarak ise navlun fiyatlarında ciddi artış yaşandı. Bu süreçte edindiğimiz tecrübeler ile ikinci yarıda da gelişmeye devam edeceğimize inanıyorum.

• Lojistik sektörü son dönemlerde meydana gelen gelişmelerden en çok etkilenen sektörlerden birisi oldu. Deprem, savaş, çeşitli krizler… Globelink Ünimar olarak bu gelişmelerden nasıl etkilendiniz?

Son dönemlerde yaşanan gelişmeler, lojistik sektörünü derinden etkiledi. Globelink Ünimar olarak bu zorluklarla başa çıkmak için çeşitli stratejiler geliştirdik. Deprem, savaş ve farklı krizler, operasyonlarımızı ve tedarik zincirlerimizi doğrudan etkiledi. Ancak, bu tür olaylara karşı hazırlıklı olmanın ve esnek çözümler üretmenin önemini bir kez daha görmüş olduk.

Kızıldeniz’de yaşanan gelişmeler başta olmak üzere meydana gelen tüm küresel krizler, tedarik zincirlerinde beklenmedik kesintilere ve maliyet artışlarına yol açtı. Bu zorlukları aşmak için dijitalleşme ve otomasyon yatırımlarımıza hız verdik. Tedarik zinciri yönetiminde teknolojik çözümler kullanarak, süreçlerimizi daha verimli ve dayanıklı hale getirdik. Ayrıca, müşteri ilişkilerimizi güçlendirerek, onların ihtiyaçlarına daha hızlı ve etkili bir şekilde yanıt verdik.

Hem sektörümüz hem de insanlık açısından bu tür olayların en kısa sürede sona ermesini temenni ediyoruz. Gelecekte de benzer durumlarla karşılaşma ihtimaline karşı hazırlıklı olmayı sürdüreceğiz ve sektördeki lider konumumuzu korumak için çalışmaya devam edeceğiz.

• 2024 yılının ikinci yarısında hangi alanlarda yatırım yapmayı planlıyorsunuz? Teknoloji, dijitalleşme, yapay zeka, sürdürülebilirlik…Bu konularla ilgili bir çalışmanız var mı?

2024 yılının ikinci yarısında yatırım yapmayı planladığımız alanlar arasında sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı projeler bulunuyor. Özellikle lojistik sektöründeki çevresel etkiyi en aza indirmeye yönelik çözümlerle ve teknolojik yeniliklerle süreçlerimizi iyileştirmeyi hedefliyoruz. Bu kapsamda rota optimizasyonu gibi akıllı çözümleri daha da geliştirerek çevresel etkimizi en aza indirmek istiyoruz.

Bunun yanında yapay zekâ ve dijitalleşme alanlarında da çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yapay zekâ destekli rota oluşturma, lojistik operasyonların optimize edilmesi gibi noktalarda yenilikçi projeler geliştirmek planlarımız arasında yer alıyor. Bu sayede hem operasyonel verimliliğimizi artırmayı hem de çevresel sürdürülebilirlik hedeflerimize daha hızlı ve etkin bir biçimde ulaşmayı hedefliyoruz.

Teknoloji ve sürdürülebilirlik konularında yaptığımız geliştirmelerle operasyonel performansımızı artırırken, rekabet avantajı elde etmeyi ve çevresel sorumluluğumuzu yerine getirerek topluma fayda sağlamayı amaçlıyoruz.

• Türkiye’nin lojistik sektöründeki yerini nasıl değerlendirirsiniz?

Türkiye’nin lojistik sektöründeki yerini değerlendirirken, stratejik konumu, gelişmiş altyapısı ve büyüyen ekonomisiyle birlikte bu sektörün büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye, üç kıtanın kesişim noktasında yer alması sayesinde hem Avrupa hem de Asya pazarlarına kolay erişim imkânı sunuyor. Bu coğrafi avantaj, Türkiye'yi uluslararası ticaret ve lojistik faaliyetlerinde önemli bir merkez haline getiriyor.

Lojistik sektörü, son yıllarda dijitalleşme ve teknolojik yeniliklerle büyük bir dönüşüm yaşadı. E-ticarette yaşanan hızlı büyüme, teslimat süreçlerinin daha hızlı ve verimli hale getirilmesini zorunlu kıldı. Bu bağlamda teknolojik çözümler ve operasyonel verimlilik odaklı stratejiler geliştirerek sektörde önemli bir ilerleme kaydettik.

Tedarik zinciri yönetiminde yaşanan kırılganlıklar, hızlı aksiyonlar ve esnek çözümlerle bertaraf edildi. Ayrıca, dijitalleşmenin hızlanması ve otomasyonun yaygınlaşması, sektördeki operasyonların daha verimli ve esnek hale gelmesini sağladı.

Gelecekte de Türkiye’nin lojistik sektöründeki konumunu daha da güçlendireceğine ve küresel pazarlarda daha etkin bir rol oynayacağına inanıyorum. Yapılan yatırımlar ve stratejik hamlelerle lojistik altyapımızın daha da gelişeceğini ve sektörümüzün dünya çapında rekabet gücünü artıracağını düşünüyorum.

• Eklemek istedikleriniz.

Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşanan gelişmeler, lojistik sektörünü doğrudan ve dolaylı olarak etkilemeye devam ediyor. Biz Globelink Ünimar olarak Türkiye merkezli bir lojistik firması olsak dahi, taşımacılık faaliyetlerimizde kullandığımız rotalarda yaşanan olaylar hem bizi hem de sektörümüzü yakından etkiliyor.

Süveyş Kanalı’nda yaşanan güvenlik endişeleri nedeniyle rotaların Ümit Burnu’na kayması, lojistik faaliyetlerinin maliyetini artırırken teslimat sürelerini de uzattı. Bu durum taşıma maliyetlerinde artışa yol açarken, navlun piyasasını da etkiledi. Özellikle aktarma limanlarında bekleyen yükler ve yaşanan kapasite sorunları ticaret akışının yavaşlamasına neden oldu. Ancak bu süreçte güven ortamının sağlanmasıyla birlikte aşağı yönlü bir toparlanma yaşayabileceğimizi söylemek mümkün. Barış ve güvenin tesis edilmesiyle birlikte lojistik faaliyetlerdeki verimlilik artacak, maliyetler kontrol altına alınacaktır.

Sonuç olarak lojistik sektöründe yaşanan bu değişimlerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sektörün karşılaştığı zorluklara rağmen, uygun stratejiler ve çözümlerle bu sürecin üstesinden gelinerek daha sağlam bir lojistik altyapısı oluşturulacağına inanıyorum.

Selçuk ONUR - LOJİPORT