“Haksız rekabet denetimle önlenir”
Kahraman, "Öyle firmalar var ki, aracın ön ve arkasına takılması gereken plakayı bir araca, diğer plakayı da diğer araca veriyor. Düşünün, bir plaka var, kağıt üzerinde biri Ankara’ya gidiyor, diğeri İstanbul’a…Bunlar ancak denetimle yola girer" diyor.
Araç Lojistiği gerçekten çok özenle yapılması gereken bir iş. Gerek sürerek gerek treyler üstü taşımaların güven ve istikrar içinde taşınması gerekli. Dünya genelinde teşkilatlanmış ve saygınlığı kabul edilmiş Alman kökenli Terra Handels und Spedition GmbH ortaklığı ile 2006 yılında kurulmuş olan Terra Transport Uluslararası Taş. İşl. Org. Ve Tic. Ltd Şti Genel Müdürü Müjdet Kahraman ile araç lojistiğinin ağır ticari ayağını konuştuk.
Proje lojistiği gibi araç lojistiği de uzmanlık gerektiren bir iş. Siz ise daha niş bir alana yönelmişsiniz. Ağır ticari araç taşımanın farkını anlatır mısınız?
Bu işi profesyonel olarak yapan birkaç firmadan biriyiz. Yurtiçinde bazı firmalar da bu işi yapıyor. Yurtdışı ayağında ise bizden yardım istiyorlar. Çünkü, gerçekten dışarıdan gözüktüğü kadar kolay olmayan bir iş yapıyoruz. Gümrük belgeleri, T1, T2 işlemleri, plaka, ülkeler arası geçişlerde alınması gereken izinler, gümrükleme hizmetlerini üst üste koyduğunuzda gerçekten ne kadar donanım gerektiren bir iş olduğu ortaya çıkıyor. Biz emanet ve sıfır araç taşıyoruz. Aracı teslim alıp, yerine varana kadar her şey bizim sorumluluğumuzda. Örneğin taşınan araçların içinde sigara içilmesi, bir şey yenmesi kati surette yasak. Bize teslim edilen aracı aldığımız gibi ulaştırmak zorundayız. İçindeki en küçük bir kaybın veya hasarın dahi sorumluluğu bize aittir. Biz araçları belli bir transport protokolüyle teslim alıp yine aynı şekilde teslim ederiz. İkinci el araç taşırsanız, burada pek bir sorun yaşamazsınız ama yeni araç çok daha fazla sorumluluk gerektirir. Camına küçük bir taş gelse, “bu cam değişecek” yanıtı alırsınız. Tüm şoförlerimiz eğitimli ve bordroludur, katiyen dışarıdan şoför almayız. Türk firmaları yalnızca fiyata bakıyor. Ama Avrupalı firma önce sizi inceler ve seçimini ona göre yapar. Aracı teslim ederken görmenizi isterdim, aracın altına dahi yatarlar bir sürtme olup olmadığını test etmek için. Otomobilde 1 km bile yapamazsınız ama otobüs ve çekicilerde 3 bin kilometreye kadar araç 0 sayılır.
Biz treyler haricinde sürerek A geçici belge ve yıllık geçici plakalarla taşıyoruz. Bu işi yapabilmek için önce Ulaştırma ve denizcilik Bakanlığından R2 yetki belgesi alması ve şartların yerine getirilmesi gerekli. Yüklü bir meblağ ödeyerek alabiliyorsunuz. Yıllık geçici plaka adı üstünde 1 sene geçerli ve maliyetli bir ihtiyaç. Bu plakalar olmaz ise ne gümrük işlemini yapabilirsiniz ne de yola çıkabilirsiniz. Plaka vergisi, trafik sigortası, ihtiyari sigorta, yeşil sigorta ve her bir plaka için yapılan yine senelik global kasko sigortasının yıllık maaliyeti bizlere 220.000 Euro’ya mal olmaktadır.
Geçici plaka niye gerekli?
Aracın üstünde taşıdığınızda bir problem yok. Ancak sürerek sevk ettiğinizde geçici plaka takmak zorundasınız. Plakayı senelik alıyorsun ve bunun bir maliyeti var. Trafik sigortanızı ihtiyari ve limitin üzerinde yaptırmak zorundasınız. Bunun yanı sıra, taşımış olduğumuz araçları da sigortalıyoruz. Sigorta şirketleriyle de tüm yılı kapsayan global sigorta anlaşmaları yapıyoruz.
Geçen yıl çekici piyasası tam anlamıyla çakıldı. Diyelim siz de çekici ağırlıklı bir piyasa öngördünüz ve anlaşmalarınızı buna göre yaptınız. Ama öyle olmadı, bu gibi durumda anlaşmanın revize edilmesi mümkün mü?
Yurtdışında yaptığımız sözleşmeleri 2 yıllık ya da +1 yıllık şeklinde yaparız. Bazı firmalarla aracın çeşidine göre bir fiyatlandırma yapabiliyorsunuz. Ro Ro ve araç yakıt navlununda değişiklikler taşıma fiyatınıza direk yansıyor. Fiyatlandırmaların araç uzunluğuna ve yakıt ihtiyacına göre düzenliyorsunuz. Bazı firmalar da, ortalama fiyat istiyor. Bunu balans edebilmeniz için firmadan adet almak zorundasınız. Bir firma, vereceğimiz yükün yüzde 70’i çekici olur demişti. Gerçekten de geçen yıla kadar şasi-kamyon ve çekici oranı o seviyelerde gerçekleşiyordu. Ama verilen öngörü tam tersi olarak hayat buldu ve zarar ettik. Çünkü anlaştığınız rakama göre taşıma yaptınız. O nedenle yeniden firmayla görüşme yapmak durumunda kalıyorsunuz. Yakıt zamlarında ise, 3 aylık ve 6 aylık fiyatlarda yüksek bir hareketlilik varsa, direkt ekleyebiliyorsunuz. Firmalarla yapılan sözleşmelerin bundan böyle şasi bazında yapılmasında fayda var. Çünkü, artık pazar o yönde şekilleniyor.
YÜKSEKLİĞİ 4 METRE İLE SINIRLAMAK, İŞİMİZİ “YAPILAMAZ” KILIYOR
Siz otobüs de taşıyorsunuz. Otobüste yöntem nedir?
Otobüs taşımalarını daha çok sürerek yapıyoruz. Çünkü araç üstü taşımaya kalktığınızda yükseklik problemi yaşıyorsunuz. Otobüsler minimum 3.65 m civarında. Aracın üzerine de koyduğunuzda öngörülen yüksekliği aşıyorsunuz. Aslında bu durum çekiciler için de geçerli. Çünkü 3.90 boyunda çekici de var. Treylerlerimiz 3 araç taşımak için dizayn edilmiştir. Bu Avrupa’da da, Türkiye’de de böyledir. Ama Avrupalı, o firmaya gabari dışı taşıması için senelik taşıma müsaadesi veriyor. Bizde ise bu esneklik yok. Demişler ki limit 4 metre. Fakat Avrupa’nın içinde dahi böyle bir uyum yok. İngiltere, İspanya-Portekiz, Fransa 4.5 metre, yalnızca Almanya ve bazı ülkelerde 4 metre ama kuzey ülkelerinde sınır yok. İşin mantığına bakarsanız zaten 4 metreye sığmanız mümkün değil. Çünkü araçlar en az 3.5 metre. Böyle olunca da işinizi sağlıklı ve karlı yapmanız mümkün olmuyor. Böyle olunca da bazı çekicileri taşıyamıyor, otobüsü hiç taşıyamıyorsunuz. Otobüs taşımalarında ağırlık sürerek gidiyor. Acil ihtiyaç durumunda 3-4 günde Avrupa’ya sürerek ulaştırıyoruz. Yurtiçinde limana gitmesi gerekiyorsa, limana getiriyoruz. Trieste’ye ulaştığında oradaki ekibimiz son noktaya bırakıyor.
Anlaşıldığı üzere geçici plaka, işinizin yapılabilmesi için gerekli olmazsa olmazlardan… Size maliyeti nedir?
Elimizde 65 geçici plakamız var. O nedenle ne kadar çok taşırsanız maliyetiniz de o kadar düşer. Çünkü sadece plakayla bitmiyor. Sigortası, kaskosuyla önemli rakamlara ulaşıyorsunuz. Üstelik bu ödediğiniz meblağın geri dönüşü söz konusu değil.
Ülkemiz otobüste de, kamyonda da aynı zamanda bir üretim üssü konumunda. Yurtdışından alım yapanlar için durum nasıl?
Türkiye’deki firmaların birçoğu şunu yapıyor: örneğin bir Lübnanlı burada araç satın alıyor ve bana bir plaka verin ben o plakayla taşıyacağım diyor. Böyle olunca yurtdışından şoför gelip aracı alıyor. Bu bizim şoförlerimizin iş yapamaması anlamına geliyor. Bazı firmalar, bu alıcıya veya çalıştığı taşımacı firmaya plaka veriyor. Ancak, bu çok riskli bir durum. Siz plaka verdiğiniz takdirde, o araçla ilgili tüm sorumluluğu da üzerinize almış olursunuz. Aracı alan şahıs çıktı ve bir süre sonra kaza yaptı, birkaç kişi öldü. Sonrasında hiçbir yükümlülüğü yok, adam biner otobüse ülkesine gider veya yakalarsan tutuklarsın peki ölenlerin ailesi ne yapacak? Tazminat davası için muhatap yalnızca Türkiye’deki firmadır. Bir anda hiç ummadığınız bir sorununuz doğmuş olur. Bunun birçok örneği yaşandı. Eskiden Avrupa’dan gelen araçlarda firmaların çoğu ben fabrika teslimi alacağım derdi. Şoför buradan oraya bazen plakayla, bazen plakasız gidip fabrikaya ulaşıp “ben aracı almaya geldim” diyebilirdi. Birçoğu lisan bile bilmiyor ve elinde plaka bile yok. Onlar da 2-3 yıl önce bir karar aldılar ve sadece profesyonel firmalarla anlaşma yaparız dediler. Böylece bizim gibi firmaların da önü açılmış oldu. Şimdiki durumda firma gümrüklenmiş olarak aracını sorunsuz teslim alıyor.
Katma değerli hizmetler de veriyorsunuz. Bu kapsamda neler yapıyorsunuz?
Bu hizmetler firmalara göre değişkenlik gösterir. Ankara’da Esenboğa Havalimanı’nın yanında bir park sahamız var. Orada gelen araçları yıkayıp temizledikten sonra fiktif antrepoya alırız. Gümrük işlemlerinin ardından gümrüksüz sahaya gelir ve dağıtıma kadar orada kalır. Önümüzdeki günlerde İstanbul Tepeköy’deki sahamızı da devreye alacağız, PDI hizmetlerini buradan vermeye de başlayacağız.
Kullandığınız araç son derece modern olsa da, o aracı süren kafa modern değilse sorunlar çıkabiliyor. Sürücülerin eğitimi için neler yapıyorsunuz?
Senede bir defa tüm şoförlerimize eğitim veririz. Türkiye veya diğer ülkelerde dikkat edilmesi gereken kuralları anlatırız. İkincisi ise firmalar şoförlerimizi çağırır ve kendi ürünlerinin nasıl taşınması gerektiği ve araçlardaki yenilikler konusunda şoförlerimize eğitim verir. Bizim işimizde en mühimi ise ne yaptığını ve ne götürdüğünü bilen bilinçli şoförlerdir. Biz sadece 1 yakıt dağıtım firması ile çalışıyoruz. Kesinlikle dışarıdan yakıt almayız. Piyasada kötü yakıt satanlar var. Ve de ucuz. Ancak şu andaki araçlar Euro 6 motorlu ve çok hassas Ucuz yakıt alıp maaliyeti düşüren firmalardan olmadık.
DENETİMSİZLİKTEN KAYNAKLANAN HAKSIZ REKABETLER YAŞIYORUZ
Siz işin tüm gereklerini yerine getiriyor, maliyetlere katlanıyorsunuz. Ama bazen bunları yapmadan sizden çok daha rekabetçi navlun bedelleri sunanlar çıkabiliyor. Haksız rekabet konusunda neler söylersiniz?
Evet bazı firmalar, sizin 100 liraya taşıdığınızı ben 80’e taşırım diyebiliyorlar. Taşırsın tabi, bir sorumluluğun yok, birçok maliyeti de es geçiyorsun. Taşıtanın her şeyin fiyat olmadığının bilincinde olması lazım. Tabi en mühimi de düzenli denetimlerin yapılması şart. Bize şikayet edin diyorlar. Bu benim görevim değil. Öyle firmalar var ki, aracın ön ve arkasına takılması gereken plakayı bir araca, diğer plakayı da diğer araca veriyor. Düşünün, bir plaka var, kağıt üzerinde biri Ankara’ya gidiyor, diğeri İstanbul’a… Bizim 65 plakamız var, adama bakıyorsunuz 10 plakası var ama gayet de güzel iş yapıyor.
Ya da öyle firmalar var ki, bordrolu şoförü yok. Yolda bu kadar kontrol noktası var. Yalnızca ehliyet, ruhsat değil. Plakaya da bakacaksın, ikisi de baskılı mı? Karton plakalar döneminde aynı renkte fotokopi yapıp trafiğe çıkıyorlardı. Yalnızca denetimsizlikten kaynaklanan haksız rekabetler yaşıyoruz. Biz kaskolu araçlarımızla, bordrolu şoförlerimizle ve verdiğimiz güvencelerle ciddi bir iş yapıyoruz.
Yükseklik sınırlaması nedeniyle cezalara maruz kaldığınızı biliyoruz. Bu durum hem taşıyan, hem de taşıtan için ekstra maliyetlere katlanmak anlamına geliyor. Treylerlerinizde 3 araç taşıyabilecekken, yalnızca bu sınırlama nedeniyle 2 araç taşıyabilmenizi nasıl yorumlarsınız?
Treyler üstü taşımalarda hepimizin sorunu var. Bu sorunu geçtiğimiz günlerde Mercedes-Benz Türk CEO’su Sn. Süer Sülün çok çarpıcı bir şekilde dile getirdi. Biz de Mercedes’ten araç alıyoruz ve treylerimize iki adet yükleyebiliyoruz ama araçlarımız aslında 3 araç yüklemek için yapılmış. Niçin 2 adet ile geliyoruz. Vergi kolaylığı sağlanıyor ama her gün katlanarak büyüyen lojistik maliyetler yaşanıyor. Bundan tüm imalatçı , ithalatçı ve ihracatçı firmalar şikayetçi. Kar marjları herkes için çok düşük. Sürdürülebilir olmayınca başka çareler aranır. Mazota bir zam geliyor, her şeye yansıyor. Yükseklik sorunu ile ilgili kararların bir an önce alınması lazım. Yalnızca biz ve taşıtan değil, Türkiye ekonomisi de kaybediyor.
Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.