Cehennem sıcaklarını yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Özellikle İstanbul öylesine nemli ki, oran bazen %90-95’lere çıkabiliyor. Tabii biz de doğal olarak klimalı ortamlara kaçma çabasına giriyoruz.

Saate bağlı randevum olduğu zaman metrobüs en çok tercih ettiğim araç oluyor. Çünkü, biliyorsun ki, her durağı ortalama 2 dakika sayarsan, durak sayısıyla ikiyi çarpıp ulaşmak istediğin noktaya kaçta varacağını tahmin edebiliyorsun. Ama özellikle bu yıl bazen geç kalma pahasına seçici davranıyorum. Çünkü, 17 yıldır İstanbullu’yu sırtında taşıyan Mercedes markalı otobüslerin klimaları artık yetersiz kalıyor. Ben de çözümü filoya yeni katılan araçlara binerek buluyorum.

YİĞİDİN HAKKI YİĞİDE

Niyetim asla eleştiri değil. Biz, yıllarca püfür püfür yolculuklar da yaptık aynı araçlarla. Ama nasıl gıdanın raf ömrü varsa, otobüslerin de bir yol ömrü bulunmakta.

Yıl 2007, metrobüs hattı deneme seferlerine başlıyor. Dönemin yönetimi öyle iddialı giriş yapıyor ki, o yıllarda 3 otobüs alınacak fiyata (1 milyon 200 bin Euro) Hollanda’dan ithal Phileas markalı araçları filoya dahil ederek yola çıkılıyor. Daha ilk deneme seferlerinde, balık istifi yolcu bindiğinde aracın nasıl tıknefes olduğu çıkıyor ortaya. Oysa, hemen yanı başımızda Hoşdere’de üretilip dünyaya ihraç edilen Mercedesler duruyor. Dönemin İETT yönetimi, kerhen de olsa onları da kadroya dahil etmek zorunda kalıyor. Çünkü, 50 adet sipariş edilen Phileas otobüslerinin yalnızca ikisini teslim alabiliyor, diğerlerinin üretim süreçleri devam ettiği için geçici çözüm üretmeye mecbur kalıyorlar. İşte o yıllarda İETT filosuna giren Mercedesler, klima sorunu dışında hâlâ tıkır tıkır çalışırken, 50 adet Phileas otobüsü hurdaya ayrılıp yıllardır İETT hangarlarında çürüyüp duruyor.

İETT’Yİ DE, MARKAYI DA, YOLCUYU DA “TAKAS” RAHATLATIR

İETT filosunda Capacity, Citaro ve Conecto’dan oluşan 1.122 Mercedes markalı otobüs var. Bu sayı, filodaki en büyük bölümü oluşturuyor.

Her şeyin ateş pahası ve paraya da zor ulaşılan bir dönemden geçiyoruz. Eskiyi atıp, yerine yenisinin konulduğu günler artık geride kaldı. Oysa, herkesin mutlu olabileceği çözümler hâlâ var. Takas da, bu çözümlerin en başında geliyor. İstanbul halkına en iyi hizmeti vermek amacıyla seçilen Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu ve onun atadığı İETT Genel Müdürü Sayın İrfan Demet, Mercedes yetkilileriyle bu yöntemi görüşmek üzere masaya oturabilirler. Eğer uzlaşılırsa herkesi mutlu edecek harika bir çözüm elde edilebilir. Mercedes, hala tıkır tıkır çalışan otobüslerini geri alıp küçük dokunuşlarla Bustore’de yeniden değerlendirebilir. İETT; filosunu yenileyip yolcusunun yüzünün gülmesini ve konforlu yolculuk yapmasını sağlayabilir. Yolcu da, verdiği ücretin karşılığını almanın mutluluğunu yaşar.

En azından tartışılmaya değer olduğunu düşündüğüm önerimin dikkate alınacağına inanıyorum.

Saygılarımla.