Kanayan yara UN RO-RO
1991 de balkan savaşında bir çok sektör gibi uluslararası nakliye sektörü de yara almış artık Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya üzerindeki taşıma işlemini...
1991 de balkan savaşında bir çok sektör gibi uluslararası nakliye sektörü de yara almış artık Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya üzerindeki taşıma işlemini gerçekleştirmekte zorlanıyordu. O yıllarda Türk Nakliye Sektörü'nün önünü açan ve yarasına merhem olan Un RO-RO 2007'de en parlak dönemlerini yaşarken Amerikan firmasına satıldı.
UN RO-RO bugün kanayan yara haline nasıl geldi.
Türkiye, lojistiğini Akdeniz'den Avrupa'ya açılan kapısını neden ve niçin AMERİKAN şirketine sattı.
1991 yılında Yugoslavya'nın dağılmasıyla can ve mal emniyetinin sağlanamadığı Türkiye- Avrupa güzergahında, bir günde 10 misli artan geçiş ücretleri, geçiş belgelerinin yetersizliği, tonaj kısıtlamaları ve seyir yasaklarıyla katlanan sorunların aşılması gerekiyordu.
Alternatif güzergah arayışına giren Türk uluslararası karayolu taşımacıları, yaşananlar karşısında tek çözümün; Ro Ro taşımacılığı olduğunu gördüler. Un Ro Ro İşletmeleri A.Ş. 1993'te Ro Ro taşımacılığı ihtiyacı üzerine Saffet Ulusoy öncülüğünde kuruldu. 48 taşımacının ortaklığıyla kurulan bu şirkete, 2000 yılında 120 ortaklı Un Deniz Taşımacılığı A.Ş., 2003 yılında 142 ortaklı UN Gemicilik A.Ş. ve 2004 yılında 118 ortaklı UN Deniz İşletmeciliği A.Ş. katılmış ve bugün ki UN Ro Ro İşletmeleri topluluğu oluştu. Artık UN RO-RO Şirket, denizcilik sektöründe Türkiye'nin en büyük şirketi.
UN RO-RO nasıl satıldı?
UN RO-RO 1993 yılında 48 ortakla kurulan, UN RO-RO deniz taşımacılığı şirketi, UN Ro-Ro'nun satışına önce imza koyan, daha sonra ise 'uyku mahmurluğuyla imzaladım, ölürümde sattırmam, Satış süreci şeffaf değil"diyerek satışına karşı çıkan Saffet Ulusoy 7 ekim 2007 şirketin ABD'li yatırım fonu 1976 yılında Jerome Kohlberg, George Roberts ve Henry Kravis tarafından kurulan (KKR) firmasına şirketi toplam 910 milyon Euro'ya yüzde 97.6'ı hissesinin satışı için imza attı.
Hissesini satmayan sadece UND oldu. Satış döneminde UND başkanı olan Tamer Dinçşahin o dönem yaptığı açıklamada: "Kararlılığını sonuna kadar sürdüren tek biziz. Diğer ortaklar paranın cazibesine kapıldı. Biz meslek örgütü olarak para merkezli değil hizmet merkezli hareket ettik... KKR, sektörün maliyetlerini artırdı. Ro-Ro şirketi kurmaya hazırlanıyoruz" demişti.
Benzer vaatler 2007 Aralık'tan sonra gelen tüm başkanlarda da vardı.
2001-2007 yılları arasında Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmış olan Ömer Çetin Nuhoğlu 2013 yapılan UND’nin 37. Genel Kurulu'Nda tekrar başkanoldu. Bugünkü UND Başkanı genel kurulda yaptığı teşekkür konuşmasındaUN Ro-Ro’nun da ihracatın önündeki en büyük engel olduğunu söyleyerek şöyle devam etmişti “O da bilinçli ya da bilinçsiz bizi engelliyor. Türk nakliyecisinin maliyetlerini artırıyor. Fon şirketi, kısa dönemli karlılığa odaklıdır, onun hazırlıklarını yapıyor. Ben bunu birilerine satıp çıkayım diyor. 2014′te halka açılma planları var. 2014′ü hiç bekleme bu grup buradadır ve hazırdır. UN Ro-Ro’yu satın almaya hazırız.”
UN RO-RO'nun kuruluşunda da satışında da başrolü üstlenen rahmetli Saffet Ulusoy o yıllarda ne diyordu....
'Arkamda kimse kalmadı, sattım, herkese küstüm'
Saffet Ulusoy satışa karşı olduğunu açıklamasının ardından satış için imza vermesiyle ilgili olarak 10 ekim 2007 'de Milliyet'e şu açıklamalarda bulundu:
"Satmak istemiyordum, arkamda 14 kişi vardı. Sonra bir baktım kimse kalmamış arkamda. Arkamda olanlar parayı görünce şaşırdılar. Satmak zorunda kaldım. Öyle bir protokole imza atmışım ki elimi, gözümü, kaşımı her tarafımı bağlamışlar. Herkese küstüm. Geliyorlar filo kuralım diyorlar. Protokole göre şirketlerini satanlar bir daha Ro Ro gemisi işletemezler. Artık bıraktım tamamen, ilgilenmiyorum. Eskiden aile büyüklerinin sözü dinlenirdi. Şimdi zaman değişti. Aileden Alican Ulusoy ve Yılmaz Ulusoy'un şeytan görsün yüzünü. Alican zaten kız peşinde. Kim kazana kim yiye... Onlar dönmeselerdi kararından ben de satmazdım. Satış için imzaya ben gitmedim 77 yaşında adamım, abuk sabuk adamlarla görüşmeye gitmem. Karım da satışa çok üzüldü. 'Bize bu para lazım değil. Arkandan dolanmayacaklardı' diyor. Yakında 4 gemi daha hizmete giriyordu. Dünyanın en büyük şirketi olacaktık. Kendi elimizle kurduğumuz şirket artık Amerikan şirketi oldu."
UN RO-RO satılırken KKR ortağı John Pfeffer de konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Türkiye pazarı ile yakından ilgileniyoruz ve özel sermaye fonlarının (private equity) yatırımlarıyla Türk ekonomisinin büyümesine katkıda bulunacağına inanıyoruz. U.N Ro-Ro bizim buradaki ilk yatırımımız ve gelecekte Türkiye'de başka yatırım fırsatları da bulmayı umuyoruz.” demişti...
Peki 2007 Aralık'ta UN RO-RO ile neleri sattık?
Akdeniz'in 1. dünyanın 4. büyük filosu UN Ro Ro şirketi varlıkları şöyle: Pendik Limanı ve Saffet Ulusoy Terminali, Ambarlı'da 50 dönüm arazi, UN Ro Ro'nun İstanbul Salacak binası, Çatalca'da 500 dönüm arazi, 200 TIR kapasiteli Ege gemisi, 200 TIR kapasiteli Adriyatik gemisi, 200 TIR Atılım Gemisi, 200 TIR kapasiteli Birlik Gemisi, 240 TIR kapasiteli Saffet Ulusoy Gemisi, 240 TIR kapasiteli Marmara Gemisi, 240 TIR kapasiteli Trieste Gemisi, Hayri Ekinci Gemisi, ve diğer gemilerle birlikte toplam 9 gemi.
U.N RO-RO, iki hatta düzenli Ro Ro seferleri yapıyor, söz konusu Ambarlı ve Pendik Limanlarından Trieste'ye ulaştırılan araçlar, kısa bir kara yolculuğuyla Avrupa'nın önemli şehirlerine varıyordu.
UN RO-RO şimdiki durumu
Aralık 2007’den beri KKR yönetimi altında yatırımlarına devam eden U.N. Ro-Ro, filosunu 12 Ro-Ro gemisine çıkarmış (yaklaşık olarak 44 km Lane Meter) ve Mersin-Trieste, Istanbul-Toulon ve İskenderun-Damietta-Dhuba hatlarını da açtı.
Bugünkü tablo: UN RO-RO kanayan yara
Evet bugün lojistik sektörünün kanayan yarasının büyüklüğünü Un Ro-Ro'yu satın alma girişimlerine başladıklarını anlatmak için düzenlenen basın toplantısında (20 Haziran 2014 ) UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu anlatıyor....
"Türkiye 2008-2013 yıllarında yapılan taşımalarda pazar payı kaybetti. 2008 yılında toplam 400 bin taşıma varken, 2013 yılında bu sayı 500 bine çıktı. 2008 yılında 400 bin taşımanın 335 bini Türk taşımacılar tarafından yapılırken sadece 65 binini yabancılar taşıyordu. 2013 yılında 500 bine çıkan Türkiye’nin Avrupa’ya yapılan taşımalarında Türk taşımacıların payı 335 binden 310 bine düştü. 65 bin taşıyan yabancıların ülkemizden batıya gerçekleştirdikleri sefer sayısı ise son 10 yılda % 300 artarak 190 bine çıktı. 2004 yılında batıya yapılan taşımaların merkezi olan İstanbul’da 443 firmamız varken bu firmaların sayısı 400 binin altına düştü. Son 10 yılda ihracatımız 3 kat artasına rağmen firma ve sefer sayılarımız ise düşüş gösterdi UN Ro-Ro ise bu dönemde büyüme taleplerimizi yerine getirmedi."
LOJİPORT - Derleyen Semra KÖYLÜ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.