KAPİTAL ELÇİLERİ

KAPİTAL ELÇİLERİ

Çok uluslu reel sektördeki hareketliliği kontrol altına alan başrol sermaye aktörleri çöktükleri geri kalmış veya az gelişmiş ülkelerin deniz yatırımlarını...

Çok uluslu reel sektördeki hareketliliği kontrol altına alan başrol sermaye aktörleri çöktükleri geri kalmış veya az gelişmiş ülkelerin deniz yatırımlarını ve kaynaklarını, acımasızca izledikleri politikalarla büyük bir iştahla sömürmektedirler.

Ekonomileri dışa bağımlı olan bu ülkeler denizcilik sektöründe asla kalkınamazlar ve ulusal denizcilik birliğini oluşturamazlar. Denizcilik sektörümüzün gelişimindeki canlılık konjonktüründe, sınır tanımayan uluslar arası vahşi sermayenin silahşörleri ve onların işbirlikçileri, ülkemizin ulusal limanlarını özelleştirme kandırmacası adı altında değerlerinin çok altındaki rakamlarla birer birer ele geçirmeye başlamışlardır. Bu nedenle denizcilik sektörümüzün zaten verimsiz ve dengesiz olan kırılgan yapısındaki sosyal ve ekonomik dengelerin yeniden kurulması, dış kaynaklı bu baskılar ve müdahaleler yüzünden olanaksız duruma gelmiştir.

Dünya denizlerinde hiçbir engelleme ile karşılaşmayan küresel krizin kapital elçileri, gizli odalarda hazırladıkları kabus planları ile o ülkenin denizcilik sektörünün bütün değerlerini çelik ağlarla örerek büyük bir iştahla sömürmeye başlarlar.

Türkiye’de karayolu ile yapılan yük ve yolcu taşımacılığı AB tarafından teşvik edilmekte ve sürekli desteklenmektedir. Buna karşılık kara yoluna göre çok daha ekonomik ve daha az riskli olan deniz yolu taşımacılığına yönelik yatırımlar, sözde hak ve adaletin temsilcisi olan batılılar tarafından yıllardır engellenmektedir. Bugüne kadar çok büyük gereksinim duyduğumuz halde, Çanakkale’den İskenderun’a kadar olan kıyı şeridimizde henüz tek bir tersanenin bile inşa edilmemiş olması, bu acı gerçeğin en güzel örneğidir. Çünkü Avrupa, Türkiye’nin Ege ve Akdeniz’de güçlü olmasını kesinlikle kabullenemez ve asla istemez, bunun içinde her türlü engeli kullanmaktan kaçınmaz.

Türk ulusu bütün bu sömürücü dayatmalar ve baskılar karşısında” Ulusal Onurunun” vereceği güç ile bilgi toplumu olma yolunda seferberlik ilan ederek hızla ilerlemelidir. Çünkü Türk halkı bunu gerçekleştirdiğinde boyun eğen değil, araştırıp sorgulayan ve karşı koyan olacaktır.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.