KDV artışını gözden geçireceğiz
Kurulun aldığı kararların bazıları, örneğin turizm sektöründe tanıtıma; bütçe imkanları çerçevesinde daha fazla kaynak ayrılması ve bugüne kadar...
Kurulun aldığı kararların bazıları, örneğin turizm sektöründe tanıtıma; bütçe imkanları çerçevesinde daha fazla kaynak ayrılması ve bugüne kadar uygulanmakta olan enerji desteğinin yeniden düzenleme yapılarak devam ettirilmesi sektörü sevindirdi. KDV iade ve mahsuplarına ilişkin uygulamanın daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesi ile hava taşıtlarının konma ve konaklama tarifesi için 1 Kasım-31 Mart arasında uygulanmakta olan yüzde 50 oranındaki indirimin yüzde 75'e çıkarılması ve bu kapsama Ankara Esenboğa Havalimanı'nın da dahil edilmesi memnuniyetle karşılandı. Ayrıca esnek çalışma modellerinin sektörde yaygınlaştırılmasının sağlanması konusunda da görüş birliğine varıldı. Bütün bunların gerisinde 'all inclusive/her şey dahil' uygulaması kapsamındaki turizm tesislerinde KDV yüzde 8'e indirilirken, AK Parti'ye oy vermeyen sahil şeridindeki otelleri de kapsayan bölgede KDV'nin yüzde 18'e çıkarılması, "Oy vermeyen bölgelerin otelcileri cezalandırılıyor mu?" iddialarını gündeme getirdi.
Nedense futbol, politika ve turizm konusunda herkesin söyleyecekleri var.
"Turizmde yapısal iyileştirmeleri sağlayacak kararların alınması zaten beklenmekteydi ancak Maliye Bakanlığı biraz da beklenmedik bir şekilde 'her şey dahil'de yüzde 8'i muhafaza ederken, üç yıldız ve üstü tesislerin yeme içme mekanlarıyla restoranlarda KDV'yi yüzde 18'e çıkaran bir uygulama getirdi. 2008'in başında turizm işletmelerinin KDV oranını yüzde 8'e indirmiştik. Bu, bir ölçüde sektörü rahatsız eden bir karar oldu. Biz bakanlık olarak 'her şey dahil' sistemini kaldırmaya çalışırken, tam tersine bunu teşvik eden bir düzenleme olması açısından Bakanlar Kurulu'nda ve EKK'da itiraz ettim. Ancak Maliye Bakanlığı bütçe açığı sebebiyle bir düzenleme yapmak durumunda olduğunu kararlı ve ısrarlı bir şekilde dile getirdi. Bir süre sonra bunu yeniden düzenlemek üzere gündeme getireceğiz, ama karar bize rağmen çıktı." diyen Bakan Ertuğrul Günay, kuruldan sevindirici kararların çıktığını da söylüyor: "Bir milyon dolar getiri sağlayan turizm işletmelerinin ihracatçı sayılması ve ihracatçının desteğinden faydalanması meselesi de bu hafta netleşmiş olacak. Bu, bir süreden beri sektörün beklentisi içindeydi, kaldı ki 20-25 yıllık yasa içinde bu uygulamanın ipuçları vardı ancak şimdi ilk defa uygulamaya geçildi. Bizde ilginçtir yasalar yapılıyor, kararlar alınıyor ama eğer ısrarlı bir takip yapmazsanız bir biçimiyle unutulup gidebiliyor da. Bu konuda talep sektörden gelmişti, ben takip ettim. Yine aynı kapsamda turizm işletmelerinin KOBİ desteğinden faydalanması konusu da gündemde. Bu konuda Sanayi ve Ticaret Bakanlığı geçen yıl değişiklik yapmıştı. Bu değişiklikle turizm tesisleri de döviz getiren işletmeler statüsünden faydalanarak düşük faizli kredi alma imkanına kavuşacak. Bu iki kararnamenin imzaları Bakanlar Kurulu'nda tamamlanmak üzere. Ayrıca ülkeye bir önceki yıla göre daha fazla sayıda turist getiren tur operatörlerinin desteklenmesi konusunu da gündeme getirdik."
Sürekli tanıtım şart
"Turistin son dakika tercihinde önde olmanız için sürekli tanıtım atağında bulunmanız gerekiyor. Bu yıl tanıtım bütçemizi de artırmayı düşünüyoruz. Sektörün kamuya borçlarının KDV ile mahsup edilmesi konunda da Maliye bir çalışma yapıyor. Ayrıca bu yılın ikinci yarısında enerji desteği kesilecekti, bunu da Ekonomi Koordinasyon Kurulu kararıyla dondurduk. Başka daha pek çok uygulama sektörü teşvik etmek amacıyla düşünülüyor, hayata geçiriliyor." diyen Turizm Bakanı Günay, "AK Parti sahil şeridinde oy kaybetti de bazılarını cezalandırıyor, bazılarını teşvik ediyor söylemi tamamıyla haksızdır. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin AK Parti iktidarı turizm sektörünün ülke ekonomisi için lokomotif öneme sahip olduğunun farkında ve önünü açacak kararları da almakta." ifadelerini kullanarak kurul kararları sonrasında ortaya çıkan iddialara cevap veriyor.
Sektörün kârında kimsenin gözü olmamalı
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın yakındığı konuların başında, Türkiye'nin sahip olduğu büyük potansiyeli değerlendirememesi geliyor. "Bugüne değin hoyratça örselenmiş tarihî eserlerimize en azından son 100 yılda Osman Hamdi Bey'den bu yana sahip çıksaydık bugün turizm merkezi olarak anılan pek çok ülkeden çok daha iyi konumda olurduk. Son 5 yıldan bu yana bakıldığında AK Parti iktidarının başında 12-13 milyon olan turist sayısı bugün 26 milyona çıkabiliyorsa 2023'te 50 milyon turiste zaten ulaşılabilir. Turizm sektörünün güçlü olması ve yatırım yapabilmesi için para kazanması gerekir. Turizm sektörünün gelişerek yatırımlarla devam etmesi için sürünmemesi, sürdürülebilir olması gerekir. Kimsenin turizm sektörünün kârında gözü olmamalı. Bizim de amacımız sürdürülebilirliği ve kârlı bir sektör olmasını sağlamak. Sektörde 2,5 milyon insan çalışıyor, bir de bunun etkilediği diğer sektörleri ve sayıları düşünelim." diye konuşan Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a İstanbul özelinde bir soru soruyorum.
İstanbul'daki tarihî yarımada ve Topkapı'nın statüsü konusunda tartışmalar neden devam ediyor?
"En altta Doğu Roma, üstüne Selçuklu ve en üstte de Osmanlı eserlerini barındıran Topkapı ve çevresi çok özel. Bir bakanlığın belki de tamamıyla İstanbul ile uğraşması gerekir. Dünya tarihinin bize emanet ettiği çok özel bir yer İstanbul. Tarihin yanı sıra doğası da eşsiz. Hiçbir şehirde bu iki özellik bir arada değil. Osmanlı'nın çöküşünden itibaren yani 1800'den beri Topkapı ve tarihî yarımadaya haksızlık etmişiz. Süreç içinde asker, belediye ve sağlık kurumları bir biçimiyle bu eşsiz tarihin üstüne yani Sur-i Sultani'nin içine konuşlanmışlar. Tarihî surların içinde Bab-ı Hümayun'dan girdiğinizde sağ duvarların arkasından dört tane gecekondu çıkardım. Askerin gelişigüzel yerleşmesi, lojman adı altında tarihî yapıyı bozup koridorlarına tuvalet yapmış olanları yerinden çıkardığınızda hakkınızda gelişigüzel konuşuyorlar. Topkapı Sarayı üç avludan oluşuyor. Bu avlular Bab-ı Hümayun'dan Bab-ı Selam'a, Bab-ı Selam'dan da Bab-ı Sade'ye kadar gider. Bütün bu yapı içinde bugüne değin bütün karşılamalar, resepsiyonlar ikinci avluda Bab-ı Selam'da yapılırdı. Ben bunu yasakladım ve son günlerde tartışılan resepsiyonun da yapıldığı birinci avluya aldırdım. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların 'Vah efendim içeride şıra mı, şarap mı içilirmiş?' söylemleri yanlıştır. Zaten Aya İrini'de birinci avluda yıllardan beri konserler yapılmaktaydı. Benim yaptığım da budur. Benim hayalim, içindeki tarihî dokuyu gereksiz her şeyden arındırılmış bir Topkapı görmek. Artık Topkapı Sarayı'na otobüsler giremiyor. Benden önceki bakan arkadaşımın zamanında yasaklanmış ama otobüslerin girmediği yere Eminönü Belediyesi tonlarca çöp ve moloz atmış. Şimdi bunları da temizlemeye çalışıyoruz. Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Süleymaniye diye baktığımızda bölgenin bir master plan çerçevesinde adım adım temizlenmesi gerekiyor." Bakan Günay, Türkiye'nin tanıtımında doğal güzelliklerin bir yere kadar işe yaradığını, turistin ülkeye gelmesi için demokrasinin kökleşmesinden temizliğe kadar geniş bir spektrumda en iyi olmak gerektiğini söylüyor. Kulaktan kulağa pazarlamanın gücüne inanan Günay, Türkiye'nin tanıtımında tarihî bir ülke ama gelişen bir yüzü olduğunu göstermek istiyor. Tanıtım kampanyalarında da her ne kadar şimdiye değin ajanslarından istediği gibi bir reklam kampanyası alamadıysa da doğudan bir esintinin reklamlarda kullanılmamasını istiyor. "Türkiye uçan halıların olduğu, gecelerinde de rakkaseler dans eden bir ülke değil ama bunu anlatan o tılsımlı mesajı henüz bulamadım." diyor.
Teröre rağmen turizmi geliştirmek başarı
Bakan Ertuğrul Günay, Türkiye'nin son yıllarda turizmde sağladığı başarılara dikkat çekiyor: "İlk ona girdik diye seviniyorduk ama hedefimiz 5.lik ve burada kalıcı olmak istiyoruz. 2008 yılı içinde 26 milyon turist ülkemize gelmiş. Peki, 'Kalite mi, kantite mi?' dersek, elbette ülkemize gelen her turist az çok bir döviz bırakıyorsa da kalite daha önemli. Biz deniz, kum, güneş gibi en kolay unsurları kullanarak 'kitle turizm' yapıyoruz. Oysaki artık Antalya'ya geleni Anadolu içlerine taşımamız gerekiyor. Ancak ülkemiz son 25 yılda bir imkansızı gerçekleştirdi ve bir yandan terörle mücadele ederken diğer yandan turizm ülkesi olma gayretini gösterdi. Teröre rağmen turizmi bu denli gelişmiş belki bir başka örnek daha yoktur!"
ZAMAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.