KENDİNİ TARİF ETTİRİP İŞİ KAPMAK
İçlerinde benim de dahil olduğum birçok insanın hayalden öteye geçemeyeceğine inanmasına rağmen, Avrupa Birliği süreci işliyor. Topluluğun yapısı...
İçlerinde benim de dahil olduğum birçok insanın hayalden öteye geçemeyeceğine inanmasına rağmen, Avrupa Birliği süreci işliyor. Topluluğun yapısı gereği, diğer ülkelerdeki standartlar bizde de geçerli olacak. İşte tam bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum. Yaşanan ve muhtemelen yaşanmaya devam edecek gerçeklere...
Hafızanızı zorlayın lütfen ! Ülkemizde işi alması istenen firmanın, ihaleyi kapabilmesi için o firmanın ekstrem özelliklerini tarif eden ve rakiplerinin zaman veya teknolojik yetersizliğinden rekabet şansının kalmadığı ihale şartnamelerine rastlamadık mı? Ya da varlığını birkaç yüz kişinin bildiği yerel gazetelere ihale ilanları verilmedi mi?
AB sürecindeki Türkiye’de sistem aynı ama oyuncular küresel ekonominin devleri olacak. Çünkü, yeni üyelerde yaşandı; muhtemelen bizde de yaşanacak. Diyelim ki, AB bir ürünün standart olarak bütün Avrupa’da kullanılmasını mecbur tutuyor. Yönetmelik çıkıp, o ülkeye uyarlanmadan önce gidiyorlar. “Bu ürünün muadili budur, sertifikası da budur. Başka ürün geçerli değildir” diyorlar. Pazar açıldığı andan itibaren de, kimseyi pazara sokmamış oluyorlar. Ta ki, rakipler yönetimleri ikna edene kadar. Türkiye’de de bunlar yaşanabilir.
Bunları niçin mi yazdık. Ölümlü trafik kazalarının büyük çoğunluğu, ağır vasıtaların da karıştığı kazalardan kaynaklanıyor. Özellikle geceleyin aracın yeterli ışıklandırması olmadığı için birçok canı yitirdik. Avrupa Birliği ülkelerinde mecbur tutulan retrorektif şerit, aracın tüm çevresini aydınlatan, siste dahi 50 metre uzaktan görülebilen muazzam derecede parlak bir ürün. İşte bu ürün de, CE’ye tabi bütün Avrupa Birliği ülkelerinde mecbur tutuldu. Türkiye, bu anlaşmayı imzaladı. 2007 yılında devreye alınmış olması gerekiyordu. Şu an geçiş periyodu yaşanıyor ama yıl sonunda yürürlüğe girmesi bekleniyor.
Şimdi bu ürün için de, dünya devi birkaç firma, kendi standardını kabul ettirmeye çalışacak. Bizim talebimiz, yapılacak bu tanımın, rekabetçi bir yapıda olması. Özüne, ruhuna aykırı olmayan bir şartname çıksın istemiyoruz. Bu şartnamede herhangi bir firma kendini tarif etmesin. Herkesin ürününü satabileceği bir yönetmelik yapılsın. İmalatçı ve tüketici için de alternatifler olsun. Belli bir süre geçtikten sonra devlet, sen de satabilirsin derse ve artık pazara hakim bir firma varsa, bu yapıya girmek diğerleri açısından çok zor olur. İşin başından tekel konumuna getirilen firma yaratılmasın çabasındayız. Bu nedenle, üreticiler adına taslak metnin akibetini bilmek istiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.