"Lojistiğe kamu müdahalesi rekabeti zedeler"
UTİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, lojistik sektörü açısından serbest piyasa koşullarında rekabetçiliği engelleyen uygulamaların ve kamu müdahalelerinin Türkiye'nin küresel arenada rekabetçi yapısını zedelediğini savundu.
Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı Emre Eldener, Türkiye'de lojistik sektörünün büyüklüğünün 300 milyar liraya tekabül ettiğini belirterek, "Bu yıl sektörün en az yüzde 10 büyümeyle 330 milyar liraya ulaşmasını bekliyoruz." dedi.
Eldener, lojistik sektörüne dair 2017 ve 2018 yılına ilişkin değerlendirmelerin ve beklentilerin ele alındığı basın toplantısında yaptığı konuşmada, lojistik sektörünün küresel büyüklüğünün 7,5 trilyon dolara yaklaştığını söyledi.
Küresel lojistik sektörünün 2023 yılında 15 trilyon doları aşmasının beklendiğini dile getiren Eldener, Türkiye'de lojistik sektörünün büyüklüğünün 300 milyar liraya tekabül ettiğini, GSYH'nin yaklaşık 12'sini oluşturduğunu aktardı.
Emre Eldener, bu yıl Türkiye'de lojistik sektörünün en az yüzde 10 büyümeyle 330 milyar liralık büyümeye ulaşacağını vurguladı.
Eldener, lojistik sektöründeki faaliyetlerin yaklaşık yüzde 50'sinin doğrudan lojistik firmaları tarafından, diğer yüzde 50'sinin sanayi ve ticaret firmalarınca gerçekleştirildiğini kaydederek, lojistik sektörü için çok önemli olan dış ticaret verilerine değindi.
Dış ticaretin yüzde 62'sinin denizyoluyla, yüzde 23'ünün karayoluyla, yüzde 14'ünün havayoluyla yapıldığını aktaran Eldener, demiryolu taşımacılığının sadece yüzde 1'lik bir orana sahip olduğunu bildirdi.
Eldener, "Hatta ne yazık ki yüzde 1'in altında. Demiryolu taşımacılığına önem verilmeli ve kesintisiz taşıma hayata geçirilmeli." diye konuştu.
Türkiye'de özel sektöre ait vagon sayısında sevindirici bir artışın yaşandığını dile getiren Eldener, 2003'te 771 olan özel sektöre ait vagon sayısının Eylül 2017'de 4 bin 131'e yükseldiğini aktardı.
Eldener, 2023 yılında demiryolu taşımacılığının payının toplamda yüzde 15'e, 2035'te ise yüzde 20'ye çıkarılmasının hedeflendiğini belirterek, demiryolu taşımacılığını hem uygun fiyat hem de sürdürülebilir olması nedeniyle desteklediklerini vurguladı.
Geçen yıl ihracat taşımalarının yüzde 20'sinin, ithalatın yüzde 33'ünün yabancı araçlarla yapıldığını dile getiren Eldener, "Bu yüksek bir oran ancak Balkanlarda şirket kuran Türk girişimcilerin bunda etkisi var. Özellikle henüz güncellenmeyen Gümrük Birliği nlaşmasındaki yasakları aşmak için Türk girişimciler Balkanlarda şirket kurup taşımacılık yapabiliyor." ifadelerini kullandı.
"Kamu müdahalesi Türkiye'nin rekabetçi yapısını zedeler"
Eldener, lojistik sektörünün 2017 yılı değerlendirmesini yaparken uluslararası endeksleri de göz önünde tuttuklarını belirterek, Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan Küresel Rekabetçilik Endeksi'ne göre Türkiye'nin 137 ülke arasında 55'incilikten 53. sıraya yükseldiğini, ancak daha önce ulaştığı 45'inci sıraya yükselemediğini söyledi.
Küresel Rekabetçilik Endeksi Raporu'nda Türkiye hakkındaki eleştirilerden bahseden ve burada kamunun sektöre müdahalesinin yer aldığını aktaran Eldener, lojistik sektörü açısından serbest piyasa koşullarında rekabetçiliği engelleyen uygulamaların ve kamu müdahalelerinin Türkiye'nin küresel arenada rekabetçi yapısını zedelediğini savundu.
Emre Eldener, kamu müdahalesinin yatırım ortamını da olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Eldener, Dünya Bankası'nın Lojistik Performans Endeksi'nde 2012'de 27. sırada yer alan Türkiye'nin 2016'da 34'üncülüğe gerilediğini hatırlattı.
Taşıma işleri organizatörlerinin hizmetlerinden ciddi memnuniyet duyulduğunu dile getiren Eldener, ancak bu işletmelerin yeni bir yönetmelikle kısıtlanmaya ve yüksek belge ücretleri ödemeye zorlandığını bildirdi.
Eldener, Türkiye'nin 2023 hedeflerine yaklaşabilmesi için lojistik faaliyetlerin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu amaçla lojistik sektörünün ihtiyaçlarının doğru belirlenmesi, belirlenen ihtiyaçların giderilmesi için sektör ve kamu idaresi arasında koordinasyon, iş birliği ile ortak anlayışın sağlanması gerekiyor. Aynı zamanda mevzuat düzenlemelerinin sektör faaliyetlerini destekleyici ve güçlendirici nitelikte yapılması büyük önem taşıyor. Sektörün çalışma barışını ve yatırım ortamını bozacak, girişimciliği engelleyecek tarife kısıtlamaları, kamu müdahalesi, yüksek maliyetli belge ücreti yaklaşımlarından vazgeçilmesi gerekiyor."
"Küresel taşımacılıktan daha yüksek pay için altyapı projeleri tamamlanmalı"
Eldener, 2018 Yatırım Programı'na göre 88,1 milyar TL kamu yatırımı bütçesinin 21,4 milyar liralık kısmının ulaştırma sektörüne ayrıldığını hatırlatarak, bunun umut verici olduğunu söyledi.
Lojistik sektörünün taşımacılık koridorlarından daha yüksek pay alabilmesi için ülke genelindeki altyapı projelerinin bir an önce tamamlanması gerektiğini dile getiren Eldener, şu ifadeleri kullandı:
"Doğu-batı ve kuzey-güney hatlarında kesintisiz demiryolu hattımız ne yazık ki mevcut değil. Çoğu limanımızda demiryolu bağlantılarının olmaması ülkemiz üzerinden geçecek transit yük trafiğinin alternatif rotalara kaymasına sebep oluyor. Lojistik merkezler modlar arası yük entegrasyonunu kolaylaştırıcı şekilde planlanmıyor."
Eldener, gümrük süreçlerinin kolaylaştırılması ve lojistik sektöründe çok fazla olan bürokratik işlemlerin azaltılması gerektiğinin altını çizdi.
"Sektöre giriş yüksek belge ücretiyle zorlaştırılıyor"
Eldener, sektörü ilgilendiren idari kararların sektör paydaşları ile birlikte lınması gerektiğinin altını çizerek, "Doing Business Raporu gibi yararlanılan verilerin yanlış olduğu ortada olan çalışmalara istinaden serbest rekabet ortamını zedeleyen kararlar iç pazar dinamiklerini bozacağı gibi yabancı yatırımcılar için de teşvik edici olmayacaktır." dedi.
Çerçevesi kanunlarla zaten belirlenmiş Taşıma İşleri Organizatörlüğü mesleğinin yeni bir yönetmelikle tekrar düzenlenmek istendiğini kaydeden Eldener, şunları söyledi:
"Taşıma İşleri Organizatörlüğü Yönetmeliği ile getirilen düzenlemeler, lojistik sektörünün dinamikleri ile uyumsuz bir işleyiş getirmekte, sektöre giriş yüksek belge ücretleri ile zorlaştırılmaktadır. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde UTİKAD olarak 31 yıldır olduğu gibi çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. 2018'de sektörümüzün gelişmesini sağlayacak adımlar atılacağını umuyoruz. Sadece endekslerde yükselmek değil, sektörün kendi bileşenleri ile daha kalıcı çözümler üreteceği bir yıl geçireceğimizi düşünüyorum. Sektörü engelleyici değil destekleyici yenilikler hayata geçirilmeli, sektörün işleri zorlaştırılmamalı."
Eldener, ordino fiyatları yüksek olduğu için ihracatın istenilen seviyede artmadığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.