Lojistiği istihdam krizi bekliyor
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu öğretim üyelerinden, O2 Danışmanlık’ın kurucusu ve sahibi; www.lojiport.com yazarlarından Oruç Kaya, lojistik sektörünü...
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu öğretim üyelerinden, O2 Danışmanlık’ın kurucusu ve sahibi; www.lojiport.com yazarlarından Oruç Kaya, lojistik sektörünü bekleyen önemli bir risk faktörünü gündeme getirdi. Oruç Kaya’nın “2015 19TH Annual 3PL Study” araştırmasına dayanarak verdiği bilgiye göre 2015 yılında 60 milyon kişi tedarik zinciri ve lojistik işinden çıkarken, ancak 40 milyon kişi girecek. Bu da dünya genelinde 20 milyon kişilik dev bir istihdam açığı anlamına geliyor.
- Lojistik, geleceğin parlayan yıldızı olarak açıklanıyor. Ama, sizin yorumladığınız verilere göre durum pek parlak değil. Sektörün son durumu nedir?
Lojistik için ihtiyaç duyulan iş gücünün karşılanmasının yakın gelecekte çok önemli sorun olacağının sinyalleri geliyor ve bu iş gücü için yeterli sayıda nitelikli insan kaynağının temininde çok yüksek olasılıkla kriz yaşanacağı tahmin ediliyor.
“2015 19TH Annual 3PL Study” çalışmasına göre 2015 yılında yaklaşık 60 milyon kişinin tedarik zinciri ve lojistik işinden çıkması ve yaklaşık 40 milyon kişinin girmesi bekleniyor. 20 milyon kişi nereden bulunacak? Ayrıca; “Transportation & Logistics 2030 Winning the talent race” çalışmasına göre 2030 yılına kadar 460.000 pilot ve 650.000 uçak bakım teknisyenine ve 2050 yılına kadar 364.000 deniz adamına ihtiyaç duyulacaktır. Önümüzdeki 20-25 yıl içinde lojistik iş gücü için yeterli sayıda nitelikli insan kaynağı nasıl temin edilecek?
İngiltere’de yapılan “The Logistics Report 2014” çalışmasına göre İngiltere’deki dört şirketten biri, yeterli sayıda nitelikli şoför ve depo çalışanı temininde zorlanıyor ve “SEMLEP Logistics report, 2013” çalışmasına göre İngiltere’deki lojistik şirketlerinin sadece 20%’si, yeni mezun istihdam edebilmiş. Benzer durum “2015 19TH Annual 3PL Study” çalışmasında ortaya çıkıyor ve buna göre dünya genelinde de şirketlerin 45%’i, yeterli sayıda nitelikli lojistik iş gücü temininde zorlanıyor.
- Gençler, lojistik işine nasıl bakıyor? Şirketler, lojistik işi için gençleri etkileyebiliyor mu?
Lojistik işi ve lojistik sektörü, ihtiyaç duyulan yeterli sayıda nitelikli genci istihdam edebilmek için diğer iş kolları ile rekabet halindedir. “Millennials at work Reshaping the workplace” ve “Young talents’ opinion about the industry” araştırmaları, yeni mezunların olumsuz imajından dolayı lojistik işinde çalışmayı düşünmediğini ve imajı daha yüksek olan iş kollarını tercih ettiğini gösteriyor. Örneğin; Transportation & Logistics 2030 Winning the talent race” çalışmasına göre İngiltere’de diğer iş kollarına karşı tedarik zinciri ve lojistik işi, ihtiyaç duyulan yeterli sayıda nitelikli insan kaynağını çekebilme rekabetinde zorlanıyor ve 2030 yılında gençlerin 36% olasılıkla lojistiği iş olarak seçeceği tahmin ediliyor. Ayrıca; “SEMLEP Logistics report, 2013” çalışmasında ise lojistik işinin gençlerin ilk tercihi olmamasından daha kötüsünün ise lojistik işinin en son tercih olduğu tespiti yapılıyor.
LOJİSTİĞİ ANA OKULUNDA TANITIP, SEVDİRMEK GEREK
Lojistik iş gücü ihtiyacının artmasına rağmen ve bunun için gerekli olan için yeterli sayıda nitelikli insan kaynağının temininin çok önemli bir sorun olduğunu tespit eden ve bunun bir krize yol açabileceğini gören İngiltere, gençlerin ilgisini ve tercihlerini lojistik işine çekebilmek için farklı uygulamalar yapıyor. Örneğin; 14-19 yaş arasındaki gençlerin 64%’ünde lojistiğin yanlış anlaşıldığı tespit edilince topluma ve özellikle anaokulundan liseye kadar öğrenim gören çocuklara ve gençlere, lojistik işi anlatılıyor.
Yapılan araştırmalardaki ilginç bir nokta ise lojistik işinde çalışmayı düşünen gençlerin günümüzde lojistik sektöründe çalışmak isterken gelecekte ise lojistik sektörü yerine firmaların tedarik zinciri ve lojistik bölümlerinde çalışmayı düşünmesidir.
Gençlerin kafasında şirketlerin imajı konusunda soru işaretleri var. Hangi şirketlerin imajı? Lojistik sektöründeki firmaların mı, yoksa şirketlerin tedarik zinciri ve lojistik bölümlerinin mi?
“Supply chain & logistics Employment Market” çalışmasına göre Tedarik zinciri ve lojistik sektörü, üst ve orta düzey yönetici bulmanın en zor olduğu iş kolu olup orta ve üst düzey yöneticiler de lojistik ve tedarik zinciri işinde çalışmaya istekli görülmüyor. Bu durum da şirketler, kendi içinden yönetici yetiştirmek zorunda kalabilir. Peki, şirketlerde geleceği yönetebilecek nitelikte yönetici adayları var mı veya mevcut yöneticilerin nitelikleri yeterli mi? Bu konuda da soru işaretleri vardır. Bu konu da tartışılmaya değerdir.
- Peki Türkiye’de tablo nasıl? Hükümetin taşımacılıktan lojistiğe geçiş terminini nasıl yorumluyorsunuz?
Burada verdiğim bazı verilere yönelik Türkiye’de bir çalışma bulamadığım için İngiltere’den örnekler verdim. Eğer Türkiye’de benzer çalışmalar varsa ben ulaşamadım ve özür dilerim.
Beykoz Lojistik Meslek Yüksekokulu Lojistik Uygulamalar ve Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan son araştırmaya göre Türkiye’de de “kalifiye insan kaynağı”, “fiyat odaklı rekabet” ile birlikte en temel iki sorundan birisi olarak tespit edilmiş ve lojistik, hem kamu hem de kamuoyu tarafından eksik ve yanlış biliniyor.
Hükümet tarafından açıklanan “Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı” ve lojistiğe önem verildiğini gösteren diğer birçok uygulama ve söyleme rağmen “lojistik niçin hâlâ YANLIŞ ve EKSİK biliniyor?”
Türkiye'de yaklaşık 50 yükseköğrenim kurumunda lojistik ile ilgili lisans ve ön lisans programı varken "kalifiye insan kaynağı niçin hâlâ ÇOK ÖNEMLİ BİR SORUN olarak görülüyor?”
Türkiye’de lojistik işi ile uğraşan ve tedarik zinciri ve lojistik fonksiyonu olan şirketlerin en önemli sorunu, yeterli sayıda nitelikli insan kaynağı ihtiyacını temin edebilmek olacak ve bu da bir krize yol açabilecektir.
Özellikle mavi yakalı çalışanlara (şoför, depo çalışanı vs.) daha fazla önem verilmelidir. Lojistik, operasyon işidir ve sahada yapılır. Sahada çalışanlar, şirketin rekabet gücüne ve müşteri memnuniyeti yaklaşımına destek verecek ve katkıda bulunacak şekilde eğitilmelidir.
Lojistik işi, 20-25 yıla kadar iş gücü olabilecek "Y" ve "Z" kuşaklarına hazır mı? Anaokulu öğrencisine “lojistiği nasıl sevdirirsiniz?” ve ne olacaksın sorusuna …. demesi yerine “lojistik işi yapmak istiyorum demesini nasıl sağlarsınız?”
İlgilenenler, diğer detayları Lojiport’ta yayınlanan “Krize Hazır mısınız?” yazımda okuyabilir.
- Lojistik işinde ve özellikle depo yönetiminde iş güvenliği için ne söyleyebilirsiniz?
Soma’daki maden kazası ve İstanbul’daki “asansör” kazası gibi son zamanlarda yaşanan facialar sonrasında gözler, “iş güvenliğine” çevrildi. Bu ikisi ve daha önceki iş kazaları gibi müessif olaylar, Türkiye’de “iş güvenliğinin” göz ardı edildiğini ve iş güvenliğine gerekli önemin verilmediğini gösteriyor. Peki, Türkiye’deki depolarda “iş güvenliğine” nasıldır? Türkiye’deki depolarda “iş güvenliğine” önem veriliyor mu?
DEPOLARDAKİ KİRALIK KATİLLER SERİ KATİLE DÖNÜŞEBİLİR
Tehlikeli İşler Yönetmeliği’ne göre depolar “tehlikeli iş yeri” olup çalışanların “iş güvenliğini” düzenleyen onlarca yasal düzenleme vardır. Öte yandan; bu yasal düzenlemelere rağmen iş güvenliği için yapılması gerekenler, DOĞRU yapılmazsa hem çalışan hem de işveren için önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Burada yasal yaptırımlardan çok daha önemli olan, “insan canının” önemidir.
Eğer depolarda iş güvenliğine uygun hareket edilmiyorsa depo ve depodaki herkes, tehlike altındadır. Böyle bir ortamı oluşturanlar ve bu ortamın oluşmasına müdahale etmeyenler, kullandığım sert kelimeden dolayı özür dilerim, “kiralık katil” gibidir. Depoda hareket eden veya duran bütün ekipmanlar (forklift, raf vs.) ve operatörler, iş güvenliğine uygun şekilde yönetilemezse bunlar, depoda pusuya yatan “seri katil” olabilir. Bunlar, o deponun ne kadar iyi veya yönetildiğinin göstergesidir.
Depolarda iş güvenliği, maliyet ve yapılması zorunlu bir faaliyet olarak görülmemelidir.
İş güvenliği denetimini yapanlar ile denetlenenler arasında, ticari ilişki olmamalıdır. Örneğin; Bir havuz oluşturulabilir. Firmalar, işlerinin tehlike durumuna ve diğer kriterlere (firma büyüklüğü, çalışan sayısı vs.) göre bu havuza para koyabilir ve denetleme yapanlara, bu havuzdan ödeme yapılabilir.
Depo yöneticileri, depo operasyonlarındaki temel iş güvenliği ilkelerine ve uygulamalarına hâkim olmadıkça depolarda iş güvenliği UYGULANAMAZ. Yorgun çalışanlar, depo operasyonlarında daha fazla hata yapar. Bu çalışanlar, niçin yorulur?
İlgilenenler, diğer detayları Lojiport’ta yayınlanan “Seri ve Kiralık Katiller” yazımda okuyabilir.
- Yine hükümetin açıkladığı eylem planına dönmek istiyorum. Çünkü, bu önümüzdeki günlerde sık sık gündeme gelecek. Bu konu ile ilgili düşünceleriniz nedir?
Bu programı ve eylem planlarını çok önemsiyorum ve hatta "lojistiğe dönüşüm" vurgusunu duyunca çok heyecanlandım.
Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun oluşturulması düşünülüyor. Yürekten destekliyorum ve hayata geçirilmesini dört gözle bekliyorum. Hatta daha ileriye götürüyorum. Kurul yerine Lojistik Bakanlığı olmalı ve "Haberleşme" ayrı tutulmalıdır.
Lojistik mevzuatı yürürlüğe konulacağı belirtiliyor. Açıklamadaki “… tüm taşımacılık modlarını içerecektir” yerine "…..lojistiğin bütün unsurlarını ve fonksiyonlarını içerecektir." diye yazılsaydı, “taşımacılıktan lojistiğe dönüşüm” kavramı tam karşılanmış olurdu.
Bu planın çok fazla “lojistik sektörü odaklı” olduğunu düşünüyorum. Lojistik sektöründe kamu kurum ve kuruluşlarınca lojistik maliyetlerin düşürülmesi ve işlem sürelerinin kısaltılmasına yönelik çalışmalar yürütülecektir. Lojistik, sadece LOJİSTİK firmaları tarafından YAPILMAMAKTADIR ve Türkiye'de nakliye haricinde lojistiğin diğer fonksiyonlarında "dış kaynak" kullanım oranı düşüktür. Çok sayıda endüstride, lojistiğini kendi kaynakları ile yapan çok sayıda firma vardır ve bunun böyle devam edeceği tahmin edilebilir. Bu firmaların maliyetleri, işlem süreleri ve diğer ihtiyaçları da düşünülmelidir. Türkiye’deki firmaların tedarik zincirine yönelik araştırmalar yapılmalıdır.
LOJİSTİK FİRMALARI TEDARİK ZİNCİRİNİ YÖNETEMEZ, DESTEKLER
Bu plandaki dikkatimi çeken önemli bir unsur da “Lojistik firmalarının taşımacılık yanında modern depoculuk anlayışıyla tedarik zincirini yönetecek şekilde yapılanması ve “Lojistikte modern depoculuk anlayışına geçişin sağlanması için standart proje oluşturulacak” olmasıdır. Lojistik firmaları, tedarik zincirini (TZ) yönetemez. Lojistik firmaları, TZ'nin yönetilmesine destek olur ve TZ'nin yönetilmesine yönelik hizmetler verir. Yanlış tanımlar üzerine doğru planların yapılması çok zordur. TZ, hâlâ ya yanlış tanımlanıyor ya da yanlış anlaşılıyor. Dünyada lojistik firmasının yönettiği TZ örneği yok ("VECTOR & GM" gibi birkaç örnek oldu yaklaşık 10 sene önce ama BAŞARILI OLAMADI.) ve Türkiye'de bu, çok çok... ZOR (hatta İMKANSIZ). Lojistik firmalarına, yapabileceklerinde fazla sorumluluk yüklenmemelidir.
Ayrıca; TZ, sadece DEPO olarak düşünülmemelidir. Depo, hem lojistik hem de TZ için çok önemlidir ama tek lojistik fonksiyonu değildir. Nakliye ve depo ve diğer lojistik fonksiyonları, birlikte düşünülmeli ve uygulanmalıdır.
Lojistik ve TZ dinamiktir. Standart bir proje yerine iyi bir depo ve depo yönetimi için STANDARLAR belirlenebilir. Ayrıca; burada sorumlu kuruluş olarak belirlenen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı yerine Lojistik Koordinasyon Kurulu, daha doğru bir “sorumlu kuruluş” olabilirdi.
Her ne kadar “Taşımacılıktan Lojistiğe” olarak tanıtılmış olsa da içerdiği eylem planları nedeniyle yine “taşımacılık” ağırlıklı olup lojistiğin diğer unsurlarına ve fonksiyonlarına yönelik eylem planlarının ya çok az ya da hiç olmadığını söyleyebilirim. Ayrıca; hazırlanması düşünülen Lojistik Master Planı’ndan önce Türkiye’nin Tedarik Zinciri röntgeni çekilmeli ve lojistik planlamalar, buna göre yapılmalıdır. Unutmayalım önce Tedarik Zinciri, sonra Lojistik!!
Eğitim, insan kaynağı ve lojistik iş gücü gibi önemli olabilecek bazı politikalar ve eylem planları da eklenebilir.
- Türkiye’de lojistik şirketleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Hangi sektör veya hangi iş kolu olursa olsun bütün şirketler, “para kazanmak” için kurulur. Para kazanmak, çok ciro elde etmek değildir. Para kazanmak, “kâr” elde etmektir. Para kazanmak, düzenli ve sürekli gelişen “kârlılık” ile çalışmaktır. Fortune 500 Türkiye listesine göre lojistik sektörünün (nakliye, depo, dağıtım vb. hizmetleri entegre sunabilen firmalar) FAVÖK (EBITDA) oranları çok düşüktür. Lojistik sektörünün ortalama EBITDA oranı, hem az hem de azalma eğilimi gösteriyor.
Beykoz Lojistik Meslek Yüksek Okulu Lojistik Uygulamalar ve Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan son araştırmaya göre “Fiyat odaklı rekabeti” en önemli sorun olarak gören lojistik sektörü, bu sorunu çözebilmek için ne tür çözümler üretiyor ve üretebiliyor? Fiyat rekabeti yerine “müşteri memnuniyeti ve kaliteli hizmet rekabeti” gündeme gelmelidir.
Hem kâr oranları düşük, hem birçok cefa çekiliyor hem de hâlâ çözülmesi beklenen sorunlar varken lojistik işi yapılır mı? Evet yapılır. Ama... eğer doğru yapılırsa yapılır. Eğer doğru yapılmazsa daha çok bu şikayetler devam eder, daha çok bu sorunlar çözüm bulunmaksızın tartışılır.... Aksi takdirde gelecek için önemli soru işaretleri beklenmelidir. Evet yapılır... eğer biraz delilik, biraz delikanlılık, biraz aşk varsa yapılır.
Selçuk ONUR - LOJİSTİK EKİPMANLAR
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.