Lojistiğin merkez üssü, 3 günlüğüne Logitrans İstanbul
Uluslararası Logitrans Fuarı, 13-15 Kasım tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırlamak için 13’üncü kez İstanbul’da kapılarını açtı. Avrasya’nın en büyük lojistik fuarında, tüm ulaştırma ve endüstri modlarından 140'tan fazla katılımcı yer alıyor.
Logitrans, İstanbul Fuar Merkezi’nde 9 ve 10’uncu hollerde 11 bin 500 metrekarelik alanda lojistik yelpazesinin tamamını kapsıyor. Katılımcılar arasında yerel lojistik hizmet sağlayıcılarının yanı sıra DSV Panalpina gibi büyük uluslararası oyuncular da yer alıyor.
Deniz taşımacılığında RO-RO gemileriyle liman terminalleri işleten Danimarka lojistik grubu DFDS, Fransa ile İtalya'dan nakliye şirketi Hamburg Süd ve Akdeniz Limanları da fuarda sektör profesyonelleriyle bir araya gelecek.
Fuarın uzun soluklu katılımcılarından olan Fransa ve Avusturya ile Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Almanya’nın Federal Ekonomik İlişkiler ve Enerji Bakanlığı'nın destek verdiği ülke pavilyonları fuarda olacak.
Bu yıl Kanada Avrupa Kıtası dışında ülke pavilyonu açan ilk ülke olarak Logitrans’a katıldı. Türkiye’nin yük trafiği açısından önemli bir üs olan ve İpek Denizyolu olarak tanımlanabilecek Trieste Limanı da birden fazla şirketin katılımıyla fuarda boy gösterecek.
“Türkiye’nin bölgesel gücünü anlatmalıyız”
Türkiye’nin coğrafi konumu gereği vazgeçilmez bir ülke olduğunu söyleyen Bekar, “Dünyadaki firmalar eğer Türkiye üzerinden ticaret yapacaksa buradaki operasyonlar çok önemli. İşte Logitans Fuarı’na olan ilgi de burada ortaya çıkıyor. Çünkü fuarımıza katılan firmalar her anlamda güçlü organizasyon yapılarına sahip” dedi.
Bir Kuşak Bir Yol açıklandıktan sonra güzergahtaki bütün ülkeler neler yapabileceğini değerlendirdiğini kaydeden Bekar, “Bu konuda da Avrupa ülkeleri kendi gardını aldı. Bu bir ticaret projesi, dolayısıyla uluslararası firmalar gidip Yunanistan’ın Pire Limanı’na bakmadan önce Türkiye’yi mercek altına alıyor. Ancak bu projede Türkiye’nin olanaklarının yeterince pazarlandığını düşünmüyorum. Burada ülkemizin konumu çok önemli ama ülkeler her zaman kendi alternatiflerini değerlendirmek zorunda. Bu nedenle işin pazarlama ayağını ülke olarak biraz daha güçlendirmemiz gerekiyor. Bizler bir yandan ülkemizdeki lojistik olanakları göstereceğiz, diğer yandan da Türkiye’nin stratejik konumunu anlatacağız. Pastadan pay almak istiyorsak bunlar tam anlamıyla yapılmalı. Ülke olarak buları yaptığımız sürece ciddi yatırımları da alacağımıza inanıyorum” açıklamasını yaptı.
“Ülkeler arası ilişkiler değerlendirilecek”
Türkiye’nin lojistikte önemli markalar çıkardığını ama bunu geliştirmemiz gerektiğini vurgulayan Bekar, fuarların ülkeler arası ilişkilerin de masaya yatırıldığı yerler olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin marka olmasını istemeyen ülkeler olduğu için bazı kota ve sınır problemlerinin yaşandığına dikkat çeken Bekar, “Almanya’dan her yıl bakanlık temsilcileri bu sorunları masaya yatırıyor ama Türkiye’den pek fazla göremiyoruz. Bizim Ulaştırma Bakanlığı’ndan bir yetkili gelip bakanlık düzeyindeki insanlarla sorunları ele almalı. Eğer bizim nakliyecimize sınır problemleri yaşatılıyorsa fuarlar bunun tartışmak için ideal ortamlar” diye konuştu.
“Kanada ilk kez pavilyon açıyor”
Ticaretin gelişmesi için lojistik hizmetlerin önemine işaret eden Altınay Bekar, şöyle devam etti: “Çin’den Avrupa’ya uzanan Bir Kuşak Bir Yol Projesi çok önemli. Türkiye lojistik hizmetlerini dünyaya pazarlayamazsa pastadan pay almamız zor. Eğer bu projede ülke olarak lojistik üs olmak gibi bir hedefiniz varsa çok iyi pazarlamak zorundayız. Bekleyip müşteri gelsin deme şansınız yok. Dolayısıyla çeşitli fuar ve organizasyonlarla sistemi güçlendirmek zorundayız. İşte Logitrans Fuarı da bu noktada evrensel anlamda önemli bir boşluğu dolduruyor. Şu anda Kanada ilk kez bizin fuarımızda pavilyon açıyor. Çünkü Kanada Amerika’yla yaşadığı ticari sıkıntılardan sonra dönüp dünyaya bakmaya başladı. Hangi ülkeyle nasıl bir ticaret yapacağını araştırdı. Türkiye’ye geldi ve farklı alanlarda yapılanmaya gitti. Türkiye’yle ticaret yapmak isteyen Kanada’ya biz lojistik hizmetleri sunamazsak gelmez. Bu nedenle öncelikle gelip iki ülke arasındaki lojistik hizmetlerin kalitesini incelediler.”
“Lojistik yaşamın her yerinde”
Lojistiğin genel algıya göre sadece işin nakliye ayağını kapsamadığını anlatan Altınay Bekar, şunları kaydetti: “Artık lojistik yaşamın her yerinde. Tedarik zincirinin başından sonuna kadar her şey lojistiğin alanına giriyor. Özellikle gelişmiş ülkelerin lojistiğe bakış açısı çok farklı. Onlar ticareti baştan sona çevirebilecek potansiyeli tercih ediyor. Bu nedenle lojistik sektörünü bir kısır döngüye yerleştirmeden başlı başına mercek altına almak gerekiyor. Çünkü ticaret yapacaksanız işin en önemli ayaklarından biri de lojistik.”
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.