“Lojistik endeksindeki 34. sıramızı bile korumak başarıdır”
“Lojistikte Yükselen Trendler, Dijitalizasyon ve Beklentiler” panelinde konuşan Ahmet Musul, İbrahim Dölen ve Doç. Dr. M. Hakan Keskin ortak paydada birleşti. Bürokratik engelleri aşamadığımız sürece lojistik endeksinde yeniden yükselişe geçmek zor.
Tedarik Zinciri Yönetimi Derneği (TEDAR) Türk lojistik sektörünün 3 önemli ismini aynı panelde buluşturdu. Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen ve Omsan Lojistik Genel Müdürü Doç. Dr. Mehmet Hakan Keskin, 27 Şubat 2018’de TEDAR Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul Günal’ın ev sahipliğinde ve gerçekleştirilen panelde sorunları masaya yatırarak, çözüm önerilerini tartıştı.
“Mekanların ortadan kalktığı bir dönemde, ürünleri tel örgülerin ardına koyuyoruz”
Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Musul, taşımaların önündeki engeller nedeniyle operasyonların hızlı gerçekleştirilemediğinin altını çizdi. Türkiye’nin ihracatının büyük bölümünü Avrupa’ya yaptığını hatırlatan Musul, “Biz fabrikadan siparişi alıp, ürünü hazırlayıp yola çıkana kadar Çekya’da, firmalar aynı ürünü teslim etmiş oluyorlar” dedi. Sadece Volkswagen’in Çekya’dan günde 500-600 treylerlik araç dağıtımı yaptığını aktaran Musul, “Lojistik dış dünyanın parametrelerine bağlı bir sektör. Avrupa’da işler bu hızda yürürken koskoca Türkiye’nin, yalnızca Trieste’deki kötü hava koşulları nedeniyle ihracatı sekteye uğruyor. Hedefleri koymak güzel ama bunun altını doldurmak için bizler neler yapıyoruz. Biz bir şeye güvenmek için onu tel örgüler için koyup tekrar mühürlemek istiyoruz. Kanun koyucu vatandaşına güvenmiyor. Bizlerin sürekli yanlış yapacağını düşünüyor. Dünyada birbirine en az güvenen ulus seçilmişiz. Bu güveni sağlamadığımız sürece diğer süreçler doğru kurgulanamaz. Biz teknolojinin getirdiği avantajları kullanamıyoruz. Gümrükleri kutlamalarla açıyoruz, mekanların ortadan kalktığı bir dünyada ürünü o mekana götürüp gümrükleyip göndermek istiyoruz. Gümrük kağıt üzerinde başarılı görünüyor ama o başarılar uygulamaya yansımıyor. Firmaların neyi yapıp yapmayacağı bellidir. Bizde ise A gümrüğü ile B gümrüğü arasındaki uygulamalar farklılık gösterebiliyor. Yolda giderken yeni uygulamalarla karşılaştığınız oluyor. Kendimizi vazgeçilmez görmemeliyiz. Eğer Türkiye 34. sırada kalırsa büyük bir başarı olarak değerlendiriyorum” diye konuştu.
“Omsan’ı takdir ediyoruz ama izleyip demiryolu kararımızı öyle vereceğiz”
Türkiye’nin önündeki birçok engelin intermodal taşımacılık ile ortadan kalkabildiğini ve artık verimli modun ortaya çıktığını ifade eden Musul, sözlerine şöyle devam etti: “Omsan’ın kahramanlığını takdir ediyoruz. Biz demiryoluna onlar yol açtıktan sonra girmek istiyoruz. İşin içine demiryolu girdiğinde daha az şoför, daha az sorunla karşılaşacağınızı düşünüyorsunuz ama orada da yine devletle karşılaşıyorsunuz. Haftada 50 trene ulaştık, potansiyeli çok daha fazla ama gelişemiyor. 250 adetlik kendi vagon yatırımımızı yaptık. Kendi lisansımızı aldıktan sonra kendi lokomotiflerimizle girmek istiyoruz. Engellere rağmen süreç oraya gidecek. Çünkü karayolları bu kapasiteyi taşımıyor. Kuruluşumuz, ürünleri sadece satan olarak değil, kendi kontrol eden tek kuruluş.2020 yılında yüzde 50’lik bir ciroyu Türkiye dışından elde etmek istiyoruz.”
“Yatırım yapıyoruz eleştiriyorlar, mega konteyner getiriyoruz yasaklansın diyorlar”
Daha fazla yatırım yaptıkları için eleştiriler aldıklarını vurgulayan Ahmet Musul, “Ama bunları haklı bulmuyoruz. Herkesin her şeyi yapabileceği bir yapıdan çıkıp ortak değerlerle yapmalıyız. Satın alma stratejilerini değer katar hale getirmeliyiz. Treylerden daha ziyade farklı ürünlerle taşıma yapabildiğimizi görüyoruz. Trene uygun, daha ekonomik olan mega konteynerler getiriyoruz. Bazı arkadaşlar uluslararası taşımada yasak getirilmesi talebiyle başvuruda bulunuyor. Günümüz dataların daha iyi kurgulandığı bir döneme girildiği dönemdir. İhale öncesi hangi üretici şirketin diğer şirketlerle biraraya gelip satın almaları öyle yönlendirmeleri ile ilgili teklifler getireceğiz. Ekol, Zer ihalelerine girmediği halde fiyatı düşürmekle suçlanıyor. 112 milyon Euro değerinde iki gemi yatırımı yaptık. Sadece ben imza attım. 56 milyon Euroluk gemiyi teslim almak için 5 milyon Euro harcadık. Limanımız için 1 kuruş teşvik almayıp, on binlerce aracı karayolundan çekecek bir yatırımı kendi imkanlarımızla tamamladık. Rakiplerimiz sendelediğimizi görseler, neredeyse kına yakacaklar. Omsan’ın trende yaptığı şey büyük bir kahramanlıktır. Çünkü dikdörtgen bir ülkede trenle bir yere gitmeyen tek ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
Singapur’a gelen her başvuru 20 dakika içinde tamamlanıyor
Borusan Lojistik Genel Müdürü İbrahim Dölen de, gümrüklerin hantal yapısından şikayetçi. Dölen, verdiği Singapur örneğiyle küçücük bir ülkenin nasıl dünyanın hub merkezlerinden biri haline geldiğini şu sözlerle anlattı: “Singapur, ticarette dünyanın en başarılı ülkesi seçilmiş. Çünkü ülkeye gelen her başvuru 20 dakika içinde tamamlanır. Kurumlar, 7/24 ticaretin yürümesi için uğraş verirler. Birçok ülke güzergah harici olsa da işlerini o küçücük yerden yürütür. Böyle bir dünyada artık evrakların ortadan kalkması, her şeyin dijital hale dönüşmesi gerekir. Bir dönem boş, dolu tüm konteynerlerin x-ray’den geçirilmesi gerektiğini duyurdular. Bunun mümkün olamayacağını söyledik. Sonunda onlar da anladılar. Daha sonra ihracatçı birliklerinin baskısıyla ordinoda limitler belirlenmeye çalışıldı. Devlet, fiyatlara müdahil olmaya çalışırsa, rekabetçilikten uzaklaşılır.”
“Doğadaki gibi, verimli olmayan yok olmalı”
Türkiye’den Almanya’ya tren başlattıklarını ama süreçteki engeller nedeniyle vazgeçtiklerini vurgulayan Dölen, “Türkiyenin kendi gerçeklerine karşı çıkan bir yapısı var. Her krizde sistem verimli olmayanları yok etmiyorsa, bir denge sağlamak mümkün değildir. Evet batanlar olacak. Çünkü maliyetler artacak, kaçış yok. Yeni teknolojilerle işinizi yürütmek zorunda kalacaksınız. Lojistik maliyetler artacak. İlerde kimse teklif almayacak, evraklar sistemden görülebilecek. Biz de kendi ölçülerimizde lojistiği ölçümlendirmeye çalışıyoruz. Çok güzel örnekler var. Ama sorun bu güzelliklerin Türkiye sathına yayılmasıdır. Teknoloji hayatı çok ucuzlatıyor. Emek vermek gerekiyor, yoksa gidip bir yerlerde tatil yapalım” açıklamasını yaptı.
Mevcut konjonktürle yeniden 14. sıraya çıkmak hayal
Omsan Genel Müdürü Doç. Dr. Mehmet Hakan Keskin de, Türkiye’nin lojistik endeksinde ilk 10’a çıkabilmesi için önce kronik problemlerini çözmesi gerektiğine vurgu yaparak, “Ülkemizde karayolu ağırlıklı bir filo ve arz fazlamız var. Niye karayolunu kullanamıyoruz, güneyimiz çok sıcak. Bu yapı bir de 2001’den bu yana başlayan küresel krizle daha az yatırım yapması ve varlığını sürdürebilecek politikalar yürütmesi yüzünden pasta büyümüyor. Türkiye’nin lojistikte başarı elde etmesi için sorunlu alanlara yönelmesi gerekir. Şu andaki konjonktürle yeniden 14’e çıkmak hayal. Şu anda bulunduğumuz 34. sırayı da korumak başarıdır.”
Demiryolunda ilk özel operatör olduk
ama sorunlar var
Demiryollarına kanalize olduklarını ve belge alan ilk özel tren işletmecisi olarak faaliyet gösterdiklerini ifade eden Keskin, “ Serbestleşme sağlandı ama operasyonlar o kadar kolay değil. 550 metreden uzun katar oluşturamıyoruz. Elektrikli hatlarımız yok. Vagon kesemiyoruz. Dizel ile elektrikli arasında büyük fark var. Treni komple biz işletiyoruz ama bu devam ettirebilir mi? Biz edeceğiz, ancak genişlemez. Köseköy’den Mersin’e otomobil de taşımaya başladık ama bunu da sürdürmek zor. Sadece bunu yapabilmek için baştan 1 milyon lira harcamanız gerekiyor. Kamu bize yardımcı oluyor ama yaptığımız işin gelişmesi pek mümkün görünmüyor. Avrupa’daki gibi bir yapının Türkiye’de oluşması çok zor. Bitmiş araç lojistiğinde 3 araçtan birini taşıyoruz, bunun gelişmesi için çalışmalar devam ediyor. Küresel lojistik firmalarında da geleneksel konvansiyonel yapı bitti. Biz de bu gerçeği görmeliyiz. İnanılmaz operasyonel riskler yaşıyorsunuz. Bütün kurallara uyarak hareket etmek zorundayız” diye konuştu.
Selçuk ONUR - LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.