'Mavi yolculuk' sezonu başlıyor
Yazın bunaltıcı sıcakları, kalabalık günleri gelmeden, mayısta çıkacağınız mavi yolculuk, diğer mevsimlere oranla birçok avantaj sunuyor: Sakin...
Yazın bunaltıcı sıcakları, kalabalık günleri gelmeden, mayısta çıkacağınız mavi yolculuk, diğer mevsimlere oranla birçok avantaj sunuyor: Sakin koylar, baharın tüm renklerinin etrafa yansıması, yelken keyfini artıran mevsim rüzgarları, göç sırasında teknelerle yarışa çıkan yunuslar, tekne kiralarının ucuzluğu... Sıcaklığı daha şimdiden 20 dereceye ulaşan turkuvaz renkli sularla kucaklaşıp, deniz sezonunu açma fırsatı...
Kış boyunca dalgalarla başbaşa kalan Ege koyları havaların ısınmasıyla canlanmaya, renklenmeye başladı. Cenova ve Atina?daki yat fuarlarına katılan tekneler geçen hafta Ege?yi geçip Marmaris?e ulaştı. Dün başlayan, perşembeye kadar sürecek Marmaris Yat Fuarı, yaz sezonunun ilk habercisi gibi. Rengarenk, yepyeni yelkenliler görücüye çıktı. Onlara özenen guletler mavi yolculuğa çıkmak için sabırsızlanıyor.
Her yıl binlerce tatilciyi bölgeye çeken mavi yolculuk rotası, bu sene 51?inci yaşını kutluyor. Başlatan kişi, 1925?te Bodrum?a sürgüne gönderilen yazar Cevat Şakir, namı diğer Halikarnas Balıkçısı. Cezasını tamamlayıp Bodrum?a yerleşen yazar 1957?de Azra Erhat, Sabahattin ve Bedri Rahmi Eyüboğlu gibi arkadaşlarıyla, bir tekne kiralayıp, ilk mavi yolculuğa çıkar. Bu geziler keşif ve entelektüel paylaşım platformudur. Edebiyat, tarih, mitoloji konuşulur, doğanın tadı çıkarılır. Bedri Rahmi Eyüboğlu?nun dizeleriyle söylemek gerekirse ?Mavi gezi bir masaldır, söylenmemiş, yazılmamış, çizilmemiş.? Daha sonra bu grubun mavi yolculuk serüveni Azra Erhat tarafından kitaplaştırılır.
Bugün mavi yolculuk bölgenin en ünlü tematik turu. Yılda ortalama 100 bin kişi Gökova?da bu tura çıkıyor. Blue Point Yachting?den Yücel Özalp, en popüler rotaların Bodrum ile Antalya arasında yer aldığını söylüyor. ?Amacınız kafa dinlemek ve kendinizi doğanın kucağına bırakmaksa Gökova ve Hisarönü körfezlerini rotanıza koyun. Doğa yürüyüşlerine ve tarihe meraklıysanız, tüm gün güneşin altında yatmak yerine biraz hareket etmek istiyorsanız, Marmaris?ten Antalya?ya doğru uzanın? diyor.
Global kriz bölgedeki fiyatları da etkiledi. Bu yıl rekabet nedeniyle mavi tur ücretlerinde düşme bekleniyor. Buna erken sezon avantajı da eklenince, avantajların sayısı artıyor.
BODRUM - MARMARİS ROTASI
1.Gün: Bodrum?u erkenden geride bırakıp ünlü türküye adını veren Çökertme?ye gidin. Öğle yemeğinden sonra Çamaltı Koyu?na demirleyip, yarım saatlik yürüyüş mesafesinde olan Keramos kalıntılarını görebilirsiniz.
2.Gün: Sabah, Sedir Adası?na gidip Kleopatra?nın incecik kumlu plajda yüzün. Öğle yemeğinizi İngiliz Limanı?nda yiyebilirsiniz. İkinci Dünya Savaşı?nda İngiliz donanmasına ait gemiler burada saklanmış. Koyun girişinde Kopenhag?daki ünlü denizkızı heykelinin bir benzeri, altında da Kısmet isimli teknesiyle dünyayı dolaşan ünlü denizci Sadun Boro?nun bir yazısı yer alıyor. Geceyi Mersincik?te geçirebilirsiniz.
3.Gün: İlk durak Datça. M.Ö 360?larda ünlü heykeltıraş Praxiteles?in elinden çıkan Afrodit heykeli Knidos?u süslermiş. Anfitiyatrosu, sütunları görülmeye değer. Geceleme Bencik Koyu veya Hisarönü?nde.
4.Gün: Orhaniye ve Selimiye?yi muhakkak görün. Orhaniye Koyu?nun içlerindeki Kızkumu?nda su üstünde yürüme denemesi yapın. Geceyi Bozburun?da geçirebilirsiniz.
5.Gün: Bozukkale Koyu?ndaki Loryma Kalesi?ne uğrayın. Kalenin iki mil yakınındaki Serçe Limanı?na kayaların arasından gireceksiniz. Bodrum Müzesi?nde sergilenen cam amforaların bir kısmı buradan çıkarılmış. Geceyi zeytin ağaçlarıyla çevrili Kadırga Limanı?nda geçirebilir, ertesi gün de Marmaris?e devam edebilirsiniz.
MARMARİS - ANTALYA ROTASI
1. Gün: Rodos şövalyelerine karşı kale yaptıran Kanuni, ufacık bir yapıyla karşılaşınca hiddetlenir. ?Mimarı asın? der. Rivayete bakılırsa, bu isim Marmaris?e dönüşmüş. Kalesi bugün evlerin arasına sıkışmış. Marmaris?ten 2,5 saatlik tekne yolculuğuyla Ekincik?e varıyorsunuz. Ufak bir tekneye atlayıp Köyceğiz Gölü?nü Akdeniz?e bağlayan Dalyan?a gidin. Tekneniz sazların arasından süzülürken Humphrey Bogart?ın ünlü filmi Afrikalı Kraliçe?yi hatırlayacaksınız. Karya?nın sınır şehri Caunos?u ziyaret edin. Caretta Caretta kaplumbağalarının yumurtladığı İztuzu?na uğrayın. Yaşam çok güzel gözükecek gözünüze.
2.Gün: Sabah erkenden Ağa Limanı?na gidin. Kahvaltı sonrası güzel bir yürüyüş bekliyor sizi. Tepeye Lydae?ye çıkın, yörüklerin ada çayını için. Artık Likya?da, yani Işığın Ülkesi?ndesiniz. Tapınak kalıntılarını fotoğraflayıp ormanın içinden aşağı inin. Ağaçlardaki kırmızı beyaz işaretleri izlediğinizde, kaybolmazsınız. National Geographic dergisinde yayımlanan Likya Yolu?yla ilgili yazıdan sonra yurtdışından buraya çok sayıda yürüyüşçü geliyor. Yolun sonunda Göcek?teki Batık Hamam?da bulacaksınız kendinizi. Tekne de oraya gelecek, öğle yemeğini haketmiş şekilde oturacaksınız masaya. Sonra Bedri Rahmi Koyu?na gidip ilk mavi yolcuları anın.
3.Gün: Göcek?ten Fethiye bir buçuk saat sürüyor. Tavsiyem doğrudan Ölü Deniz?e devam etmeniz. Türkiye?nin en güzel plajlarından birinde serinleyip Soğuksu?ya geçin. Kaya Köy?e yürüyün. 45 dakikalık manzaralı yürüyüş sizi zamanın durduğu bir yerleşime ulaştıracak. Köyün halkı 1923?teki mübadelede Yunanistan?a gönderilmiş. Geriye evler, kiliseler kalmış. Geceyi tepesinde manastır olan Gemiler Adası?nda (Aya Nikola) geçirebilirsiniz.
4.Gün: 3,5 saatlik yolculuğun mükafatı, en güzel sahil kasabalarından Kalkan?a ulaşmak. İngiliz köyü olmuş şimdilerde. Tepesindeki Bezirgan köyünden denizi seyredin, Patara plajının gözalıcı kumlarında yürüyün.
5.Gün: İki saatlik yolculuktan sonra Kaputaş Plajı ve Meis Adası?nı geride bırakıp Kaş?a varacaksınız. Çok sayıda dalış okulu var. Cafe Merhaba?da bir kahve için. En güzel çarşılarımızdan Uzun Çarşı?da yürüyün, antikacıları gezin. Öğle yemeğinde Bahçe Restoran?da mola verin. Akşam limanda kalabilirsiniz. Geceleme için bir diğer alternatif Bayındır Koyu.
6.Gün: Kaş?tan çıktıktan sonra dünyanın en eski batığının çıkartıldığı Ulu Burun?dan geçeceksiniz. Aperlae?ya uğrayın. Kekova?da dalış yasak ama burada serbest. Deniz altındaki kalıntılar şaşırtacak sizi. Öğle yemeğinden sonra, Simena?ya (Kale Köy) bir saatte varacaksınız. Bana göre Türkiye?nin en güzel köylerinden biri. Haçlılardan kalma kaleye çıkıp manzaranın tadına varın. Sonra da batık şehrin büyüsüne bırakın kendinizi. Tekne yavaşça ilerlerken deprem kurbanı olan bu şehrin su altı ve üstündeki zenginliklerini seyredin. Geceyi Karalos Koyu?nda geçirin, hele bir de dolunay varsa değmesin keyfinize.
7.Gün: Myra?nın limanı Andriake?den (Çayağzı) Noel Baba Kilisesi?ne gidin. St. Paul?un esir olarak Roma?ya götürülürken uğradığı Anadolu?daki son yer olan Myra?daki tiyatro ve kaya mezarları geçmişin mimarisi hakkında ipuçları verecek size. Bir minibüs ayarlayıp Finike?nin üstündeki Arycanda?ya (Arif) geçebilirsiniz. Anadolu?nun en iyi korunmuş Yunan tiyatrosunu görmeden önce alabalık çiftliklerinden birinde karnınızı doyurun. Geceleme Finike Limanı?nda.
8.Gün: Sabah üç saatlik bir seyir sizi önce Adrasan Koyu?na getirecek. Ardından Olympos?u göreceksiniz. Bence en ilginç antik şehirlerimizden. Kendinizi Indiana Jones filmine girmiş gibi hissetiyorsunuz. Ormanda kaybolmuş eserler, ağaçların arasından selamlıyor sizi. Biraz ileride Chimera (Yanartaş) ise kayalardan fışkıran alevleriyle nefes kesiyor. Geceyi Ceneviz Limanı?nda geçirebilirsiniz.
9.Gün: Bugün en romantik şehirlerden Phaselis?e iniyoruz. Sabah gezmekte fayda var. Öğlene doğru günübirlikçilerin istilasına uğruyor. Antik tiyatrosunda otururken, arkanızda tüm heybetiyle yükselen Tahtalı Dağı?na göz kırpın. Belki binlerce yıllık sırlarından birini paylaşır sizinle. Kanatlı atı Pegasus?la Chimera?yı öldüren Bellarophon?un hikayesini fısıldar size...
HÜRRİYET
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.