Orman Bakanlığı Ballıdağ’ın zincirlerini çöz!
Yeşiller içinde bir doğa mucizesi gibi duran Daday’da bir hayalet bina var: 300 yatak kapasiteli BALLIDAĞ Göğüs Hastalıkları Hastanesi. İçeride ‘sus’...
Yeşiller içinde bir doğa mucizesi gibi duran Daday’da bir hayalet bina var: 300 yatak kapasiteli BALLIDAĞ Göğüs Hastalıkları Hastanesi. İçeride ‘sus’ işareti yapan hemşire resmi dursa da, oraya 4 yıldır ne doktor, ne hemşire, ne de hasta uğruyor. Çünkü, önce SSK’dan Sağlık Bakanlığı’na devredildi. Bakanlık hastaneyi, 49 yıllığına Hacettepe Üniversitesi’ne kiraladı. Üniversite, hastanede gerekli yatırımı yapamayacağını belirterek Orman Genel Müdürlüğü’ne iade etti. Şu anda ise bina, içinde tüm teknik donanımlarıyla birlikte çürümeye terk edilmiş.
BALLIDAĞ, Süreyyapaşa’dan sonra yapılan Türkiye’nin ikinci sanatoryumu. 1954 yılında İsviçreli bir ekip sanatoryumun yapılmasından evvel nerede daha uygun olur diye Türkiye’yi dolaşıyor, oksijeni nedeniyle bu bölge seçiliyor. Bölgenin oksijeni hem bağışıklık sistemini güçlendiren, hem de akciğer hastalıklarını iyileştiren bir özelliğe sahip. Sarıçam, karaçam ve kayın ormanlarının bulunduğu özel bir yer. Giriş katından baktığınızda dahi önünüzde uçsuz bucaksız yeşil dünyanın arasından nefis bir göl manzarası görüyorsunuz.
İşte, doğru bir amaçla inşa edilen bu bina, şimdilerde Vandalların istilasına uğruyor. Giriş kapısının camları kırılmış. Tüm elektrik kabloları sökülmüş, para edecek ne varsa alıp götürmüşler.
Binanın mülkiyetini elinde bulunduran Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı'na sesleniyorum. Elinizdeki bu değerin günden güne yok olmasına daha ne kadar seyirci kalacaksınız. Binanın alt katlarında yüzbinlerce liralık tıbbi donanım olduğu söyleniyor, doğru mudur? Doğruysa ne gibi tedbirler alacak ve yeniden kullanıma katılabilmesini nasıl sağlayacaksınız. Kastamonu Valiliği’nin internet sitesinde Geriatri kliniğine dönüştürüleceği söyleniyor, bölge halkı daha ne kadar bekleyecek? Kamu malı bu kadar sahipsiz midir? Koruyamayacağınız emaneti niye teslim alırsınız? Ya gerekli adımları atın, ya da biz beceremiyoruz deyip, Sağlık Bakanlığı’na emaneti iade edin!
Hastanenin giriş kapısındaki camları kırıp içeri girmişler. İçeri ne zaman girildiği belli değil ama gerçek olan hastanenin kalan demirbaşlarının talan edildiği...
Kimbilir kaç yıl öncenin vizite defterleri aynen ortada bırakılmış. Sayfaları karıştırdığınızda yıllar öncenin bilgilerine kimsenin izni olmadan ulaşabilirsiniz.
Odadaki her şey aynen bırakılmış. Sadece çarşaflar alınmış.
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, gördüğü manzaradan hiç de hoşnut değildir herhalde.
Bu zavallı televizyon da, herhalde siyah beyaz olması nedeniyle orada kalabilmiş.
Bir kamyon yanaştırabilselermiş, sanırım bu buzdolabının da resmini çekemezdik.
Hastanenin giriş katından baktığınızda dahi önünüzde uçsuz bucaksız yeşil dünyanın arasından nefis bir göl manzarası görüyorsunuz.
Selçuk ONUR /LOJİPORT-DADAY/KASTAMONU
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.