"Otomobil kredilerinde faiz inmeli"
Renault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar, "Otomobil kredilerinde faizlerin aşağıya çekilmesi özellikle tüketici finansman sisteminde...
Renault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar, "Otomobil kredilerinde faizlerin aşağıya çekilmesi özellikle tüketici finansman sisteminde çeşitli avantajları da beraberinde getirecek" dedi.
Aybar, "Mersin 2. Otomobil, Ticari Araçlar ve Motosiklet Fuarı"na katılmak üzere geldiği Mersin'de, sektörün otomobil kredilerinde faiz indirimi beklentisi içinde olduğunu söyledi.
Otomobil kredilerinde Türkiye'deki faizlerin yüksek olduğunu belirten Aybar, "Faizlerin aşağıya çekilmesi, özellikle tüketici finansman sisteminde çeşitli avantajları beraberinde getirecek. Bugün araçların satışındaki yüzde 70'in üzerindeki bir oranın finansmanla sağlandığı göz önüne alınırsa faizlerin düşmesinin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar" diye konuştu.
Aylık faizlerde 1,40-1,50 gibi rakamların söz konusu olduğunu kaydeden Aybar, şöyle devam etti: "Türkiye 2006 yılının başında aylık 1,1'leri gördü. Otomotiv, rakamların içerisinde olan bir sektör. Dolayısıyla faizlerin düşmesi lazım. Faizler düşükken satılan araç sayısı, 2006 yılının Mayıs ayındaki ekonomik dalgalanmalardan sonra yükselen faizlerden önce şu anki satışların yüzde 30 fazlası idi. Yani pazar yüzde 30 daraldı. Böyle bir ortamda faizlerin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Düşük faiz, yüksek kur politikası ile gidildiği takdirde otomotiv sektörünün çok daha canlanacağı, Türkiye'de yatırımın hızlanacağı ve çok daha fazla ihracat rakamlarına ulaşılacağı unutulmamalı."
Dengeli bir yıl
Aybar, bu yıl otomotiv sektöründe dengeli bir yıl yaşandığını söyledi. Geçen yıla göre satışlarda yüzde 17'lik bir gerilemenin söz konusu olduğunu, bunun da yüzde 10-11 oranlarında kalacağını söyleyen Aybar, "Türkiye'de, geçmişe baktığımızda 2007'yi dengeli, istikrarlı bir yıl olarak algılıyoruz. Türkiye'nin pazar büyüklüğü şu anda hem binek hem ticari araçta 550 bine dayandı. Bu denge bizlerin önünü daha net görmesine yardımcı oluyor, ona göre kendimize yön veriyoruz. Önemli olan bu istikrarın bozulmaması" dedi.
Son 4 yıldır yaşanan istikrarın sektörü mutlu ettiğini anlatan Aybar, şöyle konuştu: "Hala inişlerin çıkışların, dereceli olarak azalsa da yaşandığı bir ülkeyiz. Mühim olan artık istikrarın sürekliliğinin herkes tarafından güven içerisinde hissedilmesi. Vatandaş, ancak bu ortamda pazara iniyor, alışveriş yapıyor ve bizler de bu sektörün gelişmesini temin etmiş oluyoruz."
Çevreci otomobillere teşvik beklentisi
Faizlerin düşmesi ve istikrarın yanı sıra çevreci otomobillerin de desteklenmesini beklediklerini belirten Aybar, "Otomotiv sektörü olarak hükümetten çevreye saygılı ve duyarlı otomobillerin teşvik edilmesini istiyoruz" dedi.
Uluslararası fuarlarda araçların sadece teknolojik üstünlük ve sağlamlıkları ile değil, çevreye ne kadar saygılı ve duyarlı olduklarıyla da ciddi bir şekilde öne çıktıklarını anlatan Aybar, şöyle konuştu: "Türkiye'de bugün 10 milyonun üzerinde trafikte dolaşan araç bulunuyor. Bunların içerisinde ciddi şekilde teknolojisi geri kalmış ve çevreyi kirleten araçlar var. Bugün ne kadar önemli bir çevre tehlikesiyle karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Doğanın direncinin giderek azaldığını görüyoruz. Türkiye olarak bir an evvel doğanın ve çevrenin tekrar eski kalite düzenine kavuşabilmesi için katkı yapmamız gerekiyor. Otomotiv sektörü olarak bu yönde teşvikler bekliyoruz."
Türkiye pazarına her ay yeni bir otomobil
Aybar, Renault olarak son 10 yıl boyunca Türkiye'de açık ara ile pazarda lider konumda bulunduklarına dikkati çekti. Bunun birçok faktörün eseri olduğunu anlatan Aybar, "Öncelikle bir tarafta OYAK bir tarafta Renault olmak üzere çok güçlü iki ortağımız var. Bu iki ortak, Türkiye'ye daima son derece güvenli bakıyor ve uzun vadeli kararlarını hayata geçiriyor. Yatırımlar arka arkaya geliyor. Geldiğimiz noktada artık Türkiye'den 4 ürün bütün dünyaya ihraç edilir hale geldi" dedi.
Kaliteli ve son derece ekonomik şartlarda performansı yüksek araçlar yapmaları dolayısıyla piyasalarda tutunduklarını anlatan Aybar, şöyle devam etti: "Bunların devam etmesi işte bu güven dolu ortaklık ilişkisi ile doğru orantılı. Güçlü bir şebekemizin ve etkin yetkili satıcılık sistemine sahip olmamızın dışında vatandaşın her türlü ihtiyacını karşılayacak, Türkiye'ye uygun ürünler yapıyor ve getiriyoruz. Pazarlama yeteneklerimiz de oldukça iyi. Bu dinamikler yan yana gelince 10 yıldır tartışılmaz binek otomobil liderliği geliyor.
Önümüzdeki yıldan itibaren çok daha ileri gideceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü, Renault 2009 kontratıyla önümüzdeki yıldan itibaren toplam 26 aracın arka arkaya Türkiye'de lansmanı başlıyor. Önümüzdeki yıla bunların 8'i denk geliyor. Mart ayından itibaren her ay bir otomobil Türkiye pazarına sunulacak."
İkinci el piyasası
Aybar ikinci el otomotiv sektöründe de önemli bir konumda bulunduklarını söyledi. İkinci el olmadığı takdirde yeni araç satışının oldukça zorlaşacağını belirten Aybar, şunları kaydetti: "Dolayısıyla ikinci elin daima canlı olması lazım. Ama bir yandan da güvenilir ortamda ikinci el ticaretinin yapılması, araçlara insanların güven duyması lazım. Bu noktada yetkili satıcılık sistemimizde 'Renault 2' projemiz var. Araçların özellikle 96 noktadan kontrolü ile tamamen teknik olarak problemsiz şekilde vatandaşımıza sunulması, ruhsat işlemlerinde en ufak bir sıkıntının yaşanmaması, her şeyden önce aracın geçmişine güven duymak demektir.
Aracın sağlamlığına olan inancın pekişmesini sağlayacak bir yıl ekstra garanti verilmesi de ikinci eldeki konumumuzda etkin rol oynuyor. Bu garanti ile vatandaş ikinci el araca, yeni araçlardaki garanti şartlarının aynısına sahip olarak binebiliyor. Bu da ikinci elde Renault'un ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor."
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.