PTT'nin posta tekeli genişliyor, sektör şaşkın!
30 kg’a kadar gönderiler için “yetki belgesi” şartı geliyor. Belge sahibi cirosunun yüzde 2.35’ini fona aktaracak. Yeni Posta Kanunu’nun uygulamaya...
30 kg’a kadar gönderiler için “yetki belgesi” şartı geliyor. Belge sahibi cirosunun yüzde 2.35’ini fona aktaracak.
Yeni Posta Kanunu’nun uygulamaya ilişkin ayrıntıları netleşiyor. Hazırlanan yönetmeliklerle, sektörün beklentilerinin aksine, PTT’nin posta tekeli kalkmadığı gibi daha da genişletiliyor. Yeni düzenleme bir yandan da kargo taşımacılarına ek mali yük getiriyor. Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) Başkanı Aslan Kut, sektörün 35 yılda oluşturduğu pazarın çok önemli ve en karlı bölümünün yeniden tekel kapsamına alındığını savundu. Kut, “Ayrıca 2.5 kilo sınırını 30 kiloya çıkardılar, Cironun yüzde 2’sini alıyorlar. BTK’ya da ayrıca yüzde 0.35 vermek zorunda olacağız. Sektör patlama yaparken böyle engellerle karşı karşıya” dedi. Aslan Kut, tepkisini, “1950’de yapılan kanun bile bunu öngörmemiştir” sözleriyle dile getirdi. Düzenlemeden olumsuz etkilenecek lojistikçiler de tepkili. Sektörün iki büyük örgütü UND ve UTİKAD da harekete geçecek.
Kargo taşımacılığı sektörünün en önemli gündemi olan Yeni Posta Kanunu’nda uygulamaya ilişkin ayrıntılar netleşiyor. Beklentilerin aksine tekel kalkmıyor, ağırlaşıyor. Yeni kanunla birçok yeni tekel unsuru kanuna konuldu. Türkiye Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) Başkanı Aslan Kut, kanunla ortaya çıkan sorunları şöyle özetledi: “Yeni Posta Kanunu, tekeli kaldırmak yerine korudu, şartları daha da ağırlaştırdı. Yeniden ağırlık ve ücrete bağlı bir tekel getiriliyor. Cironun yüzde 2’sini alıyorlar. BTK’ya da ayrıca yüzde 0.35 vermek zorunda olacağız. 2.5 kilo sınırını 30 kiloya çıkardılar. Sektör patlama yaparken böyle engellerle karşı karşıya.” Kanun bu şekliyle lojistikçileri de etkiliyor. UTİKAD ve UND de harekete geçiyor.
KARİD Başkanı Aslan Kut, yeni kanunun birçok aksayan, sektörü frenleyen yönü olduğuna dikkat çekti. Kut, “Maalesef yasal düzenlemeler sektörün büyümesini desteklemek yerine adeta engelliyor. Başvurmadığımız yer kalmadı. Son 30 yılda bu sektörün ne kadar geliştiğini anlattık, rekabete etkisine ve sağladığı istihdama değindik. Düzenlemenin serbest ticaret şartlarını üretecek şekilde yapılması, ‘posta sektörü’nün iyi tanımlanması lazımdı. 100 bin kişi çalıştırıyoruz. Yaklaşık 34 bin de posta idaresinde var. 134 bin. Serbest rekabet ortamı sağlanırsa önümüzdeki 5 yılda bunun 350 bine çıkabileceğini öngörüyoruz” dedi.
Posta Kanunu çalışmalarına her aşamada katıldıklarını, ilkesel duruşlarını ifade ettiklerini belirten Aslan Kut, sektörün serbest rekabete açılması gerektiğini dile getirdiklerini söyledi. Kut, şöyle konuştu: “Posta İdaresi anonim şirket olmalı. Ve bu sentezden Türkiye’nin stratejik konumunu, coğrafi konumunu kullanarak yeni dünya markaları yaratalım. Bu çok önemli bir şey. Maalesef çok farklı bir sonuçla karşı karşıyayız. Sonuç şu; 1950’li yıllarda çıkarılan Posta Kanunu bildiğiniz gibi kişiler arası haberleşmeyi tekel konusu yapar. O günün gereği bu anayasal bir haktı. Ancak günümüzde haberleşme denilen şey bambaşka bir boyuta gitti. Teknoloji çok gelişti. Fakat bunun yerine çıkan kanun, bütün gelişmiş ülkelerdeki gibi bu tekeli tasfiye etmesi gerekirken, maalesef bizim 6475 sayılı yeni Posta Kanunu tekel öngörüyor yeniden. Üstelik ağırlık arttı, posta gönderisinin ücretini de kriter haline getiren bir öngörü ile tekel ihdas ediyor. Kime? Posta İdaresi’ne.”
'Karlı kısmı tekel kapsamında'
Kanunla sektörün 35 yılda oluşturduğu pazarın çok önemli ve en karlı bölümü tekel kapsamına alındığını belirten Aslan Kut, “Bu işin bir tarafı. 1950’de yapılan kanun bile bunu öngörmemiştir aslında. Ağırlık ve ücrete bağlı bir tekel getiriliyor. Adi mektup denilen bir hizmet türü var. Bir kişinin bir kişiye gönderdiği mektup türü gönderi. Onun ücretini esas alacak. Bizim taşıyabilmemiz için bir kargonun ya da bir posta gönderisinin ücreti kaç katı olacak? Kararı Bakanlar Kurulu verecek. Daha vermemiş. Ağırlık olarak da 100-200 gram olacağı yönünde rivayetler var. Bunlar da henüz netleşmedi. Ama sonuçta kanun bu iki kriteri öngörüyor. Yani hem ağırlığı hem de ücretini öngören kriterleri belirleyecek. Rekabet olacaksa böyle bir sınırlama olmamalı. Tekel olacaksa rekabet nerede?” diye konuştu.
“Sınır 30 kiloya çıkarıldı”
Yeni kanunla posta kolisi ve posta kargosu tanımları da getirildi. Buna göre de ağırlık limiti 30 kiloya çıkarıldı. Bu da kargocuların, hatta lojistikçilerin de yetki belgesi alması zorunluluğunu doğuruyor. Aslan Kut, bu konuyu da eleştirerek şunları belirtti: “İlgili yönetmelikler çıktı. Herkesin bir yetki belgesi alması lazım. Türkiye’de ister komisyoncu olun, ister nakliye ambarı olun, ister uluslararası taşıma yapın, ister yurtiçi kargo yapın, ister dağıtım ya da kurye şirketi ağırlıkta 30 kg’a kadar tek parçada hacim olarak da 300 desimetreküpe kadar herhangi bir kargo ya da bir ürün taşıyacaksanız yetki belgesi almak zorundasınız Kargo şirketlerimiz m2 ve m3 yetki belgesini kullanıyorlar. Kara Taşıma Kanunu’na göre m2 yetki belgesi 0’dan 100 kg’a kadar tek parçada bütün kargoları Türkiye’nin her tarafına götürebilme ve dağıtma hizmeti. Arada bir parantez var, posta tekeli hariç. Yani kişiler arası haberleşme sağlayan kartlar ve mektuplar hariç. Şimdi Posta Kanunu’nda ‘posta kolisi 30 kg’ diye bir tanımlama çıktı, ticari olsun olmasın 300 desimetreküp diyor. Bu ağırlık kuralına göre herkes posta yetki belgesini almakla mükellef. O posta yetki belgesini alan herkes bu yetki belgesi kapsamındaki yıllık cirosunun net yüzde 2'sini verecek.” Ek olarak bir de Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) cirodan pay verme yükümlülüğü geldi. Kut, “BTK’ya bağlandık. Çok güzel, çok da memnun olduk. Ama yönetmeliklere göre ciromuzun yüzde 0.35’ini de BTK’ya vereceğiz. Yani toplamda yıllık cironun yüzde 2.35’ini ödemiş olacağız” dedi.
Tüketiciyi de etkileyecek
Aslan Kut’a göre konunun tüketiciyi etkileyen iki tarafı bulunuyor. Müşteri Türkiye’nin bir köşesinden arayıp ürün istediğinde kargosunu tartmak zorunda olacak. Kut, “Ne diyeceksiniz? ‘100 gramsa PTT’ye git, değilse bize gel’ mi diyeceksin? Ayrıca tekel de olacağına göre istediği fiyatı uygulamayacak mı? Tekelin anlamı bu değil mi? Bu ülkede bu kadar kargo şirketi varken, bunu PTT ile sınırlamak ne kadar anlamlı? Daha mı iyi hizmet verecek, daha mı ekonomik olacak?” dedi. Kanun çıktı, arkasından da 3 yönetmelik çıkmış durumda. 4. yönetmelik Evrensel Posta Hizmeti yönetmeliği olacak. Bir de Bakanlar Kurulu’nun tekelin gramı ile ilgili ve yine tekeli oluşturan diğer parametrelerle ilgili kararı bekleniyor. Kut, “Posta yetki belgesini bizler aldık. Ciromuzun yüzde 2’sini yatıracağız hesaba. Yalnız bu kuralın neye göre işlediğini bilmiyoruz. Çünkü tekelin tanımı yapılmadı. Ben diyorum ki ‘Patnos’un köyüne gidiyorum. Ben nereden itibaren gitmiyorum ki PTT gidecek ve oranın maliyetini de ben karşılayacağım. Bu tanım yok. Ben şuna inanıyorum. Belki de bu konu yeterince irdelenmedi. En kısa zamanda bunun yanlış olduğunun anlaşılacağına inanıyorum” diye konuştu.
Lojistikçiler de harekete geçiyor
Posta Kanunu’nun 30 kilo sınırı getirmesi lojistik şirketlerini de düşündürüyor. Bu şirketler, yetki belgesi almak zorunda kalma endişesi içinde. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Posta Kanunu çıkacağı zaman, sabah 07.00’de bizi aradılar. Mayıs 2013’tü. PTT’nin ve diğer tarafl arın katıldığı bir toplantı düzenliyorlar. O gün dediler ki cironun yüzde 2’sini vereceksiniz. Daha önce konuştuğumuz zaman bakanlık yetkilileri demişlerdi ki ‘tekeli kaldırıyoruz ama 2.5 kilo ya kadar olanlar posta yetki belgesi alacak. Kargo şirketleri tek çatı altında olacak. Posta hizmeti olarak 2.5 kiloya kadar yetki belgesi alacaklar ve cirolarının bir kısmını aktaracaklar.’ Buna itiraz ediyorduk. Bugün çıkan kanun da 2.5 kiloyu 30 kiloya çıkardılar. 30 kiloya kadar taşımalarda yetki belgesi olacak. C2 belgesiyle ters bir durum. Yüzde 2’yi sorunca şöyle diyorlar; ‘Özel şirketler Trabzon’un bilmem neresine gitmez. Kar yoksa gitmezler. Oralara biz gideceğiz. Bu fon payı ile onu fi nanse edeceğiz’ diyorlar. Ama korkuyorum ki bu fon PTT’nin zarar eden kısmını karşılamak için, orayı fi nanse etmek için kullanılacak. Bu kargo taşımacılığı için ciddi bir engel. Sürdürülebilir bir şey değil. Bu haliyle bütün taşımacıları etkiliyor. Değiştirileceğine inanıyorum. Yüzde 2 çok fazla. Bir fon oluşturulabilir. Fakat yüzde 2 çok yüksek. Bu kadar olmaz. 30 kiloya çıkınca kargoyu da etkiler. 30 kiloyu taşıyan herkes ticari olsun olmasın, tanımlamada, lojistikçiyi de etkiliyor.”
Erkeskin: Belge almak zorunda kalabiliriz
UTİKAD Başkanı Turgut Erkeskin, konu ile ilgili çalışma yaptıklarını söyledi. Erkeskin, “Yeni Posta Kanunu nedeniyle belge almak zorunda kalabiliriz. Ticari olsun ya da olmasın 30 kiloya ya da 300 desimetreküpe kadar olan gönderiler Posta Kanunu çerçevesinde değerlendirilecek Konuyla ilgili hemen harekete geçiyoruz. Müdahil olacağız. Aksi takdirde bu konuda bir sıkıntı yaşayabiliriz. Konuyla ilgili Türkiye, Kargo, Kurye ve Lojistik İşletmecileri Derneği (KARİD) ile görüştük. KARİD’in Danıştay’a açtığı bir dava var. Kanun bu şekli ile bütün taşıma kanallarını etkiliyor” dedi.
Aysel YÜCEL - DÜNYA
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.