"Reel sektörün kan kaybı sürüyor"
Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER), reel sektörün kan kaybının sürdüğünü belirterek, ?Merkez Bankası?nın Kur/faiz iyileştirmesine...
Ro-Ro Gemi İşletmecileri ve Kombine Taşımacılar Derneği (RODER), reel sektörün kan kaybının sürdüğünü belirterek, ?Merkez Bankası?nın Kur/faiz iyileştirmesine yönelik çalışmaları, ihracata yönelik hizmet veren sanayi sektörünün, yani reel sektörün güçlenmesi için kullanılabilecek enstrümanlardan sadece biridir. Oysa, başka enstrümanlar da bulunmaktadır. Bunların başında enerji girdilerinin, istihdam üzerindeki vergilerin iyileştirilmesi gelmektedir? açıklamasını yaptı.
?İhracatın, kendi içinde ülkeye döviz girdisi sağlayan bir faaliyet ve ödemeler dengesinin önemli bir unsuru olmasının yanı sıra, bu sektöre hizmet sunan ve katma değer yaratan diğer sektörleri de etki alanı içerisine almaktadır? denilen RODER açıklamasında, bunların başında da uluslararası taşımacılığın geldiğine işaret edildi.
İhracata yönelik ülke politikaları ve olası yapısal iyileştirmelerin taşımacılık sektörünü de direkt olarak etkilediği ifade edilen açıklamada şu görüşlere yer verildi:
?Esasen, bir üretim yani reel sektör niteliğini taşıyan ihracat faaliyeti, maalesef yapısal nitelikte bir iyileştirmeden nasibini alamamıştır. Bu durum, son yıllarda uygulanan düşük kur, yüksek faiz politikası ile daha da kronik bir hal almıştır. Portföy yatırımları adı altında ülkemize 100 milyar dolara yakın bir para akışı, ülke içerisinde kalıcı yatırıma dönüşmeyen, istihdam yaratmayan bir fondan ibaret olup, gerek ihracatı gerekse, yurt içi üretimi tehdit eder bir boyuta ulaşmıştır. Burada özellikle yurt içi üretimin olumsuz etkilenmesine dikkat edilmelidir. Düşük kur ile aşırı değerlenen TL, ihracatın bir nevi borç kısmını oluşturan
ithalatı aşırı düzeyde artırmıştır. İhracatın en önemli girdisi olarak kabul edilen ham madde ve özellikle ara mal artık ülkemizden satın alınmamakta, yurt dışından ithal edilmektedir.
Nitekim, sadece Eylül ayında ara mal ithalatının 10.2 milyar dolara ulaşması bunun karşılığında Eylülde yapılan ihracatın 9 milyar dolar olarak gerçekleşmesi bunun en belirgin örneğidir. Yani Eylül ayında yapılan toplam ihracat ara mal ithalatını bile karşılayamamıştır.
25 bin işyeri kapandı
Dolayısıyla konuyu sadece ihracat rakamları açısından değerlendirmek, 100 milyar dolara ulaştık diyerek bunu bir başarı unsuru olarak sunmak ve en önemlisi ithalatın seyrini hiç kaale almamak sadece yanlış bir değerlendirme olmayıp, aynı zamanda tehlikeli bir yaklaşımdır. Burada söz konusu olan yurt içi üretimin ve dolayısıyla istihdamın giderek yok olması tehlikesidir. 2007?nin ilk 9 ayında 80.000?e yakın iş yeri açılırken, aynı dönemde 25.000?i kapanmıştır. Yani, kurulan iş gücünün %30?u yok olmuştur.
Bu nedenle, reel sektörde bir an önce ciddi yapısal iyileştirmelere ihtiyaç vardır. Bu yönde meselenin hallini sadece kur ve faizde aramak, yani sorunun çözümünü bu iki değişkende aramak yeterli olmayacaktır. Zira, faiz politikaları, özerk bir kurum olan Merkez Bankası tarafından enflasyon baskısı dikkate alınarak geliştirilmektedir. Faiz politikaları Merkez bankası tarafından tespit edilirken, yabancıların portföy yatırımlarına uygulanan stopaj vergisinin tespiti, hükümetin yetkisindedir. Ülkemizde yabancılar tarafından getirilen fon yatırımlarına bir stopaj kesintisi uygulanmamaktadır.Yabancı yatırımcılara da bu kesintinin uygulanması, sıcak para girişinde bir azalma olacağı aşikardır.Bu durumda portföy yatırımı direkt yabancı yatırıma dönüşecektir ki , ülkemiz için faydalı olan budur. Ancak, bu tür yatırımların gelebilmesi, gene siyasi otorite tarafından geliştirilecek ve direkt yabancı yatırımı teşvik edici unsurlara bağlıdır.
LOJİPORT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.