Renault'un hedefi %80 yerli oranı

Renault'un hedefi %80 yerli oranı

Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet,  Türkiye'de ilk kez bir otomobil üretim firmasının, binek otomobiller  için bir dizel motor üreteceğini...

Oyak Renault Genel Müdürü Alain Gabillet,  Türkiye'de ilk kez bir otomobil üretim firmasının, binek otomobiller  için bir dizel motor üreteceğini belirterek, "Şu anda ürünlerimizde  yüzde 60-65 yerlilik oranımız var. Oyak Renault'daki hedefimiz yüzde 80  yerlilik oranına ulaşmak. Şimdi yeni motor projemizle birlikte bu  eksikliği de kapatıyoruz" dedi.

Gabillet, Bursa'da gazetecilere yaptığı açıklamada, 2007 yılında devreye  alınan 2 büyük projeden birinin fabrikanın üretim kapasitesinin yüzde 50  artırılması olduğunu belirterek, hayata geçirdikleri bu proje sayesinde,  yılda 350 bin araçlık üretim kapasitesine ulaştıklarını ve bin kişiden  fazla istihdam yarattıklarını söyledi.

İkincisinin ise gerçekleştirmekte oldukları "Clio Grand Tour" adlı  yeni model projesi olduğuna işaret eden Gabillet, şöyle konuştu: "Projeyi şu anda gerçekleştiriyoruz. Birkaç hafta önce Frankfurt  Otomobil Fuarı'nda tanıtılmıştı bu yeni model. Yıl sonuna kadar da  basına tanıtılacak ve basın deneme sürüşleri yapılacak. Bu model sadece  Türkiye'de ve Bursa'daki Oyak Renault fabrikasında üretilecek. Gelecek  yıl için de tabi birçok projemiz var. Bunlardan bir tanesi özellikle  benim için sembolik değeri olan bir proje. Yeni bir dizel motorun  üretimi. Türkiye'de ilk kez bir otomobil üretim firması, binek  otomobiller için bir dizel motor üretecek, bu projeyle. Tabi, bu  ürettiğimiz motoru, Bursa'da ürettiğimiz modellerde kullanacağız, fakat  aynı zamanda diğer ülkelere, Renault'nun diğer modellerinde kullanılmak  üzere Renault'nun diğer ülkelerdeki fabrikalarına da ihraç edeceğiz."

 

Yerlilik oranı

 

Gabillet, Oyak Renault'un üretiminde yerlilik oranına ilişkin bir  soruya, "Şu anda ürünlerimizde yüzde 60-65 yerlilik oranımız var. Oyak  Renault'daki hedefimiz yüzde 80 yerlilik oranına ulaşmak. Tabi  bildiğiniz gibi, yerlileştirilmeyen en önemli aksam motor kısmı ve diğer  mekanik aksamlardı. Şimdi bu yeni motor projemizle birlikte bu eksikliği  de kapatıyoruz" yanıtını verdi.

Bu hedefe ulaşmak ve otomobildeki çeşitli donanım ve aksamlarda  yerlileşmek için Türkiye'de rekabetçi ortamı bulmaları gerektiğini  vurgulayan Gabillet, "Bütün teknolojilerde de bu maalesef geçerli  olmuyor. Tabi daha çok araç içinde kullanılan elektrik-elektronik aksam  ve donanımlar konusunda. Biliyorsunuz bunların üretimi Türkiye'de  pek gelişmiş düzeyde değil. Hükümetten beklentimiz, elektrik-elektronik  donanım ve aksamların Türkiye'deki yerli üretimini, yeni teknolojilerin  Türkiye'ye girişini destekleyecek bir takım tedbirler alması, bu konuda  gerekli teşvikleri öngörmesi" diye konuştu.

 

Dakikada bir otomobil üretimi

 

Gabillet, "Dakikada bir otomobil" üretimi projelerinin hatırlatılması  üzerine, projeye geçen yıl başladıklarını, 2007'de de bu yöndeki  yatırımlara devam ettiklerini belirtti.

Ağustos ayındaki tatilden sonra ağırlık verdikleri projenin şu anda  hayata geçirildiğini, üretim süratini artırmaya devam ettiklerini  anlatan Gabillet, "Artık bir proje değil bu bizim için, şu anda  yapmakta olduğumuz ve gerçekleştirdiğimiz bir faaliyet" dedi.

 

"Türkiye rekabetçi gücünü korur"

 

Gabillet, Çin, Hindistan ve İran'dan Türkiye pazarına giren araçların,  Türk otomotiv sektörünün üretimini nasıl etkileyeceği yönündeki soru  üzerine, şunları söyledi: "Rekabete açık bir pazarda bulunuyoruz. Biz nasıl burada üretip başka  ülkelere ihraç etmeyi istiyorsak, başka markaların da Türkiye'ye  gelmesini normal karşılayalım. Buna karşılık Çin, Hindistan ve İran gibi  ülkeler Türkiye'de olduğu gibi açık pazar değiller. Her ülkenin kendine  özgü avantajları, kozları, fakat kendine özgü sıkıntıları ve sorunları  var. Tabi Çin ve Hindistan'da çok düşük işçilik maliyetleri söz konusu.  Fakat Türkiye'de, otomotiv sanayi uzun yıllardır kurulduğu ve faaliyet  gösterdiği, geliştiği için bu konuda uzman ve yetkinliği olan bir ülke.  Tabi açık rekabet hüküm sürüyor pazarda, rekabet yoğunlaşıyor.  Mücadelemiz zor olacaktır, fakat ben Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda bu  rekabetçi gücünü koruyacağına ve artıracağına inanıyorum. Zaten  dünyadaki büyük otomobil üreticilerinin, markalarının çoğunun Türkiye'de  faaliyet gösterdiğini ve Türkiye'de bulunduğunu gördüğümüze göre,  Türkiye'nin bu konuda tabi ki geçer nedenleri olduğunu buradan  çıkarabiliriz."

Çin, Hindistan ve İran'dan ithal edilen otomobillerin "Uygun fiyat  politikası" izlediğinin hatırlatılması üzerine de Gabillet, şunları  kaydetti:"Tabi, fakat eğer bu araçlar istenen kalite standartlarına uygun  olurlarsa bir sıkıntı yaratabilir. Ama şu anda onların bu gerekliliği  sağlamaktan uzak olduğunu düşünüyoruz. Ucuz araba yapmak, üretmek  kolaydır aslında, çok karmaşık, zor bir proje değil. Fakat hem ucuz hem  kaliteli ve beklentileri karşılayacak standartlara uygun bir araba  yapmak zor. Esas onu başarmak lazım. Çin araçları, otomobilleri  Avrupa'ya da ithal ediliyor şu anda. Bir takım testler yapıldı tabi. Ama  şu anda normlara uygun olmadıkları görüldü. Ama eminim ki Çin önümüzdeki  yıllarda gerekli her türlü çalışmayı ve önlemi alarak yeterli kalite ve  gerekli standartlara çıkacaktır. Bu durumda bizim de Türkiye olarak  avantajımızı ve kozumuzu elimizde tutmak için daha fazla çalışmamız,  daha fazla çaba göstermemiz gerekiyor."

Alain Gabillet, Türkiye'de otomotiv sektöründe "ISO 14001 Çevre Yönetim  Sistemi Sertifikası"nı alan ilk sanayi kuruluşu olan Oyak Ranault'nun,  üretiminde çevre konusuna büyük hassasiyet gösterdiğini de dile  getirerek, firmanın son 10 yıllık dönemde toplam 1 milyar avronun  üzerinde yatırım gerçekleştirdiğini ve yatırım hamlesine devam edeceğini  kaydetti.

LOJİPORT

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.