TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Genel Sekreteri Ahmet Göksoy, İstanbul Boğazı'nda yapılacak üçüncü köprünün İstanbul'un trafik sorununa çözüm olamayacağını, bunun Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri örneğinde görüldüğünü söyledi.
İnşaat Mühendisleri Odası ile Türkiye Köprü ve İnşaat Cemiyeti işbirliğiyle düzenlenen "1. Köprü ve Viyadükler Sempozyumu" Antalya'da başladı.
İMO Genel Sekreteri Ahmet Göksoy sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, İstanbul'un trafik sorununu çözmek amacıyla Boğaz'da yapılacak üçüncü köprü tartışmalarına değindi. İstanbul'un kent içi trafik sorununun Boğaz'a köprü yapılarak çözümlenemeyeceğini belirten Göksoy, bunun Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri örneğinde görüldüğünü söyledi. Köprüleri mesleki ve teknik açısından tartışmadıklarını, bunun bir toplumsal sorumluluk olduğunu belirten Göksoy, şunları kaydetti:
"Son günlerde Boğaz'a üçüncü köprü yapılması tartışması devam ediyor. Konu 1970'li yıllarda yapılan Boğaziçi Köprüsü ile aynı. İtiraz noktası aynı, siyasi iktidarın yaklaşımı da aynı. Başbakan Erdoğan, (Yine itiraz edenler çıkacaktır) diye meslek odalarını ima ediyor. Bilimsel itirazlara karşı, yönetim erkinin tavrı (Siz politika yapıyorsunuz) olmuştur. Boğaz'a köprü yapılmasına karşı çıkanlar da o günlerde böyle suçlanmışlardı. Bu itiraz politik değil, mesleki, teknik, bilimsel esaslar üzerine idi. Mesleğimiz ve yapım tekniği açısından Boğaz'a yeni bir köprü yapılması inşaat mühendislerini heyecanlandırmış olsa da, Boğaz'da köprü yapılmasına itiraz etmek, toplumsal pencereden bakıldığında bir zorunluluktur. Odamız, o yıllarda da bu sorumluluğunu yerine getirmiştir. Yine aynı tartışmalar ortaya çıkmaktadır. Haklı çıkmak istemiyoruz. Geçmişte haklılığımız ortaya çıkmıştır."
İstanbul Boğaziçi köprüsünün yapıldığı tarihlerdeki itirazların halen geçerliliğini koruduğunu ve köprü yapımına karşı çıkanların haklılığını ortaya çıkardığını ifade eden Göksoy, şöyle devam etti: "Boğaza köprü yapılması kararı alındığında, içinde odamızın da bulunduğu meslek örgütleri buna itiraz etmiş, kent içi trafik sorununu toplu taşıma araçlarıyla çözümünü önermişlerdi. 1970'li yıllarda odamız bu itirazlarını gündeme getirmiş ve dikkat çekmiştir. O dönemlerde yapılan köprü kısa zamanda ikinci köprünün yapımını zorunlu kılacaktır demiştir ve haklılığımız ortaya çıktı. Şimdi üçüncüsü gündemde."
Yeni bir köprü ve çevre yollarının yapımıyla bölgedeki yerleşim alanlarının cazibe merkezi olacağını, burada ortaya çıkacak değer artışının bir kaç spekülatörün cebine gideceğini ileri süren Göksoy, birinci ve ikinci köprülerin de böyle olduğuna dikkat çekti.
İstanbul'un Boğaz Köprüsü çevresinden başlayarak kaçak yapılaşma cenneti olduğunu, köprülerin kent içi ulaşımda kalıcı çözüm getirmediğini, İstanbul trafiğinin işkence haline geldiğini ve bunun halen devam ettiğini anlatan Göksoy, sözlerini şöyle tamamladı:
"Değil üçüncüsü, Boğaz'ın iki yakasını köprülerle donatınız, İstanbul'un trafik sorununu çözmeniz mümkün değildir. İstanbul'da ulaşım master planını yapmadığınız sürece trafik sorununu çözemezsiniz. Karadeniz sahillerini ve güzel doğasını katleden Karadeniz sahil yolunu işlevsel hale getirmek için şekillendirilen üçüncü köprü, 1970'li yıllardaki itirazımızı tekrarlamamızı gerektiriyor. Üçüncü köprü de trafik sorununu çözmeyecek, kaçak yapılaşmayı kışkırtacak ve bir kaç yıl sonra da dördüncü köprü yapımını tetikleyecektir."
Türkiye Köprü ve İnşaat Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Polat Gülkan da köprülerin ve viyadüklerin sosyal yaşamın vazgeçilmezleri olduğuna değinerek, Türkiye'deki köprü inşaatlarının dünya standartlarında olduğunu belirterek, cemiyetin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Doğuş İnşaat Grubundan Altok Kurşun da, konuşmasında köprü ve viyadüklerin bir sanat eseri olduğunu belirtti. Kurşun, ancak bazı şehirlerin merkezlerinde yapılan ve kısa sürede tamamlanan köprülü kavşakları "hilkat garibesi" olarak niteledi.
Köprü yapımında uluslararası alanda söz sahibi olan ABD'li Michael Abrahams ise ABD'de köprü tasarımları ve yapım teknikleri, teknolojileri konusunda bilgi verdi.
Yarın sona erecek olan sempozyumda iki ayrı teknik çalışma oturumu gerçekleştirilecek.
LOJİPORT