11 Yıl önce oğlum Orbay Efe dünyaya geldikten sonraki “Bebek ve Lojistik” yazımda, onun ihtiyaçları için lojistikten ve lojistik yönetiminden nasıl faydalandığımızın bahsetmiştim. İhtiyaçlarını zamanında, tam ve uygun maliyetle karşılayabilmek için iyi planlama yapmak zorundaydık. İlk olarak bebek bezini gündeme aldık. İlk çocuğumuzdu ve tecrübemiz yoktu. “Hangi marka iyidir ve günde ne kadar tüketebilir” diye tecrübeli arkadaşlarımıza ve doktora sorduk. Daha sonra “nasıl ve ne kadar tedarik edelim” sorusuna cevap bulmaya çalıştık. İki yöntem vardı. Birincisi, her ihtiyacı olduğunda gidip bir tane satın alınmasıydı. İkincisi ise stok maliyetine katlanıp belli bir miktarın evde bulundurulmasıydı. Her iki yöntemin, avantajlarını ve dezavantajlarını sorguladık (her seferinde satın almak stok maliyeti avantajı getirse de saat 03:00’te açık market bulamazdık ve nöbetçi eczaneye gitmek zorunda kalacaktık) ve bütçe çalışması yaptık. Her seferinde bir tane almak yerine belirli bir sayıda stok tutmaya karar verdik. Peki ne kadar stok olacaktı? Buradaki en önemli nokta bebeğin kilo gelişimine göre değişebilen bez ölçülerin olması idi ve yanlış bir öngörü, ölü stoklara neden olabilirdi. Doktorun ve arkadaşlarımızın söylediği tüketim miktarı örneklerine göre başlangıç için stok miktarını belirledik. Oğlumun dünya “merhaba” dediği ilk günlerde tüketim düzensizdi ama ilerleyen günlerde tüketim, düzenli hale gelince stok miktarını değiştirdik. Kullandığımız markayı, sürekli aldığımız yer de bulamadığımız zamanlar olunca alternatif marka veya alternatif yerler geliştirdik. Diğer önemli ihtiyaç kalemi ise oğlumuzun beslenmesiydi. Eşimin doğum izni bitene kadar sıkıntı yaşamadık ve gerçektentam zamanlı ve tam esnek bir çözüm bulduk J ama doğum izni bitince ne yapacaktık? Isı koruyucu kaplar temin ettik ve anne sütünü bunlarda sakladık. Oğlumun günlük tüketimine göre belli bir miktarda sütü de bu kaplarının içinde evde bulundurduk. Oğlumuz büyüdükçe ek gıdalara ihtiyacı belirdi. Doktorun önerdiği mamayı kullanmaya başladık ama bu markayı bazen bulamadık. Firma, dağıtım kanalını değiştirmiş ve artık eczaneler yerine marketlerde satmaya karar verince, ürünleri ne eczanelerde ne de marketlerde bulamadık. Alternatif mamaları tercih ettik ama etkili olmadığı için doktorun önerdiği mamayı, bütçe ve stok yönetimi yapmaksızın her yerden satın aldık. Oğlum, mama yerine normal beslenmeye geçtiğinde elimizde bu mamalardan kalmıştı, ancak bazı durumlarda fedakârlık yapmak gerekmişti. Havaların güzel olduğu zamanlarda oğlumuzu dışarıya çıkarıyorduk. Bunun için oğlumun mamaları, yedek çocuk bezleri, yedek mama önlükleri, yedek elbiseler, tulumlar, bodiler, temizleme kremleri ve sevdiği oyuncaklar hazırlanıyordu. Bunun için Orbay Bebek Gezi Malzeme Formu’nu kullandık. Bu formu, öngöremediğimiz ama ihtiyaç duyulan şeyleri de ekleyerek güncelledik. Nakliye yönetimini, ben yapıyordum. Bu çok önemli çünkü gezi çantasının çok güvenli ve itinalı taşınması gerekiyordu. Ayrıca; anneannesinin evinde de ufak bir depo oluşturduk. Araba kullanma pratiğim fazla değildi. Acil durumlarda oğlumuza esnek bir nakliye yönetimi sağlayabilmek için eşimin araba kullanmasının sakıncalı olacağı dönemler yaklaşınca özel ders aldım. Oğlum büyüdükçe ihtiyaçları da değişti ve oyuncaklar gündeme geldi. Çocuklar, bir oyuncakla en fazla birkaç gün oynar ve sonra sıkılıp başka şeye yönelir. Ancak; hiç aklınıza gelmeyen bir zamanda o oyuncağı sizden ister. Oyuncakları, gözlemlerimize göre ABC sınıflandırdık. En çok kullandıklarını hemen alabileceğimiz yerlere koyduk. B ve C grubunda olanlar ise daha arkalarda yer aldı. Çok acil isteğiyle hem de Cuma günü mesai saatinin sonlarına doğru gelen ve müşteriye ulaştırılması gereken siparişler vardır. Bizim de böyle birkaç tecrübemiz oldu. Tabi ki müşterimiz de oğlumuzdu ve müşteri velinimetimizdir ilkesi ile onun bu isteklerini de karşıladık. Banyo küvetinde oynamak için kayık istedi. Oyuncak deposunda yoktu. Bir pazar günü oyuncakçılarda kayık aradık ve “yaz oyuncağı, kışın satılmaz” cevapları ile karşılaştık. Bulduk ama iki katını ödeyerek aldık. Müşteri tatmini sağlanmıştı (tabi ki müşteriye yansıtamazdık). Orbay Efe’yi Datça’ya tatile gönderdik. Oyuncaklar nasıl gidecekti? A ve B grubundan bazı oyuncakları, bezlerle sardık ve koliye koyduk. Kargo şirketlerine sorduk ama üç gün sonra teslim edilecekti. Ambarlar, Datça’ya gitmiyordu. Otobüsle gönderdik. Hem bedavaya taşıttık hem de kısa sürede teslim yaptık. Sanırım başarılı bir nakliye yönetimi uyguladık. Oğlumun ilk adımları ile tehlikeler başlayınca “Operasyonel Risk Yönetimi” uyguladık. Olası riskleri, bunların oluşma sıklıklarını ve sonuçlarını tespit ettik. Örneğin; ocağın üstünde uzun saplı tavaları bulundurmamaya ve ocağın arka tarafında ki gözlerini kullanmaya başladık, prizleri özel kapakla kapattık, sehpaların sivri kenarlarını köşeliklerle kapladık, yürürken çarpabileceği yerlerdeki cam yapımı şeyleri kaldırdık, tatilde gerekli olabilecek bazı ilaçların (sinek ısırması, boğaz ağrısı gibi) hazır tutulmasını planladık . . . ve diğerleri. Tatilde denize giderken bizler birer havlu ile yetinirken, oğlumun oyuncakları, kremleri, meyveleri ve suları taşınıyor ve geri getiriliyordu. Kim taşıyordu J? 11 Yıl önceki yazıyı, tekrar yazdım, çünkü yeni bir bebek bekliyoruz. 2012 yılının ilk ayında dünyaya merhaba diyecek. Hem Orbay Efe’den dolayı hem de lojistik tecrübelerimizin ve bilgilerimizin gelişmesinden dolayı, sanırım artık daha tecrübeli ve bilgiliyiz. Oğlum için uyguladığımız lojistik yönetiminden elde ettiğimiz tecrübeleri, yaşadığımız sorunları, bebek bezi tüketimi ve mama tüketimi gibi istatistikî verileri yeni bebek için kullanabiliriz ancak, lojistik jargonunda popüler olan “tailor made” yani ona özel çözümler gerekebilir. Bu, kişisel bir yazıydı. Sıkılanlar veya kızanlar varsa özür dilerim Lojistiği seven birisi olarak da sevincimi, sizinle böyle paylaşabileceğimi düşündüm. Lojistik; sadece fabrikalar, depolar, limanlar, kamyonlar, uçaklar, gemiler . . . kısacası iş ile ilgili değil. Lojistik,hayatımızın bir parçası hatta bir bebek için bile geçerlidir. Saygılarımla