Kurulduğu tarihin üzerinden 35 yıl geçen TIRSAN, artık Türkiye için değil, Avrupa için de üretiyor. 2014 yılının kendisi için son genel müdürlük tarihi olduğunu belirten TIRSAN Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Çetin Nuhoğlu, “O yıl da 7.500 ihracat ve 7.500 yurtiçi satışı görmek istiyorum. Yıllarca beynimizi yıkadılar. Önce futbolla başladı ‘Türk futbolu Edirne’yi geçemez’ dediler. Sonra bir takımımız çıktı Avrupa şampiyonu oldu. ‘Türk malı kalitesiz’ dediler, Avrupa’da tercih edilen markalar arasına girdik” diye konuştu.
TIRSAN’ın kişisel ve kurumsal sorumlulukları olduğunu ifade eden Nuhoğlu, “Ancak, en büyük sorumluluğumuz, Türk insanı olarak Avrupa’da en önemli yere gelmektir. 2014’te TIRSAN Avrupa’da ilk 3’e girecektir. Tank ve siloda bir numara olacaktır. Lowbed’de Avrupa’nın en büyüğü olacaktır. Tenteli araçlarda ilk üçün içine girecektir. Çok net kararlarımız var ve buna ulaşmak için sonuna kadar savaşacağız. Treylerde en az 3-4 inovasyon ödülü almayı planlıyoruz. Patent sayımız bir Türk treyler firması için oldukça fazla. Bu da ihracatta büyük avantaj sağlayacak. İtalya’da 16-17 bin treyler satılırken 7 bine düştü. Bu 7 binden pay almamız lazım. Rusya’da ciddi hedeflerimiz var. Ar-ge’ye yüzde 2 bütçe ayırıyoruz. Sektöründe tek ar-ge merkezi olan firma TIRSAN’dır. Türkiye’deki yüzde 2’yi sadece TIRSAN temsil ediyor. Bakanlığın koyduğu hedef ise yüzde 3” açıklamasını yaptı.
KAMU, TÜRKİYE’DE YOLUNDA GİDEN YATIRIMA TAŞ KOYAR
Çetin Nuhoğlu, sanayi kuruluşlarının başarısında kamunun payının yadsınamaz olduğunu verdiği şu örnekle açıkladı: “Dün Ankara’ya gittim. Eski dostlarla görüştük. MAN’ı, Tevfik Ercan’ı, Muammer Dereliler’i konuştuk. MAN’ın ilk kurucusu olan Tevfik Ercan, 1982-83 yılında inanılmaz bir öngörüyle MAN’ı hayata geçirdi. Ama maalesef 1983 yılında ikinci el araç ithalatının serbest bırakılmasıyla vizyonel bir yatırımın nasıl bittiği herkesin malumudur. O dönemde yurtdışından birçok ithal araç geldi. Bunun sonucu olarak da üretim çöktü. O gün Türkiye’nin en önemli otomotiv yatırımlarından birini yapan Tevfik Ercan’ın hüsranı yaşadığı yıl oldu. Otobüs, kamyon üretecek; askeriyede işleri var. Ve bir yok ediş kararıyla bütün yatırımlar suya düştü. Stratejik olarak kamu yanında durmayınca, onun hedefiyle kamunun hedefleri örtüşmeyince, veya kamu bu hedefi anlamayınca; ya da rahmetli Tevfik Ercan, bu ülkede böyle şeyler olabileceğini öngöremediği için MAN’ı kapatmak zorunda kaldı. Bu çok acı bir hikayedir.”
ALMANYA’DA İSE “DİLE BENDEN NE DİLERSEN”
Bir de madalyonun öbür yüzü var. Aşağıda verilen örnek de Almanya’dan. Almanya’nın en önemli markalarını satın alan TIRSAN, doğal olarak kamu ile Alman otomotiv firmalarının buluştuğu bir ortamda yer almış. Gerisini yine Nuhoğlu’dan dinleyelim:
“IAA Fuar açılışı öncesindeyiz. Almanlar’ın Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) olan FDA, toplantısında kamuyu temsilen birçok kuruluş orada. Biz de, Alman üreticilerden biri olan Kassbohrerr’i temsilen oradayız. Doğal olarak da FDA üyesiyiz. Kamu yöneticileri sadece şöyle konuştu: ‘Yapacağız. Biz, ağır vasıtada, treylerde, otobüsde ve kamyonda 1 numarayız. Ve 1 numaranın gereği olan her şeyi birlikte yapacağız. Ne istiyorsanız isteyin’ bunları söyleyen kamu. Kim ne derse desin. Politikalar, stratejiler sizi desteklemiyorsa, kişisel olarak bir şey yapmanız mümkün olmaz. Olur ama boyutunuz küçük olur. Hele hele rekabet şartlarının yeniden tasarlandığı şu dönemde, uzun erimli stratejilere ihtiyacımız var. Bunun için de ortak hedefler doğrultusunda sinerji yaratacak birlikteliklere gereksinimimiz bulunuyor.”
İKİ AR-GE TESİSİ DAHA GELİYOR
Basın toplantısı TIRSAN’ın Adapazarı’ndaki Ar-Ge tesislerinde gerçekleştirildi. Modern ar-ge binasının ardından ikinci arge merkezinin Almanya, üçüncüsünün de İstanbul’da açılması kararı aldıklarını ifade eden Nuhoğlu, “2008 yılında hükümetimizin ar-ge yatırımları konusunda aldığı karar desteklenmeseydi; böyle bir teşvik planlanmasaydı, açıkçası TIRSAN bunu çok daha zor şartlar altında yapardı. Bu kararlar firmalar için çok güven verici ve rahatlatıcı icraatlardır. Hedefimiz ihraç ettiğimiz malın kilosunun değerini 10 kat artırmaktır. Bu yeter mi? Hayır. Alman’ın söylediği neydi: ‘Siz en büyüksünüz. Ne gerekiyorsa, kişisel olarak da isteyin!’ Alman devleti, 2008 krizinden bu yana zora düşen en büyük bir firmanın çalışanlarının maaşının hala yüzde 25’ini ödemekte. Bu yıl sonuna kadar da ödeyecek. Şunu söylemem lazım. Rekabet daha acımasız, daha vahşi olacak. Ve insanlar kendi değerlerini daha iyi anlayacak. Rekabet insanlar üzerinden yapılır. TIRSAN, bundan sonraki temel çalışmalarında insan kaynağına çok daha fazla yatırım yapacaktır. Mutlu çalışanlarınız olmadan mutlu müşterileriniz olması mümkün değildir. Türkiye’nin bugün itibariyle daha çok meslek liselisine, mühendise ihtiyacı var. Şirket olarak kendi eğitimlerimizi çok daha öne çıkaracağız” diye konuştu.
35.YILDAKİ YENİLİKLER
FİLOTIR
2012 yılının Mart ayında faaliyete geçen FiloTIR Araç Satış ve Kiralama A.Ş. şirketi ağır ticari araç sektöründe operasyonel filo kiralama ve 2.el çekici ve treyler alım ve satımı yapmakta. TIRSAN Treyler tarafından üretimi yapılan tüm treyler markalarının ve DAF çekicilerin operasyonel kiralamaları ile tüm çekici ve tüm treyler markalarının 2.el alım ve satımı FiloTIR’ın faaliyetleri içinde yer almakta.
TIRSAN FİNANS
TIRSAN Finans, TIRSAN Treyler A.Ş. Yetkili Satıcıları tarafından satışı yapılan markalara özel ve ayrıcalıklı finansal çözümler sunmak amacıyla, bankalar ve diğer kredi sağlayan finansman kuruluşları ile işbirliği yapmakta ve müşterilerini uygun finansman yöntemleriyle buluşturmakta.
TIRSAN Finans’ın işbirliği yaptığı finansal çözüm ortakları ağırlıklı olarak bankalar olmakla birlikte, finansal kiralama şirketi, tüketici finansman şirketi ve katılım bankası seçenekleri de müşterilere sunulmakta.
Soldan sağa: Ercan Kulaksız (Tırsan Treyler A.Ş. Satış Operasyon Fiyatlandırma ve Planlama Genel Müdür Yardımcısı) Orhun Selbes (Tırsan Treyler A.Ş. Ar-Ge ve Ürün Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı) Çetin Nuhoğlu (Tırsan Treyler A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı) ve Ahmet Yılmaz (Tırsan Treyler A.Ş. İşletmeler Genel Müdür Yardımcısı