Sektörün önemli oyuncularından birisi olan Yiğit Akü, üretim kapasitesini bir milyona çıkarmak için hazırlıklarını tamamladı. Yaklaşık 8 milyon dolarlık yatırım harcaması planlayan firma, önümüzdeki 5 yıl içerisinde de Avrupa’da yüzde 10 pazar payına sahip olmayı hedefliyor. Kısa, orta ve uzun vadede planlarının hazır olduğunu vurgulayan Yiğit Akü Genel Müdürü Erinç Çetin Miser, “5 yıl içerisinde ihracat yaptığımız ülke sayısını da 150’ye çıkartmayı hedefliyoruz” diyor.
Yüzde yüz yerli olmanın avantajlarını yaşıyoruz
Türkiye’de enerji depolama alanında yüzde yüz yerli bir şirket olmanın avantajlarını yaşadıklarını söyleyen Miser, “Bu durum marka değerimizi güçlü kılıyor. Bu hedefler doğrultusunda gerçekleştirmiş olduğumuz tüm çalışmalar bizi eş değer üretim yapan şirketlerden farklılaştıran yegane nokta” ifadelerini kullanıyor.
Yüksek performans içeriyor
Türkiye’de ilk defa Lityum İyon Aküler üretimine başladıklarını söyleyen Miser, “Geçen yıl en yeni ürünümüz olan Prestige V3’ün Türkiye ve dünya genelinde tanıtım lansmanlarını gerçekleştirdik. Her yıl pazarın ihtiyaç duyduğu ürünlerle ilgili global alana yönelik yeni ürünler veya mevcut ürünlerde geliştirme çalışmaları yapmaktayız. Yiğit Akü alanında sahip olduğu teknolojik liderliği, tüm enerji depolama sistemleri için mutlak kılma vizyonu ile çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor. Bu doğrultuda, 2009 yılından beri yürüttüğü ileri Ar-Ge faaliyetleri sonucu, ‘Distalong’ markası adı altında Lityum iyon hücreler geliştirdik. Şarj edilebilir bir kimyaya sahip olan Lityum iyon bataryalar ağırlıklarına ve boyutlarına oranla yüksek enerji verebiliyor. Bu niteliği sayesinde; Lityum iyon bataryaların en iyi pil teknolojilerinden biri olmasını sağlıyor. Gün geçtikçe tüm dünyada bu bataryaların, elektronik cihazlar, elektrikli araçlar, medikal ve askeri uygulamalarda kullanımı artıyor. Distalong bataryalar hem enerji yoğunluğu hem de çevrim ömrü açısından yüksek performans içeriyor” ifadelerini kullanıyor.
“150 ülkeye ihracat hedefi…”
Yiğit Akü’nün hedeflerine de değinen Miser konuşmasını şöyle sonlandırıyor: “Hedeflerimizi kısa orta ve uzun vadede planladık. Önümüzdeki 5 yıl içerisinde sektörel anlamda 150 ülkeye ihracat yapan, OEM konusunda Avrupa’da yüzde 10 pazar payına sahip, global ölçekte üretim ağını tamamlamış bir yapıda olacağız. Ar-Ge’nin tüm alanlarda bu sürece katkı sağlaması temel stratejilerimizden birisi.”
LOJİPORT