Ankara Sohbetleri?nin bu haftaki konuğu olan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, isteyen organize sanayi bölgesine masrafları karşılamak kaydıyla demiryolu ağına bağlayıp yüklerini taşıyabileceklerini söyledi. Yıldırım, demiryollarının özel sektör tarafından işletilmesi yönündeki projelerinin devam ettiğini belirtirken, ulaşımda entegrasyona gideceklerini kaydetti. İletişim hizmetleri fiyatlarında 2008?de indirim beklediğini ifade eden Binali Yıldırım, bu dönemde Türk bayraklı gemilerin gri listeden çıkıp beyaz listeye geçeceğini söyledi. Beyaz listeye geçebilmek için tutulma oranının yüzde 5?in altına inmesi gerektiğini kaydeden Yıldırım, ?Şu anda tutulma oranı yüzde 6. Bunu yüzde 5?in altına indirdiğimizde beyaz listeye geçmiş olacağız? diye konuştu. Yıldırım, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak, Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe ve arkadaşımız Meltem Gündüz?ün sorularını yanıtladı.
n Ulaştırma sektörü, dünden bugüne neler kaydetti?
Ulaştırma ülkelerin rekabet gücü kazanması, yaşam kalitesinin artması, hayatın kolaylaşması, ekonomik faaliyetlerin artması gibi günlük hayatımızda olmazsa olmaz ihtiyaç. Haberleşme de öyle. ?Gidemediğin yer senin değildir? diye bir söz var. Bu noktada, Türkiye?nin her noktasında yaşayan vatandaşın ihtiyaçlarını bulunduğu yerde karşılarsak ve sağlarsak sosyal huzursuzluklar da olmaz. Bunun için önceliğimiz kırsal kesimlerde KÖYDES projesini uygulamak oldu. Biz bunu başardık.
3. köprünün güzergâhı belli, yakında açıklarız
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, DÜNYA Ankara Temsilcisi Ferit Barış Parlak, Ankara Haber Müdürü Hüseyin Gökçe ve Meltem Gündüz?e gündemlerindeki konulara ilişkin görüş ve projelerini anlattı. Yıldırım, çok tartışılan 3. Boğaz Köprüsü konusunda ?3. köprünün güzergâhı açıklanacak. Her şey belli aslında, ama birkaç kararın verilmesi lazım. Belediye ile konuşulacak konular var. 2008?de bu projeye yol vereceğiz? dedi.
n Ulaşım sistemi olan karayolları için 2008?de neler yapılacak?
AKP iktidarlarında bölünmüş yolları 15 bin kilometreye çıkarma hedefi vardı. Birinci dönem bitti, gelinen noktada 13 bin 750 kilometre bölünmüş yola ulaştık. Buna otoyol da dahil. 2003?e göre bölünmüş yolda yüzde 100?ün üzerinde bir artış var. Önümüzdeki yıl bin 250 kilometre bölünmüş yol yapıp 15 bin kilometreyi tamamlayacağız. Bununla yetinmeyeceğiz. 2008-2009 yılı karayollarında derlenip toparlanma yılı olacak.
n Bu arada yeni dönemde Karayolları Genel Müdürlüğü de size bağlandı...
Evet bu altyapının tek elden planlanması için yapıldı. Tabii Türkiye?de yıllarca kaynak israfı olduktan sonra bu noktaya gelindi. Planlama tek merkezden yapılırsa yollarda denge ve bütünlük olur. Türkiye?de yurtiçi taşımaları tek bacaklı hale gelmiş. Deniz sahillerinin uzunluğu 8 bin 400 kilometre, karayollarının uzunluğu 2 bin 700 kilometre. Muazzam bir potansiyel var. Aslında deniz, Allah?ın bize bahşettiği doğal asfalt. İstediğimiz kadar da şerit var. Ulaşım metodları baştan planlanmadığı için, gelişme biraz gelişi güzel olmuş. En güzel ulaşım yolu karayolu. Ancak ekonomik değil, insanları toplu taşıma yönlendirmek gerekiyor. Konfor ve rahatlık için otomobilin verdiği standardı otobüs vermiyor. Metroyla ya da diğer toplu taşıma araçlarıyla en azından otomobilin konforuna yakın taşımacılık verilecek ki tercih edilsin. Türkiye bu bakımdan da çok geç kaldı.
n Ulaştırmada hedefe ulaşmak için ne tür politikalar uygulandı?
Bizim altyapı ve üstyapı gelecek planlamasına göre yapılmadığı için oluşumun arkasından çözüm arayan bir metotla bugüne geldik. 55 yıllık ulaştırma politikaları nedeniyle tek tür taşımacılığa mahkum hale geldik. Demiryollarını unutup, kaderine terk etmiştik. Denize sırtımızı çevirmiştik. Denizi sadece ayaklarımızı suya sokmak olarak görmüşüz. Böyle bir manzarayla ulaştırmada ne yapılabilir. Eğer nereye gideceğinizi bilmiyorsanız, yol sizi bildiği yere götürür. Bu nedenle kararı siz vereceksiniz. Dedik ki önce bir ulaşım planı yapalım. Nereye gideceğimize, ne yapacağımıza karar verelim. 2013?te nasıl bir Türkiye görmek istiyoruz, özellikle haberleşme konusunda 2023?te nasıl bir Türkiye görmek istiyoruz. Bunun çalışmasını yaptık. Üç üniversiteden akademisyenler ve uzmanlarla iki yıla yakın bir çalışma yaptık. Biz planı hazırlarken ihmal edilmiş olan demiryollarını ve hava taşımacılığını ele aldık. Denizcilik sektörü, bu ülkenin potansiyeline çok uzak. KarayollarıInın geometrik standartlarını artıralım, trafik kazalarını azaltalım, ülkenin taşımadaki rekabet gücünü artıralım dedik.
Al vagonunu gel çalış kardeşim
Demiryolu konusunda altyapı yatırımcılığı ile işletmeciliğin birbirinden ayrılması gerektiğini kaydeden Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, demiryollarının birilerine peşkeş çekildiği iddialarına sert çıktı.
Yıldırım, ?Demiryolları duruyor orada, herkesin emrinde. Sadece ben kullanırım, kimseyi yaklaştırmam? mantığı olmaz. Kardeşim al vagonunu gel, hattı kullan kilometre başına da para öde. Ne zarar gelir? dedi.
n Türkiye 2007?de denizcilikte nasıl bir rota çizdi?
Denizcilik altın çağını yaşıyor. Yakıttaki vergiyi kaldırdıktan sonra, denizde kullanılan yakıtın fiyatı üçte birine düştü. Balıkçılar faaliyetlerini sürdürmek için, gayri kanuni yollardan yakıt alma yoluna gidiyorlardı. Bunu ortadan kaldırdık. Böylece balık fiyatları da düştü. Ticari yat işletmecileri çok muazzam iş yaptılar. Marmara?da ağırlıklı olmak üzere yolcu ve yük taşımacığında çok ciddi artışlar oldu. Marmara?nın kuzeyini güneyine bağlayan deniz otoyolları oluşturduk ve buralarda taşımalar yüzde 100?ün üzerinde arttı. Kruvaziyer taşımacılık yapan işletmeler Türkiye?ye gelmez olmuştu. Ayak bastı paraları nedeniyle. Şimdi kruvaziyer taşımacılık yapan gemiler 2 limana uğrarken, şimdi 12 limana uğrak yapıyor. Buna bağlı olarak da yolcu sayısı 3 kat arttı. Türk denizciliğinin itibarı dibe vurmuştu. Karasularımızdaki gemiler hemen tutuluyordu. Denizcilikte denizci uzman personel yoktu. Denizcilik İdaresi de çok iyi düzenlemeler yaptı. Türkiye?nin en uzman en iyi denizcilerini Denizcilik Müsteşarlığına istihdam ettik.
n Gemi inşa alanında ne durumdayız, nereye gidiyoruz?
Türkiye gemi inşaatında da çok büyük sıçrama yaptı. 2003 itibarıyla 23?üncü sıradaydık şu anda 5?inciyiz. Yat inşaatında da dünya 4?üncüsü olduk. Bunu tersane alanlarını yenileyerek yaptık. Çalışan 37 tersanemiz vardı, 77?ye çıktı. 50 tanesi de yapım halinde. Karadeniz?den başlayarak Akdeniz?e kadar tersane alanları yaptık. İstihdamı artırdık. TÜDEV Vakfı?nca Tuzla?da denizcilik üniversitesi kurulacak. Bakanlar Kurulu kararını aldık. Yetişmiş denizci sıkıntısı dünyanın her yerinde var. Çünkü çok ciddi bir talep patlaması var. Türk ticaret filosunun üçte ikisi nispetinde 5 milyon DWT?lik Türk armatörleri Uzakdoğu tersanelerinden sipariş alıyor. Şimdi yaptığımız gemilerin yüzde 80?ini satıyoruz. Yabancı bayraklı gemilerde çalışan Türk armatörlerinin sıkıntısı finansmanla ilgili. Bunları topladığımız zaman 15 milyon DWT?lik bir ticaret filoya sahip oluyoruz. Bu filo büyüklüğüyle de dünya 17?ncisiyiz.
n Otomatik Gemi Tanımlama Sistemi (AIS) ne gibi faydalar sağladı?
ÖTV?siz yakıt uygulamasında altyapı oluşturduk. Akaryakıt kaçakçılığı konusunda dağıtıcı firmalarla ilgili bir husus oldu. Ama bunların lisansları iptal edildi. Bunları gerçek zamanlı takip ediyoruz. AIS sistemi ile bütün sahillerimizdeki bütün gemi hareketlerini takip ediyoruz. Arama kurtarma merkezleriyle havada ve denizde hareket eden ne varsa gereği yapılıyor. Diyelim ki Akdeniz?in ortasında bir geminin zor durumda ve personelin kurtarılması gerekiyor. Geminin en yakınındaki gemiye talimat veriliyor ve kurtarılıyor. Türkiye?yi kuşatan denizlerdeki bütün hareketleri takip edebiliyoruz. AIS, yakıt kaçakçılığı bakımından da bir kontrol mekanizması oluşturdu. Limana girip çıkan gemilerin emniyeti açısından da takibi açısından önemli bir sistem. Biz bu sistemde dünyada öncüyüz. Bunun ikinci versiyonu çıkıyor. Bundan da balıkçı ve her türlü küçük tekne yararlanılacak. Bunun maliyeti daha düşük olacak. Bir nevi navigasyon cihazı gibi. Bunun daha büyük ölçeklisini uluslararası denizcilik örgütü yapmaya çalışıyor. Artık denizlerdeki her türlü olay izlenebilecek. Bu artık bütün denizler için uluslararası bir kural haline geldi.
n Demiryollarında ne durumdayız?
Demiryollarının yeniden yapılanmaya ihtiyacı var. Bir kısmı elden geçti, kalanı bakımsız. Bizim 11 bin kilometre demiryolu ağımız var, 20 milyon ton yük taşıyoruz. Kanada?nın da aynı uzunlukta ama 170 milyon ton yük taşıyor. Bu bizim ulaşım altyapımızın çarpıklığının en güzel örneği. Biz 20 milyon tonun üstüne taşıyacağımız 150 milyon tonu nerede taşıyoruz. Karayollarında taşıyoruz. Karayollarında bölünmüş yollar, köy yollarını yapıyoruz. Vatandaşa ?gel yolları kullan? diyoruz. Niye demiryollarında aynı şeyi yapmayalım.
n Bu konuda neler yapılıyor?
Bunun için yasal bir düzenleme yapılıyor. Demiryollarının herkesin kullanımına açılması gerekiyor. Bunun esaslarını da düzenlemek gerek. Altyapı ile işletmeciliği birbirinden ayırmamız gerekiyor. O zaman gerçek verimlilik ve performans ortaya çıkacak. TCDD, hem yol yapmaya çalışıyor hem de yaptığı yolda kendi başına işletmecilik yapmaya... İkisi de tam olmuyor. Altyapının hem maliyeti çok yüksek hem de geri dönüşü uzun zaman alıyor. Devlet bu yatırımlara yeterince kaynak ayıramıyor. Yeniden yapılanma gerek. Türkiye?de ?demiryollarına peşkeş çekiliyor, bir orası kalmıştı? gibi şeyler söyleniyor. Demiryolları duruyor orada, herkesin emrinde. ?Kullanacaksam ben kullanacağım, kullanmazsam kimseyi yaklaştırmam? mantığı olur mu? Al kardeşim vagonunu gel çalış. Hattı kullan kilometre başına da para öde olsun bitsin. Demiryollarına, milli çıkarlarımıza ne zarar gelir.
n Sanayiciler taşıma maliyetlerinin yüksekliğinden şikayetçi. OSB?lerin demiryollarına bağlanması talepleri arttı...
Ulaşım metotlarının birbiriyle entegrasyonunu dengeleyeceğiz. Lojistik merkezler kuruluyor, sanayi merkezlerini bağlıyoruz. Limanları yolları bağlayacağız. Tekirdağ Limanı?nı, Muratlı demiryolunu yapıp ana hatta bağlıyoruz. Kemalpaşa OSB?yi Turgutlu?dan ana demiryoluna bağlıyoruz. Birçok yerde çalışma var. OSB?lere teklif götürüyoruz, ?İstiyorsan beraber yapalım. Biz altyapı ve üstyapı konusunda yardımcı olalım, sizin yüklerinizi taşıyalım? diye. Devam eden böyle birkaç proje var.
n Kars-Tiflis-Bakü demiryolu projesi neden yıllardır bitirilemiyor?
Kars-Tiflis projesinde artık sorun kalmadı. Proje, 1994?te gündeme gelmiş, karma toplantıda protokole koymuşlar. Fakat oradan bir şey çıkmamış. Biz 2004 yılında tarafları tekrar bir araya getirdik, Azerbaycan ve Gürcistan?ı. Projeyi canlandırmaya karar verdik. Gürcistan burada kilit ülke. Alternatif olarak bir tek İran var. Türkiye 76 kilometrelik kısmı, Gürcistan 26 kilometrelik hattı yapacak. 160 kilometrelik Tiflis?e kadar bir hat da var ama kullanılamıyor. Bunun da finansmanını Azerbaycan karşılamayı kabul etti. Bunu bağladıktan sonra geçtiğimiz ay temeli atıldı. Bizim tarafın ihalesi yapıldı. Bir sorun olmazsa 2-3 sene sonra bitmiş olacak.
Havacılıkta durumumuz iyi. Güçlü mesleki ve mali yeterliliği olan, mesleki itibarı kaybolmamış olan şirketler olması lazım. Havacılığı bir yerden bir yere dolmuşçuluk yapar anlayışı ile sürdüremezsiniz. Çok ciddi standartları var. Uçakların bakımı, onarımı açısından bir ihtisas alanı. Kurallara bağlı bir iş. Fazla sorumluluk gerektiriyor. Çok şirket yerine güçlü teknik ve güvenlik icraatlarını yerine getiren şirketlerin kurulması gerek.
Meltem GÜNDÜZ - DÜNYA