Yıllar önce Gümrük Birliği kapsamında antrepo ile ilgili özel sektörün önü açılınca, birçok yatırım ve istihdam geldi. Bir önceki Bakan Hayati Yazıcı döneminde, transit ve depolama sistemine getirilen kısıtlamalar ise çok tepki çekti. Uluslararası düzeyde çalışan bir sektöre neşter vurmuşlardı. Oysa lojistik şirketlerinin yaptığı, dünyada üretilmiş yükleri derleyip, toparlayıp lojistiğini sağlamaktı.
Peki hükümetin bu adımı kime ne yarar sağladı, bir de buna bakalım:
O dönemlerde TASİŞ’in depoları, yani devletin gümrük antrepoları çalışmıyordu. TASİŞ’in depoları bir anda işi lojistik ve antrepo olmayan özel sektöre birer birer transfer olmaya başladı. Örneğin Erenköy TASİŞ Albayraklar’a verildi. Halkalı Gümrüğü’nün içindeki TCDD’nin 10 bin metrekarelik büyük depoları da el altından hükümete yakın kuruluşlara devredildi. Gümrüğün içindeki bir depoyu ayda 200 bin lira verip kiralamak her babayiğidin harcı değildir. Ne zamanki ‘transit depolar için bu gümrükler kullanılacak’ denildi. Söz konusu depoları alanlar abâd oldu. Düşününce, hepsinin oyunun bir parçası olduğunu anlıyorsunuz. Halkalı Gümrüğü’ndeki transit depolama sistemine göre herkesin gelen tüm yükleri o depoya indirilmek zorunda bırakıldı. TASİŞ’e indirirseniz problem yok. Ama kendi antreponuza indirirseniz geçici 48 saatlik süreniz var. Transit depolama nerede? Halkalı’da. Transit depolamaya bırakırsanız, 60 gün kalabilir. Limanlarda da durum aynıdır. Daha sonra ilgili iç gümrüğe peyder pey taşırsınız. Bu sisteme o zaman lojistikçiler çok isyan etmişti. Çünkü bunun açılımı, ekmeklerinin ellerinden alınmasıydı. Ne zamanki Erenköy Gümrüğü Albayraklar’a teslim edildi. Albayraklar, o ay 375 milyar ciro yaptı. Bu bedel Asya yakasından gelen bütün depoların mallarıydı. Çünkü, ihraç edeceğiniz yükü Asya tarafında TASİŞ’in Erenköy’deki deposuna; Avrupa yakasındaysanız Halkalı Gümrüğü’ne indirmek zorundaydınız. Lojistikçi ekmeğini yitirmişti.
HOŞGELDİNİZ SAYIN NURETTİN CANİKLİ
Bütün bu yaşananlar geldi geçti. Bir anda Gümrük ve Tekel Bakanımız değişti. Gelen bakan, sanki bir yol haritası üzerinde sapmadan ilerliyordu. Nitekim bir anda hiç sektöre danışılmadan, alınan karar Resmi Gazete’de yayınlandı ve YGM’ler iptal edildi. Arkadan da yeni teminat sistemi yürürlüğe girdi. Hemen burada şu gerçeğin altını çizmek gerekir. Depoculuk yapan kuruluşlar sahtekarlık yaptıysa cezalandırılmalıdır. Ama 12 yıldır sicil ihlali yapmadan hizmet edenlerin önünü niye kesiyorsunuz? İlgili firmalara fazla havalı çalışma! Biraz daha kısıtlı çalış! demek istiyorlar, ama devam edebilmeleri için Gümrük ve Tekel Bakanlığı’nın sahip çıkması lazım. Transit depolamada malın depolanmasına izin verilmiyor. Çünkü, her şey değişti. Adresin belli yerlere dönüşü sağlandı.
HÜKÜMET ASLINDA HİÇ DE BİLGİSİZ DEĞİL
Hükümet tarafından sektörün önünü kesen, ya da gidişata sekte vuran bir hamle yapıldığında, sektör temsilcilerinin ortak söylemi ‘keşke bize danışılsaydı’dır. Oysa, özellikle antrepo yasası özelinde değişen bir şey olmazdı. Lojistik sektörünün yüzde 60’lık kârı depo ve antrepodan geliyor ve yönetim erki bunu buldu, bu kaynağa göz dikti. Hazırlanan bütün kanun ve yönetmelikler sektöre danışılmadan yapılıyor ama sanki birileri sürekli sektörü izliyor ve yumuşak karnını ortaya çıkarıp oradan harekete geçiyor. Hükümet, sürekli kaynak yaratma arayışında, lojistik sektörünü inceleyince de gördüler ki, aslında lojistik kuruluşlarının cirolarının büyük bölümünü nakliye değil, depolama oluşturuyor. Paranın kaynağı tespit edilince de hemen harekete geçtiler. Yeni rant elde edecek yakın kuruluşlara da bunu tevdi ettiler. Oysa, çalışırken de yeni yasalar çıkarıp, mevcut durumu rehabilite edebilirsin. Yeni düzende işletmeci, gümrük memuruyla muhatap olacak. Bu kadar memur var mı? O da bir tartışma konusu.
İTHALATI RE’SEN SINIRLAYAMADIKLARI İÇİN ENGEL GETİRİYORLAR
İthalatçı, malını büyük oranda gümrüğe indirir ve ihtiyacı oranında çeker. İthalatçı, bu kararın ardından az ithal etme yoluna gidecek. Mal çok değerliyse depocu, ‘sen teminatını göster, ben teminatımı bu kadar pahalı ürüne kullandıramam’ ya da ‘şu kadar isterim’ diyecek. Bu durum ithalatçının da işine gelmeyecek ama çare yok. Sanki ithalatı kısıtlama eylemi gibi bir senaryo yazılmış. Yani, tüm bu yapılanlar, ithalata direkt yasak getirilemeyeceği için cari açığı böyle arkadan dolanan yöntemlerle azaltmaya çalışmaktır. Çünkü, Gümrük Birliği’ne imza attık ve dönüşümüz yok. ‘İthal etme!’ derse, suçlu duruma düşer. Engelleri iç mevzuatla zorlaştırarak ithalatın azalmasını sağlıyorlar.
BÜYÜKLER Mİ KAZANACAK?
Kesinlikle evet. Çok depo var ve bu gittikçe azalacak. Ağır teminat yükünü kaldıramayan birçok kuruluş piyasadan çekilecek. Birçoğu da gümrüklü depodan çıkıp serbest depoya geçecek. Kararın alınmasının ardından sektör temsilcilerinden bir grup, Sayın Bakan ile görüşmek istedi. Sayın Bakan’ın yanıtı ise: “Hiçbir dernekle görüşmem” oldu. Sonunda ‘sadece seçilmiş 5-10 nakliyeci ile görüşüp bilgi verin’ buyurmuş. Bu seçilmişler de, isteklerini bir deklarasyonla duyurarak kararın yumuşatılmasını istemişler. 3-5 gün sonra mevcut teminatın yüzde 10’u oranında bir rahatlatma getirildi.
Eskiden transit ticaret sisteminde Türkiye’ye çok büyük ürünler gelirdi. Şu anda bu sıkıntı işin azalmasına neden oldu. Türkiye, limanlar şehri, birçok limanda harıl harıl tahmil tahliye yapılıyor. Yanlış yapanı mutlaka yakalayıp teşhir etmeli ve ticari faaliyetten men etmelidirler. Bunu denetleyecek yerde, sistemi kestirip atıyorlar.
NİTELİKLİ KAMERADA YUMUŞAK GEÇİŞ ŞART
Nitelikli kamera konusu da ayrı bir muamma. Bir anda mevcut kamera sisteminin yetersiz olduğu keşfediliyor. Ve bütün sektöre toplam maliyeti 150-200 milyon dolarlara varan mecburiyet getiriliyor. Her ne hikmetse, bu ‘nitelikli’ kameraları ithal eden sadece birkaç kuruluş var. Ve bütün sektör onlardan temin etmek zorunda. Bu kuruluşların nasıl birdenbire bu işin içine girdiğini ayrı bir tartışma konusu olarak bırakıyorum ama geçiş dönemi öyle zor ve keskin ki, çünkü 200 milyon dolar haaa deyince bulunabilecek bir meblağ değil. Nitelikli kamerada da, bir yumuşak geçişin getirilmesi gerektiğine inanıyorum.
2015, ülkemize ve lojistik sektörüne hayırlar getirsin. Saygılarımla.
Selçuk ONUR