?Halka arza gidebilmek için ekonomik değerlerden çok kurumun tarihi, güvenirliği, imajı ve satabileceği bir hikayesinin olması ön plana çıkıyor? diyen Reysaş Lojistik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven halka arzdan sonraki bir yılı ve yeni hedeflerini Perşembe Rotası?na anlattı.
Halka arzınızla geçen bir yıllık süreyi değerlendirebilir misiniz?
1990 yılında kurulan firmamız Reysaş?ın, 2006?ya geldiğimizde Türkiye?deki dalgalanmalara rağmen her sene düzenli olarak büyüme gösterdiğini ve şu an iyi bir yerde olduğumuzu görüyoruz. Türkiye?nin ve civarının lojistik bakımdan oldukça büyük bir potansiyeli var. Kendi mevcut kaynaklarımızla dış kaynaklardan yararlanarak şirketimizi daha fazla büyütebilmek, şirketin görüntüsü, kurumsallığı ve güvenirliliğini artırmak için halka arza gitmeye karar verdik. Bunun birinci nedeni para değildi. Reysaş?ın bilançoları incelendiğinde de ekonomik değer yaratmanın ön planda olmadığı rahatlıkla görülecektir. 2006 Şubat ayında halka arza gittik ve çok talep gördük. 11 kat gibi bir taleple, bugüne kadar en çok talep gören şirketlerden bir tanesi olduğumuzu söyleyebilirim. Halka arzda bir yılımızı geride bıraktık. Halka arzda şirketlere göre değişen farklı amaçlar olabilir. Bizim amacımız şirketimizin iç müşterisi yani çalışanlarımızın, dış müşterisi yani gerçek müşterilerimizin bileşkesinden şirket ve şirketin geleceğine yatırım yapmaktı. Bu açıdan baktığımızda olumlu yöndeki gelişmeler de bize iyi bir karar aldığımızı ispatlıyor.
2006 yılı cironuzla 2007 hedefiniz nedir?
2006 yılı ciromuz 130 milyon dolar, 2007 hedefimiz ise 170 -175 milyon dolar civarında, Reysaş her sene yıllık % 35 lik bir büyüme bandında gelişme gösteriyor. Çok fazla müşteri arayışı içinde değiliz. Yüzde 35?lik bu yükselme trendini her sene hedeflerimizin içine alıp devam ediyoruz. 2011 yılına kadar da hedeflerimizi belirledik.
?Şirketin satacak bir hayat hikayesi olmalı?
Halka açılan ilk lojistik firması olarak, diğer firmalara öncülük ettiğinizi düşünüyor musunuz?
Bizim öncülüğümüzden sonra bu sektörde halka açılan başka şirketler de olur mu bilemiyorum ama hayat hikayeleri varsa; şirketlerine güveniyorlarsa bu işe kalkışabilirler. Satacak bir hayat hikayesi diyorum çünkü bu olay sadece şirket satmak değil, herkesin malı olabilir fakat hayat hikayeleri yoksa, bu bir halka arz olmaz. Halka arza gitmek herkesin kanuni hakkıdır fakat halka arzda hisse satın almak kanuni bir zorunluluk değildir. Bu yüzden pazarlamasını yapabilmek için sadece kurum yeterli olmuyor. Kurumun tarihi, güvenirliği, imajı ve satabileceği kendi hikayesi ön plana çıkıyor. Başkalarının elinde de Reysaş ya da buna benzer bir kurum varsa halka arza gidebilirler. Şu ana kadar başka bir lojistik firmasının halka arzıyla ilgili olarak kimse bize ulaşmadı ve deneyimlerimizden yararlanmak isteyen olmadı. Her kurumsal şirketin hayalinde, hedeflerinde halka arz vardır ancak hayalle olmuyor. Önceden belirlenen hedefler doğrultusunda sağlam bir altyapı ve doğru analizlerle uygulamaya geçirmek gerekiyor.
Denizcilik şirketinize daha fazla yatırım yapmayı ve gemi sayınızı artırmayı düşünüyor musunuz?
Lojistik dediğimizde aslında ortaya entegre bir sistem çıkıyor. Denizle, karayla, havayla ve demiryoluyla bağlantınız olmak zorunda. Kara taşımacılığımıza devam ederken bir sene önce kurduğumuz demiryolu ağımızı genişletiyoruz. İstasyonlarımızın ve vagonlarımızın sayısı hızla artıyor. En büyük tren hatlarından bir tanesine sahibiz. Bunun yanında bir tane de uçağımız var. Geriye bir tek deniz kalmıştı. çoğunlukla Balkanlara ya da Bask?a karayolu bağlantısı olmayan ülkelerden de deniz yollarına konteynerler ya da dökme yükler gelir. Deniz yolunda da dışa bağımlı kalmamak için forwarder olarak başladığımız işi büyüttük. Şu an iki gemimiz var. Bir tanesi yurtiçi petrol ve türevlerinin taşımacılığını yapıyor. İkincisi de, konteyner hattı kurdu ve şu an İtalya-Libya hattında düzenli olarak çalışıyor. Bu yatırımlarımızın şirketimizin büyümesinde büyük rol oynayacağını düşünüyorum. Müşterilerimize lojistikte komple hizmet sunmayı hedefliyoruz. Bir sene önce çok az deposu olan Reysaş?ın bu seneye baktığımızda ise Türkiye?nin en büyük depolarına sahip olmaya başladığını görüyoruz. Bir restoran olarak düşündüğümüzde ise orada sadece tek bir çorba satan değil de, alakart olarak yemek üreten bir şirket gibiyiz.
?Gemi almaya devam edeceğiz?
Yurtiçi akaryakıt taşımacılığı yapan bir geminiz var, bunu geliştirmeyi ya da konteyner taşımacılığına girmeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye geçmiş yıllarda petrol ithal eden, ham petrol, üretilmiş petrol ithal eden ülkeydi. Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattı açıldıktan sonra büyük ham petrol gemileri artık önemini yitirdi. Çünkü boru hattı, çok teknolojik ve hızlı bir şekilde ham petrol getiriyor. Türkiye?nin güneyine, Ceyhan bölgesine üç tane rafineri yapılacak. Bunların tahmini 17 milyon ton işlenmiş petrol çıkartacakları yönünde bilgiler var, tabii bu petrollerin dağıtılması gerekiyor. Bu üç rafineri bittikten sonra Kuzey Afrika, Ortadoğu, Avrupa?nın tamamında 2011-2012 yılına kadar hiçbir rafineri yapılmayacağı öngörüsü var. Petrolün çoğunluğunun dağıtımı ve dağıtım distribütörlüğü Türkiye?de olacak. Bu gemilerin de çok büyük olması gerekmiyor, 4 bin ilâ 10 bin ton kapasiteli gemiler yeterli olacak. Biz de böyle bir gemi hala çalıştırıyoruz ve bir yılımızı doldurduk. Gemi, Reysaş?ın %99?una sahip olduğu kardeş kuruluşu Reymar?a ait. Bu tip gemiler alıyoruz ve almaya devam edeceğiz. Bu gemilerin çok avantajı olacak ayrıca çok da ihtiyaç var. Şu anda yaklaşık 10 yıllık bir sıra var. Böyle bir sıra varsa ihtiyaç da vardır. Kimse yapmayacağı iş için yatırım yapmaz. Şu anda bitmek üzere, yatırımlar, kaliteler ve standartların belirlenmesi için Çin?e gidip geliyoruz. Reymar?daki gemi adedimizi artıracağız. Reysaş?ın en enteresan yatırımları, herkesin yaptığını yapmak değil de özellikle yapılmamış olan ve şu anda yapılma ihtimali görülmeyenler oldu. Şimdilik ihtiyaç olmayan fakat ileride ihtiyaç duyulacak yatırımlar yapıyoruz. Bu nedenle de konteyner hattına da girdik çok da keyifli, güzel ve büyüyerek devam ediyor. Özellikle Kuzey Afrika ülkeleri, çok hızlı şekilde Türkiye?den mal alıyorlar fakat ihraç etmiyorlar. Bu yüzden bizim gemimiz dolu gidiyor, boş geliyordu. Şimdi bu gemiyi İtalya üzerinden çevirerek dolu gidip dolu gelmesini sağladık. Bu sistemin içerisinde konteyner hizmeti de vererek girilmemiş bakir alanlara da ulaşıyoruz.
Otomotiv lojistiğini deniz yolu ile sağlamayı düşünüyor musunuz?
Türkiye 2012 yılına kadar otomotiv konusunda avantajlı konumda fakat daha sonra maalesef Türkiye bu şansını kaybedecek. Biraz geç olmakla birlikte Türkiye?de 6-7 tane otomobil fabrikası var, bunlar daha önce sadece ülkemize yılda 30 bin civarında üretim yaparken bu rakam şimdilerde 1,5 milyon adete ulaştı. Türkiye ve civar ülkelere otomobil üreten fabrikalar haline geldiler. Türkiye?nin pazara yakın olması ve denizyolları sebebiyle hep tercih edildi ve tercih devam ediyor. Bunun da bir dağıtım şekli var. Karadan bir tıra 8 otomobil yükleyip de 1,5 milyon aracı götüremezsiniz. Trenle 150-200 tane götürebilirsiniz ancak bu da pahalı bir yöntem olur. Bunun en cazibi de denizyolu ile daha çok linerlar yapıyor. Son zamanlarda denizdeki maliyetlerin artması da sıkıntı yarattı. Ukrayna, Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Sırbistan, Çek Cumhuriyeti, Almanya?nın doğusu gibi ülkeler içinse deniz yolundan çok karayolu ve demiryolu cazip hale geldi. Reysaş da, Türkiye?den civar ülkelere karayolu ile ciddi bir taşıma yapıyor. Demiryolu ise bu senenin üçüncü çeyreğinde başlayacak. Biz denizyolu yerine alternatif karayolu ve demiryoluyla Türkiye?de üretilen bu araçları dağıtacağız fakat denizyolu düşünmüyoruz.
Avrupa?ya giden araçların yük bulup bulamaması ve gümrükte yaşadığı sorunlarla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?
Uluslararası taşımacılıkta dolu gidip boş dönmek ya da boş gidip dolu dönmek gibi bir standart yoktur. Türkiye?de de dünyada da gidiş ve dönüşler %100 oranında doludur. Bizim büyük bir sorunumuz yok. Reysaş uluslararası taşımacılıkta kendini pazarlayan minör işler yapan bir kuruluş değil. Bizim 8- 9 müşterimiz ve anlaşmalarımız var yıllık 10 bin sefer yapıyoruz. Bizim bir buçuk sene önce başladığımız Avrupa-Türkiye, Türkiye-Avrupa tren hattımız var. Bu hatta haftanın beş günü düzenli tren seferi yapılıyor. Örneğin 32 tır yerine 32 katarlık trenle, daha ucuz , daha kaliteli ve sorunlardan uzak bir taşımacılık hizmeti veriyoruz. Türkiye AB üyesi olmadığı için Türk tırları gümrük kapılarında vize ve geçiş sorunları yaşıyor. Beş sene önce kurduğumuz Reysaş Bulgaria ve Reysaş Belgium firmalarımızın sahip olduğu Avrupa Birliği araçları sayesinde herhangi bir belge sorunu yaşamaksızın Avrupa taşımalarımızı Bulgaristan ve Belçika üzerinden hızlı bir şekilde gerçekleştirebiliyoruz. Gümrükte yaşanan sıkıntılarla ilgili Türkiye?deki dernek gerekli çalışmaları yapıyor ve en kısa zamanda çözüleceğini umut ediyoruz.
?Ya liman yapacağız, ya da alacağız?
İzmit Körfezi?nde liman almayı düşünüyor musunuz? Bu yönde bir girişiminiz oldu mu?
Bir liman almayı ya da yapmayı düşünüyoruz ancak yer olarak henüz kesinleşmedi. Ticaretin yoğunlaştığı, depolarımızın, istasyonlarımızın, bağlantılarımızın olduğu yer açısından İzmit Körfezi?nde bir liman elbette doğru bir karar olur. Şu anda proje halinde İzmir ya da İzmit?te bir liman işine mutlaka girmeyi düşünüyoruz. Liman konusundaki eksikliğimizin farkındayız ve 2008?de bu körfezlerden birinde kendi limanımızın olacağını umuyoruz. Daha önce İzmir?de ihaleye girmiştik fakat iptal olmuştu. İzmir?de olursa başka bir konsorsiyumla hareket edeceğiz. İzmit Körfezi?nde ise sadece Reysaş?a it bir liman olacak.
Rusya?ya açılmayı düşünüyor musunuz?
Biz Rusya?ya uzun zamandır ilgi duyuyoruz fakat öncelikli hedefimiz Türkiye?deki sorunlara çözüm bulmak ve buradaki gelişimimizi sağlamaktı. Bunu gerçekleştirdiğimize ve artık yavaş yavaş farklı ülkelere de yatırım yapabileceğimize inanıyorum. Müşterilerimizden gelen talepler ve ihtiyaçların giderilmesine yönelik çalışmalarımız sonucu Rusya?da araştırmalar yaptık. Bu senenin ikinci ya da üçüncü çeyreğinde Reysaş Türkiye?nin ortak olduğu bir şirket olarak Rusya?da da operasyona başlıyoruz. Karlılık ve yapılabilirlik anlamında Rusya?nın büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda da Fas, Tunus, Sudan, Ukrayna, Romanya gibi ülkelere de yatırım yaparak bağlantılarımızı büyüteceğiz.
Özge KANDEMİR - PERŞEMBE ROTASI