Son dönemde doğalgaz keşfiyle gündeme gelen Doğu Karadeniz için liman projeleri de konuşuluyor. Demiryolu projeleriyle de Doğu Karadeniz'in ülkelere bağlanmasının ihracat rakamlarını artıracağı belirtiliyor. “Doğu Karadeniz Türkiye’nin mallarını Asya’ya bağlamak için bir merkez olur” diyen Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği Başkan Vekili Ahmet Hamdi Gürdoğan, lojistik olmadan sadece karayolu kullanılarak yapılan ticaret maliyetinin önlerini tıkadığına dikkat çekti: “Üretimi planlamamız lazım, yatırımı planlamamız lazım. Hedefler koymalıyız. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle kaplı. Lojistik master planı da yapmamız gerekiyor. Bunlar olmadan sadece rakamlarla günübirlik konuşursak, geleceği göremeyiz.”
- Bölgede ihracat durumu nasıl?
Doğu Karadeniz bölgesinden (Trabzon, Rize, Artvin ve Gümüşhane) 2021 yılında Ocak-Mayıs dönemine baktığımızda 641 milyon 414 bin 573 dolar tutarında ihracat yapıldı. Salgın sürecini de göz önüne aldığımız zaman Türkiye ortalamasının çok üzerinde yani yüzde 14 oranında bir artış yaşandı.
- Bu ihracatta hangi sektörler var?
Fındık mamulleri var birinci sırada. Yüzde 36 oranında artış yaşandı. Yaş meyve ve sebze ürünleri var, yüzde 77 oranında artış da oradan... Maden ve metal ürünlerinde ise yüzde 6 artış... Özellikle su ürünleri ihracatının üzerinde durmalıyız, Doğu Karadeniz’de su ürünleri ihracatında 5 yıl önceye göre yüzde 100 artış yaşandı.
PLANLAMADA ÖNCÜ ROL DEVLETTE OLMALI
- Planlama...
Devlet dediğimiz zaman Türkiye’nin bütününe hitap etmiş oluyoruz. Herkes üzerine düşen görevi yapacak. Koordinasyon toplantılarının öne alınması, bakanlar arasındaki diyaloğun fazlalaştırılması ve ortak koordinasyonla birlikte planlama gerekiyor. Aynı zamanda üreticinin girdi maliyetlerinde destek sağlayarak üretenin korunmasını, tarlaya tekrar dönüşünü sağlamış durumda. Hangi üründen ne kadar dikileceğinin planlamasını devletin yapması gerekmez mi? Planlamaya karar verecek yerin devlet ve ilgili bakanlıklar olması lazım. Bunun yanında sivil toplum örgütlerinin, üretim ayağındaki tarım birliklerinin, üretici birliklerinin fikrinin alınması lazım. Dünya pazarında ürünlerimizin yerini alması için markalaşmaya da gitmemiz lazım.
- Bu planlamayı sektörler, üretici ve bakanlıklar birlikte yapmaya hazır mı?
Türkiye’de ihracatçıların sektör kurulları var. Biz devamlı olarak ilgili bakanlıklarla senelerdir toplantılar yaparız. Ama aynı sorunu masaya 10 kez getirdiğimiz zaman bıkkınlık geliyor. Burada mühim olan o sorun hallolmadan o masadan kalkılmaması. Sektörün sorunlarını çözmedikten sonra devamlı büyüyor. Büyüdüğü zaman da biz o yumağın büyümesini seyrediyoruz ve gelecekte o yumağı çözmekte sıkıntı çekiyoruz. Burada herkesin görevini yapması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
- Beş kez İpek Yolu'na ilişkin etkinlik düzenlediniz. Özellikle Türkiye’nin Asya açılımını ilgilendiren konularda... Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği İpekyolu’ndan ne bekliyor?
İpekyolu İşadamları Zirvesi’nin 5'sini yaptık. İpek Yolu’nun merkezi tarihsel sürecine baktığımız zaman Trabzon’a geliyor. İpek Yolu ülkeleriyle beraber Asya ticaretinde Trabzon lojistik üstünlüğünü, gerektiği kadar kullanamıyor. Lojistik olmadan sadece karayolu kullanılarak yapılan ticaretin maliyetleri bizim önümüzü tıkıyor.
- Şu an lojistikte ne durumdasınız?
Türkiye çok geride. Basit bir örnek vereyim. 200 km ötemizde Batum var. Batum’dan bir tren vagonu 40 ton yük aldığı zaman ortalama olarak 2500 dolara gidiyor. Türkiye’den TIR yolladığım zaman 5000 dolara gidiyor. 18 ton yük oluyor. 10 bin dolarlık yükü 2500 dolara tren yoluyla getirebiliyorum. Lojistik maliyetinden üretici ve ithalatçı o maliyeti kendisi kazandığı zaman, karşısındaki ülkelerle rekabet şansı fazlalaşıyor. Kazakistan ve Özbekistan’a yeni açtığımız kapıdan ticaret yapıyoruz. Ama geçiş belgesi yok. Biz o ülkenin aracına ne kadar yük verirsek o ülke de bizim aracımıza o kadar geçiş belgesi veriyor.
Sinan SUNGUR – İlyas GÜMRÜKÇÜ / AYDINLIK
LOJİPORT