Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün açıkladığı ‘Güçlü ve Dengeli Büyüme için Yapısal Dönüşüm’ başlıklı eylem planında iki ayrıntı, bir hayli dikkat çekti ve tartışıldı.
Bunların ilk şehir merkezlerine ücretli giriş uygulaması olurken, diğeri de servislerin kaldırılmasına yönelik öngörülen düzenleme oldu. Bu düzenlemeyle servis araçlarının kapasite, güzergâh ve araç teknolojileri yeniden değerlendirilecek. Düzenlemeyle, raylı sistem hattı üzerinde bulunan iş yeri, üniversite ve okul servislerinin kaldırılması planlanıyor. Servis konusunda hükümet “Kimse mağdur olmayacak” derken, Milliyet’e konuşan ulaşım uzmanları, bazı çekincelerini dile getiriyor. “Şehre ücretli giriş” olarak tanımlanan sistemin ise dünyada farklı uygulamaları bulunurken, bunların bir kısmının başarılı bir kısmının da başarısız olması dikkat çekiyor. Bununla birlikte sistemin uygulama biçimi de büyük önem taşıyor.
Öğrenci binecek kamu kusura bakmayacak...
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, öncelikli dönüşüm programları çerçevesinde gündeme gelen, servislerin kaldırılacağı yönündeki tartışmalara ilişkin olarak öğrenci servislerinden taviz verilmeyeceğini, ancak metro hattının bulunduğu güzergahlarda kamu personeli servislerinin gözden geçireleceğini söyledi. A haber’de soruları yanıtlayan Babacan, bir şehirde A noktasından B noktasına kadar metro hattı varsa, burada servise ihtiyaç olmadığını söyledi.
‘Güzergâhlar hat hat incelenecek’
Devletin bu hatlara milyarlarca dolar yatırım yaptığına dikkati çeken Babacan, şöyle devam etti:
“Devlet milyarlarca dolar yatırım yapacak, bir de yer üstünde, aynı alanda servis çalıştıracaksınız. Şu olur. Metronun ulaşamadığı çok mahalle var. Hele hele okul servisleri. Öğrenciler, söz konusu olduğunda bu asla söz konusu değil. Yani öğrencilerimizin okula ulaşımında, servis konusunda taviz vermeyiz. Ama diyelim ki bir kamu kuruluşumuzun personeli servisle gelip-gidiyor. Servis kullandığı hatta devlet metro yatırımını yaptıysa, artık kusura bakmayacak. Bunlar hat hat incelenecek ve kimse mağdur edilmeyecek.”
Babacan, “Her yıl kamuya yeni personel alınıyor. Yeni çalışanların bir kısmının servis ihtiyacı var. Servisçiler zaten büyüyecek. Yani burada ne servisçiler tedirgin olsun, ne de okula giden yavrularımız” dedi.
‘Halka mutlaka sorulmalı’
Şehir merkezlerine girişin ne zaman paralı olacağına ilişkin değerlendirmede de bulunan Babacan, bazı şehirlerde bunun bir uygulaması yapılacağını, bazı belediye başkanlarının bunu çok istediğini kaydetti. Babacan, “Nihayetinde bunun kararının şehir şehir verilmesi gerekiyor. Halkımıza mutlaka sorulmalı. Şimdiye kadar bu konunun uygulamaya geçtiği her şehirde, o şehirde oturanlar bunu çok istedi. Kamuoyu yoklamalarıyla bunlar yapılabilir. Böyle bir talep varsa ondan sonra uygulamaya geçmek lazım. Yoksa ‘Biz böyle istedik, bundan sonra böyle olacak’ gibi bir yaklaşım yok. Kasım 2014’ten Aralık 2018’e kadar geniş bir alan verdik” diye konuştu.
Her kentin farklı bir uygulaması var
Dünyada kent merkezlerine ücretli giriş sistemi 10 yıldan fazla süredir uygulanıyor. Türkiye’de de bu konu, önceki yıllarda özellikle İstanbul için birkaç kez düşünülmüş ama sonrasında rafa kalkmıştı.
Ücretli giriş, çevreci kaygılar ve tarihi bölgeleri koruma gibi nedenlerle türetildi. En bilinen örnekleri ise Londra, Stockholm, Milano ve Roma’da. Singapur, Brezilya ve Çin’de benzerleri bulununurken, ABD’de yeniden uygulanması tartışılıyor.
Londra merkezinde trafik yoğunluğunu azaltmak amacıyla uygulanan sistemde, hafta sonları ve resmi tatiller hariç belirli saatlerde bu bölyeye giren araçlardan 12 sterlin alınıyor. Ücret, otomatik plaka tanıma sistemiyle tahsil ediliyor ve toplu taşıma sistemi için kullanılıyor. Elektrikli ve hibrit motorlu araçlar muaf.
Başka ülkelerde bu ücretler etiket, yıllık vergilere ekleme veya yüksek park ve plaka ücreti yoluyla alınıyor.
Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı
Bahçeşehir Üniversitesi Ulaştırma Mühendisliği Bölüm Başkanı
‘50 BİN SERVİS ARACI 20 SAAT BOŞ DURUYOR’
“Servislerle ilgili düzenlemeyi takdirle karşılıyorum. 50 bin servis aracının 25 bini Boğaz Köprüsü’nü boş geçiyor. 4 saat çalışıyor ve 20 saatte de park edip yolların 1 şeridini kapatıyorlar. Otomobillerin yüzde 80’inde bir kişi var, taşıma payları ise yüzde 10.
Servislerin kaldırılıp, esnafın mağdur edilmesi gibi bir niyet yok. Kaldırın denildiğinde, bu kalkmaz. Gelişmiş hiçbir şehirde servis aracı yok, muazzam toplu taşıma sistemleri var. Biz o seviyelere gelene kadar pilot uygulamalar olacak. Örneğin, servislerin köprü geçişi kalkacak. Deniz entegrasyonu sağlanmalı. Şu anda metro yüzde 20 kapasiteyle çalışıyor. Metro sistemine lastik tekerlekliyi entegre etmemiz lazım. Kısa mesafelerde yeni hatlar gerekir. Bunu İETT yapıyor, diğerleri yapmıyor. O da trafik sıkışıklığına neden oluyor. Bunun İstanbul’a bir yıllık maliyeti 6 milyar lira.”
Prof. Dr. Haluk Gerçek
İTÜ İnşaat Fakültesi Ulaştırma ABD üyesi
‘SERVİSLER KALDIRILSIN DA RAYLI SİSTEM YETERLİ DEĞİL’
“Servis araçlarının kaldırılması, prensipte yanlış değil. Ancak her yere raylı sistemle ulaşmak mümkün değil. 2023 planında 600 kilometre olacak deniyor ama şu anda bu rakam 140 kilometre civarında. Dolayısıyla servislerin kaldırılması mümkün değil. Dikkatli planlama gerekiyor. Raylı sistemle erişilebilecek noktalarda böyle bir planlama yapılabilir. Mevcut raylı sistemlerin taşıdığı yolcu sayılarında ciddi bir artış olur.
Türkiye’de özellikle İstanbul’da servis kullanım oranı oldukça yüksek. Toplu taşımaya neredeyse yakın miktarda servislerle yolcu taşınıyor. İlkokul çağındaki çocuklar için özellikle, eskiden her aile evine en yakın okula gönderiyordu çocuğunu. Şimdi çok uzak okullara gidiyorlar. Servis araçları Sabah ve akşam saatlerinde kullanılıyor. Raylı sistem bütün kente yayıldığında, kademeli olarak kaldırılması uygun olur.”
Hamza Öztürk
İstanbul Umum Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası
‘SERVİS ŞOFÖRLERİ METROYA KARŞI DEĞİL’
“Öncelikle raylı sistemin olduğu güzergahlarda düzenlemenin yapılacağından bahsediliyor. Daha önce de yapıldı, bugün de yapılıyor, yarında yapılacak. Servisler kökünden kalkacak diye bir şey yok. Bu mümkün de değil! Servis sektörü bir arz talep meselesidir. Talep edildikçe servisçi olacaktır. Talep olmazsa zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Haberleri görerek sokağa çıkalım diyen esnaf da oldu. Daha sakin, itidalli olan esnaf da var. Biz herhangi bir tepki ve oluşumun içerisine girmeyeceğiz. Habipler tramvay hattı açıldığında taşıdığımız öğrenci sayısında ciddi azalma oldu. Metronun olmadığı yerlerden öğrenci kayıtları gelince, bizim arzımız başka hatlara kaydı. Hiçbir servis şoförü metroya, Metrobüs’e, Marmaray’a karşı değil. Düzene uyarız. Düzen sağlanırken sistemi çok iyi okumak lazım.”
ARİF BALKAN – MİLLİYET
LOJİPORT