“Biz kaybedersek herkes kaybeder”

Kaçakçılık bahane edilerek Mersin Limanı ile Serbest Bölge arasındaki 10 metrelik geçiş koridorunun, Gümrük Bakanı Canikli’nin şifai talimatı ile...

Kaçakçılık bahane edilerek Mersin Limanı ile Serbest Bölge arasındaki 10 metrelik geçiş koridorunun, Gümrük Bakanı Canikli’nin şifai talimatı ile bir gecede kapatılmasının ardından geçen yaklaşık 3 haftada 300 milyon dolarlık kayıp yaşandı.

Mersin Serbest Bölge Kullanıcıları Derneği Başkanı Ekrem Sağlam, “Biz kaybedersek herkes kaybeder. Şuan Mersin’den 6 firma başka ülkelere gitti” diyerek, yöneticileri koridoru bir an önce açmaya, kenti de kendilerine sahip çıkmaya çağırdı.

Mersin Serbest Bölgesi, Mersin Uluslararası Limanı'yla bitişik konumda olup, liman içerisinde “koridor” adı verilen bir karayoluyla bağlantılı olup, bu uygulamanın Türkiye’de başka örneği bulunmamakta. Koridor yük trafiğini olumlu yönde etkilerken, yük sahiplerine de zaman tasarrufu sağlamakta.

Ancak yaklaşık 3 hafta önce; Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin, Mersin’de yaşanan kaçakçılık olaylarını bahane ederek bir gecede, ‘yaptım oldu’ mantığı ile kapatılan koridor iş dünyasına büyük kayıplar yaşattı. Liman ile Serbest Bölge arasındaki 10 metrelik koridorun kapanması 3 haftada 300 milyon doları aşan kayba neden olurken, ihracatçılar farklı ülkelerdeki Serbest Bölgelere kaçmaya başladı.

“DIŞ TİCARET AÇIĞI VE İSTİHDAMIN İLACI BİZİZ”

Mersin Serbest Bölge Kullanıcıları Derneği (MESBAK) Başkanı Ekrem Sağlam ise konuyla ilgili gazetemize konuşarak, önemli mesajlar verdi.

Öncelikle hükümetin 2023 yılında hedeflediği 500 milyar dolarlık ihracat hedefini hatırlatan Sağlam, bu hedefe ulaşılmasındaki en büyük iki engelin dış ticaret açığı ve istihdam sorunu olduğunu anımsattı. Dış ticaret açığı ve istihdamın en büyük ilacı olan serbest bölgelerin öneminin Türkiye’nin can alıcı meselesi olduğunu dile getiren Ekrem Sağlam, bu nedenle serbest bölgelerin önündeki engellerin kaldırılması adına son dönemlerde ciddi çalışmalara imza atılmaya başlandığını kaydetti.

“KORİDOR 28 YILDIR KULLANILIYOR”

Koridorun kapatılmasının yıllık 3.7 milyar dolar ticaret hacmine sahip Serbest Bölge’ye büyük darbe vurduğunu ve limandaki işleyişi de aksattığını söyleyen Sağlam, “Bu koridor 1987 yılından buyana kullanılmaktadır. 10 metre uzunluğunda ve bir TIR’ın geçebileceği bu koridor ile limana gelen yükler aynı gün Serbest Bölge’ye çekilebilmektedir. Ayrıca liman ile böle mevzuatı da aynı olduğu için iş dünyası bürokrasiye de takılmamaktadır. Koridorda bir güvenlik noktası bulunmakta ve geçecek konteynerler ile ilgili inceleme de yapılmaktadır.

“LİMANDAN BÖLGEYE GEÇİŞ EN İYİ ŞARTLARDA 3 GÜN”

Ancak koridorun kapatılması ile birçok sorun birden baş göstermiştir. Örneğin Serbest Bölge ile liman arasında zaten kör düğüm olan ve yıllardır çözülemeyen trafik sorunu tıkanma noktasına gelmiştir. Bu güzergahta uzun araç kuyrukları yaşanmaktadır. Koridor kapatıldığı için limana gelen yükler, söz konusu konteyneri yükleyebilecek araçlar bulunarak 2 kilometre dışarıdan dolanıp Serbest Bölge’ye girmeye çalışmaktadır. Bunun oncunda koridor açıkken aynı gün bölgeye çekilen malların Serbest Bölgeye ulaşması en iyi şartlarda 3-4 gün sürmektedir.

“BOZULAN ÜRÜNLER ÇÖPE GİDİYOR”

Limana gelen malların Serbest Bölge’ye girişinde uzayan süreler ürünlerin bozulmasına, dolayısıyla da iş insanlarının kayba uğramasına neden olmaktadır. Örneğin başta muzcular ve tavukçular yaşanan gecikmeler nedeniyle ürünlerini çöpe atmak zorunda kalmıştır.

Öte yandan limanda bekleyen konteynerler için Mersin Uluslar arası Liman İşletmeciliği A.Ş. (MIP), bekleme ücreti almaktadır ki bu da ekstra maliyet demektir. Koridorun kapatılması nedeniyle de konteynerler aynı gün Serbest Bölge’ye çekilememektedir. Yani haybeye limana ardiye ücreti ödenmektedir.

“MALİYET ARTTI”

Ayrıca konteynerleri limandan bölgeye getirmek için koridor açıkken rahatlıkla 120 TL’ye araç bulunurken, şimdi dışarıdan 2 kilometre dolaşmak zorunda kaldığımız için hem araç bulamıyoruz, hem de araç bulsak bile daha yüksek ücret talepleri ile karşılaşıyoruz, Konteynerler limandan çıkıp serbest bölgeye girmeye kalktığında ayrıca birde gümrük işlemlerine muhatap kalıyoruz. İşte tüm bunlar maliyetleri onlarca kat arttırırken, süreleri uzatmaktadır. Ticaret bunu kaldırmaz” diye konuştu.

“6 FİRMA BAŞKA ÜLKELERE GİTTİ”

Koridorun Gümrük Bakanı Canikli’nin şifai talimatı ile bir gecede kapanmasının ardından 3,7 milyar dolar yıllık ticaret hacmine sahip Serbest Bölge’nin 2 haftada 300 milyon doları aşan bir kayıp yaşadığının altını çizen MESBAK Başkanı Ekrem Sağlam, ayrıca bölgedeki 450 firmadan 6’sının da farklı ülkelerdeki serbest bölgelere gittiğini açıkladı. Koridorun açılmaması halinde bölge ihracatının daha da düşeceğinin, bu durumdan limanında olumsuz etkileneceğinin ve iş dünyasının farklı ülkelere kaçışının da süreceğinin altını çizen Sağlam, “Yaşanan kayıpların büyüklüğü Ocak ayında daha iyi görülecek. Göz göre ülkemizin, bölgemizin, kentimizin bu yanlışa kurban edilmesine sesiz kalmamalıyız. İnsanlar ha çözüldü, ha çözülecek diye dişini sıkıyor. Ancak bu şartlarda; para da, işadamı da kuş gibi uçar gider. Türkiye’nin iki kamburu olan dış ticaret açığı ve istihdamın ilacı olan serbest bölgelere destek alınacağına, köstek olunuyor.

“HIRSIZLIK YAPMAK İSTEYEN YİNE YAPAR”

Bir usulsüzlük, hata, sıkıntı, yanlış var ise düzeltelim. Ama pire için yorgan yakmayalım. Yasak zihniyeti ile bu işler olmaz. Bugün zaten Serbest Bölge’nin etrafı iki metre beton duvarlarla örülü olup, bunun üzerinde de bir metre tel örgü bulunmaktadır. Ayrıca bölge etrafında 103 adet gece görüşlü kamera mevcut olup, özel güvenlik görev yapmaktadır.

Hırsızlık, usulsüzlük yapacak insan limandan çıktıktan sonra bölgeye gideceği 2 kilometrelik yolda da bu niyetini uygular Çözüm koridoru kapatmak değildir. Dünya serbest bölgelere kayarken, bürokratik işlemler gün geçtikçe azalırken, biz zaten sıkıntılar yaşanan Serbest Bölge’nin önüne daha çok engel koyuyoruz. Bu durum mevcut hükümet politikasına da aykırı bir durumdur ve tutarsızlıktır. 2023 hedeflerine ulaşabilmek için Serbest Bölgelere daha çok destek olunmalı, önleri açılmalıdır” diye konuştu.

“BAKAN KİMSEYİ DİNLEMİYOR”

Koridorun kapatılmasından bir gün sonra lobi çalışması için ilgili kurum ve kuruluşlar ile irtibata geçtiklerini de ifade eden Ekrem Sağlam, “İlk olarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı orta Akdeniz Gümrük Başmüdürü Murat Kahraman, ardından Mersin Valisi Özdemir Çakacak, iktidar partisi İl Başkanı İsmail Taşpınar ile görüşerek konuyu anlatıp, destek istedim. Ayrıca ülke genelindeki diğer 18 serbest bölgenin başkanları ile bir araya gelerek Mersin milletvekillerimizi ziyaret ettik. Sonrasında Serbest Bölgeler Genel Müdürü, ekonomi ve gümrük bakan yardımcıları ile görüşüp, konuyu ilettik. Son olarak ise konuyla ilgili Gümrük Bakanı Nurettin Canikli ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan randevu talep ettik.

“BU SORUN HEPİMİZİN”

Ancak gördük ki hiç kimse konuya müdahale edemiyor. Bakan beye ne anlatıldı bilmiyoruz ancak nasıl böyle bir şifai talimatla bu koridor kapatıldı anlayabilmiş değiliz. Bakan beyin konuyla ilgili hiç kimse ile görüşmek istememesini de anlayamıyoruz. Ama bizler açıklama yapılmasını ve çözüm için masaya oturulmasını istiyoruz. Tecrübemizi, fikrimizi ortaya koyup çözüm için ortak noktada buluşmak istiyoruz. Lobilerimiz ile kanunlara yön verecek durumdayken, küçük bir koridor sorununu çözemiyoruz. Ve bu yüzden de ülkemiz, bölgemiz, kentimiz ciddi kayıplar yaşıyor ve bu gidişle yaşamaya da devam edecek, hem de fazlasıyla. Bu nedenle bu sorun sadece ihracatçının veya iş dünyasının değil tüm kentin sorunu olmalı, bizlere sahip çıkılmalı ve sesimizin duyulması için destek verilmelidir” şeklinde konuştu.

Hediye EROĞLU – MERSİN/LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Deniz Ticareti Haberleri

Bankalar Galataport'a ortak oldu
Med Marine, filosuna yeni bir römorkör daha ekledi
Erkport, Çin’den İstanbul’a yeni bir dönemi başlatıyor
"Gemiler, sac kalınlıkları uygun olmadığı için Karadeniz'de batıyor"
Türkiye’nin ilk Ro-Ro’larını inşa eden Alman tersanesi iflas etti