Teknenin pis su deposundaki suyu arıtarak denize bırakan sistem karadaki arıtma tesisleri ile aynı prensipte çalışıyor ancak arıtma sırasında marin kimyasallar kullanılıyor.
Uzun seferlere çıktıklarında her yerde atık alım istasyonu bulamadıkları için teknede arıtma sistemi kurmaya karar verdiklerini anlatan firma sahibi Barbaros Güneş “ büyük tekneler altyapı olarak bu arıtma tesisini kurmaya uygun tekneler. Bu yatlarla biz Yunan Adaları dahil çok uzun seferlere çıkıyoruz. Teknedeki atığı her yerde verebileceğimiz istasyonları bulmamız mümkün değil. Bu ihtiyaçtan dolayı arıtma sistemi kurmayı uygun gördük” diye konuştu.
Yasal zorunluluk olmamasına karşın yaklaşık 10 bin Euro ödeyerek teknelerine arıtma sistemi yaptıran Güneş, arıtma sayesinde çok rahat ettiklerini vurgulayarak “denizden para kazanan ve denizi seven insanlar olarak, mavi kart uygulamasının henüz oturmadığı bölgelerde pis suyumuzu ne yapacağız diye düşünmüyoruz. Pis suyumuzu arıtıp denize bırakıyoruz. Arıtılan su kullanılabilir nitelikte” dedi.
Yat sektörünün çok hızlı büyüdüğüne dikkat çeken Barbaros Güneş “mavi yolculuk gibi bize özel bir ürün dünyada bir marka. Bu sektör gittikçe büyüyor. Teknelerin ebatları da büyüyor. Buna bağlı olarak deniz trafiği yoğunlaşıyor. Her ne kadar deniz kirliliği yüzde 95 kara kaynaklı olsa da bizler denizden kazananlar olarak denizlerimize, koylarımıza sahip çıkmalıyız. Bu konuda yasal bir zorunluluk getirilmesi iyi olur. Özellikle belli bir metrenin üzerindeki teknelerde arıtma tesisi ile ilgili bir altyapı kurmaya uygun bir alan olduğu için buna yasal bir zorunluluk getirilmesi çevre açısından faydalı olacaktır” diye konuştu.
Ünal BENLİALPER-www.lojiport.com