Ağır kaldırma ve taşımacılık sektörünün lider markası Hareket Proje Taşımacılığı ve Yük Mühendisliği, en fazla iş aldığı Hazar Havzası’na sürekli taşınmak yerine kaleyi içten fethetmeyi seçti. Firma, Hazar Havza’sının en önemli sıkıntılarından olan donanımlı limanı kendi olanaklarıyla yapacak. Böylece entegre proje lojistiği hizmetini yerinden vermeyi planlayan firma yönetimi, bölgenin diğer ülkelerine ulaşmak için de tesisi aktarma limanı olarak kullanmak arzusunda.
“Limanımızda en iyi hizmeti en uygun şartlarla vereceğiz”
Genel Müdür Engin Kuzucu’nun bölgede iş yapacak Türk lojistik firmalarına da bir çağrısı var: Kuzucu, “Buradaki lojistik firmalarının da yararlanacağı çok değerli bir liman yaratıyoruz. Gelsinler limanımızı kullansınlar, biz onlara aynı dili konuşan bir firma olarak en iyi hizmeti en uygun şartlarla vereceğimizi garanti ediyoruz” diyor.
İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Gürkan Doğan da, yerinden hizmet vermenin çok daha verimli olacağını düşündüklerinin altını çizerek şu bilgileri paylaştı:
“Yerelden hizmet vermenin çok daha verimli olacağını düşünüyoruz. Artık dünyanın herhangi bir noktasında aldığımız işler için Türkiye’den mobilize olup gitmek yerine orada olmayı tercih ediyoruz. Bu bize birtakım vergi avantajları ve gümrükte yaşayabileceğiniz bazı sorunları devre dışı bırakma avantajını da beraberinde getiriyor. Yurtdışı yapılanmalarımız da böyle başladı. BAE ve Dubai’de kendi makine parkı ve mühendislik ekibimizle hizmet veren yerel Hareket şirketimizi kurduk. Ardından Özbekistan’daki projelerimiz için ayrı bir şirket daha kurduk. Ekim ayı içinde 200 megawatlık bir santralin 65 rüzgar türbinini taşıyacağız. Bunun için Ukrayna’da yeni bir şirketimiz olacak. Irak’ta faaliyet gösteren bir şirketimiz var. En önemli hamle olarak da Kazakistan’da aldığımız limandan işlerimizi yürüteceğiz. Yerelden verdiğimiz tekliflerde indirimler nedeniyle çok daha rekabetçi fiyatlar verebiliyoruz. Müşterilerimizin ekipmanlar taşınırken yaşanacak bir maliyetten kurtulmak istemeleri gibi de bir gerçek söz konusu. Bunları üst üste koyduğunuzda yurtdışında yapılanmanın önemi ortaya çıkıyor.”
Kazakistan’ın kendileri için tam bir entegre proje lojistiği hizmeti olduğunu belirten Doğan, “Hazar Havzası’nın en önemli sıkıntılarından bir tanesi, buradaki limanların nitelik ve nicelik yönünden yeterli olmamasıdır. Sayısal olarak çok fazla liman bulunmuyor. Olanların da tahliye kapasiteleri ve terminal hizmetleri konusunda ciddi sıkıntıları var. Limanın işletme hakkını 5+5 yıllığına satın aldık. Bu bölgede yapılan petrol, doğal gaz ve denize komşu olmayan ülkeler üzerinden gelmesi gereken yükler için yeterli liman kapasitesinin olmaması bu bölgelere vermemiz gereken lojistik desteği sınırlandırıyor ve pahalı hale getiriyor. Dolayısıyla bir limana tabi olmak zorunda kalıyorsunuz. O limanın maliyetlerine ve o limanın uyguladığı hizmet şekillerine tabi kalmak mecburiyetinde oluyorsunuz. Örneğin, Özbekistan’da Çalık Enerji’nin bir çevrim santral projesi vardı ve biz o projenin ağır taşımalarından sorumluyduk. Şimdi sözleşmesini imzaladığımız bu limandan 2.500 kilometre mesafeye 300 tona varan modülleri taşıdık. Aslında bu limanı bulmamıza da işte bu taşıma vesile oldu diyebiliriz” açıklamasını yaptı.
Limanı önemli kılan en önemli etkenin coğrafi konumu olduğunu vurgulayan Gürkan Doğan, “Bizim hedefimiz, proje yüklerini buraya çekmek olacak. Burasının standart dışı yükleri de elleçleyebilecek bir yapıda olması lazım. İnsan habitatının olduğu yerler bizim için proje maliyetini artıran yerlerdir. Liman, Aktau’ya 130 km mesafede olduğu için bakir bir yer olarak nitelenebilir. Mesela, küresel rakiplerimizden bir İngiliz firması en ağır yükü bu limandan almıştı. Öncelikle nicelik ve nitelik yönünden bu tip limanların bölgedeki a z olması nedeniyle bir rekabet ortamı oluşacak. Siz tekel bir limana gittiğinizde onun belirlediği tarifelere ve zamana uymak zorundasınız. Bu bakımdan limanımızı tercih edenlerin Türkiye’deki açık deniz limanlarının verdiği hizmet kalitesinde hizmet alacaklarını garanti edebiliriz. Örneğin X projesi için yapacağınız en küçük bir gecikme kümülatif bir gecikmeyi beraberinde getirir, projenin zamanlandığı tarihte bitmesi çok önemli. Biz buraya gelen lojistik firmalarımızın böyle bir üretim kaybı yaşamalarına kesinlikle izin vermeyeceğiz. Bizim limanımızda daha profesyonel hizmet alacakları için bir demoraj yaşamayacaklarını söyleyebilirim. Hareket ile bir kere çalışan çalışmaya devam eder. Karşılıklı yıllarca çalıştığımız güvenin Kazakistan’a da taşınacağına inanıyoruz. Bu da maliyetlere de sirayet ederek daha rekabetçi olmaları sonucunu getirecektir. Dolayısıyla müşteri sizinle masaya oturduğunda tüm bu hizmetleri tek bir elden alabiliyor. Bir adım sonrası Türkiye’de bir limanı da bu işe entegre etmek olabilir. Çünkü Volga ve Don nehirleri üzerinden gelen birçok yük büyük hatlarla buraya geliyor ve buradan nehir tipi gemilere ya da barçlara aktarılarak bölgeye gidiyor. Burası aslında yükün bir moddan başka bir moda geçtiği nokta olarak da tanımlanabilir” ifadelerini kullandı.
Selçuk ONUR - LOJİPORT