Büyük depremin 10'uncu yılı ve lojistik yönetimi

Oruç Kaya

Bugün 17 Ağustos 2009 ve binlerce vatandaşımızın ölümüne yol açan büyük depremin 10’uncu yılı. Doğal afetlerin ve özellikle depremin ne zaman olacağını kestirmek mümkün değil. Ancak; bunların etkilerini azaltmak mümkündür. Yardıma ihtiyaç duyan insanlara nasıl yardım yapılacağı çok önemlidir. İşte bu noktada, Lojistik Yönetimi devreye giriyor. Arkadaşlarım ve eşim (o zaman nişanlıydık) ile birlikte depremin ertesi günü Yalova’ya gittik. Yıkıntılar arasında iki kişinin kurtarılmasını sağlayan yabancı kurtarma ekiplerine tercümanlık yaptık ve onların ulaşımlarına yardımcı olduk. Herkes ama herkes yardım edebilmek için çırpınıyordu. İnanılmaz malzeme ve insan akışı vardı. İşte her şey bu noktada tıkanıyordu. Plansızlık (biz de kendi kafamıza göre yol çıkmıştık) ve kimin ne iş yapacağının bilinmemesinden kaynaklanan problemler nedeniyle yardım malzemeleri, ihtiyaç duyanlara ulaştırılamıyor veya kullanımına sunulamadan ziyan oluyordu. 19 Ağustos 1999’da 5-6 kamyon ekmek ve sütün Yalova Stadı’nın ortasına yığıldığını gördüm. Neden burada duruyor diye sorduğumda “bilmiyoruz deprem sabahı birileri getirmiş sonra buraya yığıp gitmişler” cevabını aldım. Sütler, sıcağın etkisiyle bozulmaya başlamıştı ve ekmeklerde küfler görülüyordu. Ekmeklerin içinden temizlerini bulmaya çalıştık ve bazı köylere dağıtmak istedik. Herkes “Herkes ekmek getiriyor. Başka şeylere ihtiyacımız var” diyorlardı. Etkin bir lojistik yönetimi olmadığı için yardımlar, ihtiyacı olanların kullanımına sunulamıyordu. Doğal afetler sonrası yardıma muhtaç kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması, bunların mümkün olan en kısa sürede ama en doğru şekilde ulaştırılması, dağıtılması ve ayrıca akışın sürekliliğinin sağlanması için etkin ve etkili Lojistik Yönetimi gereklidir. Lojistik sektöründe yer alan firmalar, lojistik operasyonların sunulmasında yardımcı olan firmalar ve hatta lojistikte dış kaynak kullanmayan firmalar nasıl yardımcı olabilirler? Yoksa her şeyi devlet mi yapmalıdır? Bu firmalar ticari hayattaki uzmanlıklarını, bilgilerini, tecrübelerini, insan kaynaklarını ve alt yapılarını deprem sonrası lojistik yönetiminin planlanması ve gerçekleştirilmesinde kullanabilirler mi? Depolarda belli bir m2’lik alan afet sonrası ihtiyaç duyulacak malzemelerin stoklanması, kontrolü ve yönetimi için ayrılabilir mi? Kullanım süresi geçmiş bazı sıhhi malzemelerin veya yiyeceklerin bildirimini yaparak ilgili kurumlardan yenilenmesini isteyebilir mi? Filolarında bulunan birkaç aracı nereye göndereceği konusunda deprem öncesinde resmi makamlarla planlama yaparak deprem sonrası vakit geçirmeden ilgili yerlere gönderebilir mi? Yurt dışı nakliyesi yapan firmalar örneğin Avrupa’dan yardımları konsolide ederek Türkiye’ye getirebilir mi? Deprem bölgesinde ki atık malzemeler geri getirilebilir mi? Şirketlerin lojistik uzmanları resmi kurumların afet yönetim merkezlerinde görev alarak bilgilerini aktarabilirler mi? Ve niceleri ….. Her şeyi devletten bekleyemeyiz. Hepimiz, bu topraklardan ve bu insanlardan kazandıklarımızı yine bu topraklara ve vatandaşlarımıza geri ödemekle yükümlüyüz. 17 Ağustos’u (ve öncelerini) unutmayalım, unutturmayalım. Belki o zaman bize veya sevdiklerimize bir şey olmamış olabilir ama bir sonrakinde olmayacağının garantisi var mı? Son Cümle! Lojistik hizmet üreten firmalar doğal afetlere ne kadar hazır? Deprem esnasında neler yapacaklarını biliyorlar mı? Deprem sonrası operasyona ve müşterilerine hizmet vermeye ne zaman ve nasıl başlayabilirler? Bunları planladılar mı?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.