Denizcilik sektörümüzün önde gelen bütün kuruluşları ekonomik krizin olumsuz etkilerinden kurtulup, yeniden toparlanma ve kalkınma staretejilerini belirlerken, programlarındaki en önemli konulardan birisi, istihdam ve sosyal güvenliğe ilişkin yasalarda yapılacak yeni düzenlemeler olmalıdır. Bu önemli iki konu, toplumsal barışın ve huzurun sağlanmasında etkin rol üstlenmiştir. Bununla birlikte, işçi ücretlerindeki adaletli rakamın sağlanması da yaşam standartlarını yükselteceği gibi, sektöre saygılık ve güven getirecektir. Denizcilik misyonumuzun sahip olduğu sosyal, ekonomik ve kültürel değerlerin güncelliğini koruyabilmesi için üretilen ulusal içerikli politikaların kesintisiz ve zamanında uygulanması gerekir. Bununla birlikte sektöre düzenli olarak bilgi akışının sağlanması ve teknolojik gelişmelerin aktarılması onun rekabet gücünü arttıracağı gibi, Dünya deniz taşımacılığındaki manevra yeteneğini de geliştirecektir. Denizciliğimizin tarih boyunca örgütsel anlamda sahip olduğu kültür birikiminin zayıf ve kopuk bağlarının günümüzdeki yansımaları çok ağır olmaktadır. Sektördeki bütün iş kollarında yaşanan bu kadar çok olumsuzluk karşısında ortaya çıkan ihmaller zincirindeki acı gerçekler karşısında ilgisiz kalıp, gerekli ekonomik ve sosyal içerikli önlemleri alamazsak, yenilgiyi baştan kabul etmiş oluruz. Denizcilikte üretim, ticaret ve taşımacılık sektörlerinde uluslar arası etkinliği olan ülkelerin kalkınmışlıklarının en belirgin özelliği, çağdaş uygarlık seviyesine ulaşmış olmalarıdır. Bilgiye, düşünceye, bilime, teknolojiye ve sanayiye yeterli ve planlı yatırımları yapmakta gecikerek ilgisiz kalan Türk denizcilik sektörünün bugün içinde bulunduğu bunalım yıllarından güçlenerek çıkabilmesi için, acil gereksinim duyulan koşulların alt yapılarının hemen hazırlaması gerekecektir. Bu planlamalar dönemler halinde ve hedef belirlenerek çağdaş bilim kriterlerinin öngördüğü şekilde ve özgürce yapılmalıdır. Geniş organizasyon ağı içinde yaygınlaşarak hazırlanacak olan programlarda popülist politikalardan uzak durulmalıdır. Yenilikçi ve etkin olan bilim ve teknolojinin denizcilik sektörümüz içinde yetkinleşebilmesinin koşularının başında, riskleri görebilme ve alabilme yeteneğinin gücü gelmektedir. En önemlisi ve krizin savunma kalkanı olan riski yönetebilme becerisinin doğru kullanımı ise geleceği belirleyecektir.