“Çandarlı’yı bölgenin tedarik üssü yapalım”

İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Türkiye’nin en büyük aktarma limanı olarak planlanan Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nın yeni bir vizyon ile ihaleye çıkarılmasını önerdi.

Marmara Bölgesi’nde yapılan yeni liman yatırımları nedeniyle, konteyner elleçleme kapasitesinde arz fazlası oluştuğunu dile getiren Öztürk, yeni bir denge sağlanana kadar Çandarlı’nın akaryakıt ikmal merkezi ve gemi bakım-onarım üssü olarak planlanması gerektiğini söyledi.

Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nın, Cumhuriyetin 100. yılında 500 milyar dolar ihracat hedefi için planlandığını hatırlatan Öztürk, mendirek inşaatı tamamlanan ve yap-işlet-devret modeliyle işletilmek için ihale hazırlıkları devam eden projenin doğru bir yatırım olduğunu vurguladı. Öztürk, “Dünya durmuyor. Taşımacılık sektörü büyüyor ve daha modern hale geliyor. Ülke olarak büyüyen pastadan daha fazla pay almalıyız. Bugün yaptığımız yatırımların meyvesini ileride toplayacağımıza kuşku yok. Dolayısıyla Çandarlı Limanı gerekli bir yatırım. Ancak konteyner taşımacılığında arz-talep dengesi bozuldu. Marmara Bölgesi’nde ciddi bir kümeleşme oluştu. Dubai Port, MSC, CMA CMG gibi liman devleri bölgede üs kurmuş durumda. Çinli liman şirketi Cosco, Pire Limanı’nı işletiyor. APM Terminals’in işleteceği Aliağa’daki Petlim limanı, kısa süre sonra hizmete girecek. Liman hizmetleri sektöründe kartlar dağıtılmış durumda” dedi.

“ÇANDARLI ÇOK İŞLEVLİ OLSUN”
Bölgedeki konteyner talebinin, bu arzı karşılayacak kadar hızlı büyümediğine dikkat çeken Öztürk, 2011’de İzmir Alsancak Limanı ve Aliağa’daki Nemport ve Ege Gübre limanlarında 1 milyon 49 bin TEU yük elleçlenirken, bu rakamın 2014 sonunda sadece 1 milyon 214 bin TEU’ya yükseldiğini söyledi. Öztürk, “Bölgemizde 2.5 milyon TEU civarında konteyner elleçleme kapasitesi var. Elleçlenen konteyner miktarı ise kapasitenin yarısı civarında. Petlim Limanı ile bu arz daha fazla artacak. Bu tabloda, kıtalar arası aktarma limanı olarak planlanan Kuzey Ege Çandarlı Limanı’na yakın gelecekte çok iş düşmeyecek gibi görünüyor” diye konuştu.

Mevcut durum olumlu yönde değişene kadar Çandarlı projesinin farklı işlevlerle zenginleştirilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, şunları söyledi: “Dünyadaki global gelişmeleri ve taşıma modlarında değişimi dikkate aldığımızda Kuzey Ege Çandarlı Limanı’nı farklılaştırmamız gerektiği ortaya çıkıyor. Projede daha önce tersane yatırımı da planlanmıştı. Ancak daha sonra projeden çıkarıldı. Çanakkale’den İskenderun’a kadar kıyılarımızda gemi bakım ve onarım tesisi yok. Projeye gemi bakım ve onarım işlevi eklenebilir. Çandarlı, aktarma limanının yanı sıra önemli bir tedarik merkezi haline dönüşebilir. Aliağa, rafineriler, doğalgaz terminalleri ile Türkiye’nin enerji üssü oldu. Bu tesislerden Çandarlı’ya ulaşım kolay. Örneğin Tüpraş’tan Çandarlı’ya denizaltından boru çekmek çok zor değil. Gemiler, Çanakkale ve İstanbul Boğazı’na girmeden önce yakıtlarını Çandarlı’dan daha uygun fiyatla tedarik edebilir. Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği’nin raporuna göre ülkemiz, 300 milyar dolara yaklaşan dünya gemi yakıtları pazarından sadece 1.35 milyar dolar pay alıyor. Olması gereken payımız ise 4 milyar dolar olarak hesaplanıyor.2023 hedefimiz yaklaşık 8 milyar dolar. Cebelitarık’ta 8 milyon ton yakıt ikmali yapılırken, bizim payımız 2 milyon tondan az. Çandarlı Limanı ile bölgenin yakıt ikmal merkezi haline gelebiliriz. Biz yeni ihale şartnamesi oluşturulurken, bu tür gelişmelerin dikkate alınmasında fayda görüyoruz. Çandarlı’nın aktarma limanı işlevinin yanı sıra tedarik ve gemi bakım-onarım merkezi olmasının, ülkemiz ekonomisine büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz.”

LOJİPORT

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Deniz Ticareti Haberleri

Bankalar Galataport'a ortak oldu
Med Marine, filosuna yeni bir römorkör daha ekledi
Erkport, Çin’den İstanbul’a yeni bir dönemi başlatıyor
"Gemiler, sac kalınlıkları uygun olmadığı için Karadeniz'de batıyor"
Türkiye’nin ilk Ro-Ro’larını inşa eden Alman tersanesi iflas etti