Otomobilde gelenek ve tecrübe galip geldi. Fiyat rekabetine odaklanan pazarın yeni oyuncuları Çinli markalar, büyük bir hızla kan kaybediyor.
Çinli otomobil markalarının pazara ilk girdiği yıllarda genel beklenti uygun fiyatları sayesinde önemli satış adetlerine ulaşıp, pazarın karakterini bile değiştirebileceği yönündeydi. Türk firmaları distribütörlük alabilmek için birbiri ardına Çinli üreticilerin kapısını çalıyordu. Ancak, ne fiyatlar hayal edildiği gibi ucuz ne de otomobiller Türk tüketicilerine uygun oldu. Çin'den yapılan ithalatta alınan yüzde 10 Gümrük Vergisi'nin de etkisiyle araçların satış fiyatları, beklentileri karşılamayı başaramadı. Buna modellerin tasarımları, donanım seviyelerindeki eksiklikler, dizel motorların azlığı ve tanıtım eksiklikleriyle birleşince Çinli markalar hızla kan kaybetmeye başladı.
Türkiye pazarına ilk giren Çinli markalardan, distribütörlüğünü Mermerler'in yürüttüğü Chery, iddialı söylemleriyle gündeme çok sık geldi. Adapazarı'nda üretim tesisi kurulacağı açıklamaları ve etkili reklam kampanyalarıyla medyada geniş yer bulan markanın 2010 yılındaki 2.650 adet olan toplam satışları, 2011'de 2.045 adede düşerken, bu yılın ocak-temmuz döneminde 514 adette kaldı.
UZUN GARANTİ YETMEDİ
Distribütörlüğünü Anadolu Grubu'nun yürüttüğü Çinli markalardan Geely de, benzer bir seyir izleyen markalardan. Grubun otomotivdeki büyük tecrübesine rağmen Geely de satışlarını istenilen seviyeye çıkartamadı. 2010 yılında 1.995 adet satış yapan Geely, 2011'de 1.405 adet satış yapıp, bu yılın ilk 7 ayında sadece 575 adetlik satış gerçekleştirebildi.
Çinli markaların tüketicilerdeki olumsuz kalite algısı da kırılamadı. Kalite algısını yükseltmek ve tüketicilerin güvenini kazanmak için önce Geely, modellerine 5 yıl/150 bin kilometre garanti verdi. Ardından rakibi Chery garanti süresini 7 yıl/150 bin km'ye çıkarttı. Buna rağmen her iki markanın da ülkemizdeki satışları yükseliş trendine giremedi.
DİZEL MOTOR EKSİKLİĞİ
Tasarım, kalite, fiyat algısı dışında Çinli modellerin satış adetlerini yükseltememesinin diğer bir nedeni de dizel motorlar konusundaki eksiklikleri oldu. Çoğunlukla benzinli motorlara sahip modeller, tüketiciler tarafından tercih edilmeyince fabrika çıkışı, garantili LPG uygulamalarıyla modeller satılmaya çalışıldı. Ancak bu da tüketiciler tarafından beklenen talebi görmedi.
DACIA'NIN ATAĞI SÜRÜYOR
Fayda/maliyet oranı yüksek markalardan Renault çatısı altındaki Dacia, ülkemiz pazarında satış grafiğini yükseltiyor. Renault'nun tecrübesini kullanan marka, başarılı dizel motorlarının da yardımıyla 2010 yılını 19.168 adet satışla kapattı. Dacia, 2011'de 21.339 adet satış yaparken, yılın ilk 7 ayında 14.552 adetlik satış gerçekleştirdi. Pazara önümüzdeki aylarda sunulacak yeni modellerin de etkisiyle Dacia, pazar payını 2011 seviyesinin de üzerine çıkartmayı planlıyor.
CHEVROLET HIZLI İLERLİYOR
GM'in 75 yıllık arazi aracı üretme birikimini kullanan markası Chevrolet de pazarda hızlı bir gelişim gösteriyor. 2010'daki 18.061 adetlik satışını, 2011'de 23.610 adede yükseltmeyi başaran firma, bu yılın ocak-temmuz döneminde 11.648 adetlik satış yaptı. Chevrolet, çok satan modeli Captiva'nın yeni versiyonunda 4x4 özelliğini yitirmesinden doğan kaybı, pazara sunmaya hazırlandığı küçük SUV'u Trax ve yeni binek modelleriyle kapatıp satışlarını yukarılara taşımayı hedefliyor.
TİCARİ DE DÜŞTÜ
Ticari araç pazarındaki modelleriyle adından söz ettiren Çinli markalardan DFM, uygun fiyatlı van ve panelvan modelleriyle 2010 yılında etkili bir çıkış yaparak. 2.500 adetlik satış grafiği yakaladı. Hızlı tanıtım kampanyalarıyla tüketicinin ilgisini çekmeyi başaran DFM, pazarın rekor kırdığı 2011'de 3.047 adet sattı. Reklam ve pazarlama çalışmalarını azaltmanın da etkisiyle DFM, 2011 ocak-temmuz ayında 644 adetlik satış gerçekleştirebildi.
SÜMER DEMİRCİLER - AKŞAM