Deniz Ticaret Odası Mart ayı 26. Olağan Meclis Toplantısı'nın bugüne alınmasıyla toplantı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katılımıyla DTO Meclis salonunda gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türk bayrağını taşıyan gemilerin sayısının arttırılması gerektiğini belirterek, "Dünyanın birçok yerinde Türk bayrağının dalgalandırılması için yapılması gereken teşvikler varsa buna bakmak gerekmektedir" dedi. Son yıllarda özellikle komşu ülkelerle askeri anlaşmaların imzalanmasına büyük önem verdiklerini anlatan Gül, "Bu bakımdan çok çeşitli vasıflardaki gemicilikte de Türkiye'nin önünün açık olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, Deniz Ticaret Odası'nda (DTO) denizcilik sektörü temsilcileri ile bir araya geldi. Denizcilik sektörü temsilcileri ile yemek yiyen Abdullah Gül, ardından DTO Meclis Toplantısı'na katıldı. Burada bir konuşma yapan Gül, denizciliğin dünya ticareti ve ekonomik performansı ile direkt ilgili olduğunu belirterek, "Gösterilen grafikler, anlatılan rakamlar, dünya ticareti küçüldükçe ve büyükçe sizin sektörünüz birden etkileniyor. Dünyadaki bu konjonktürü takip etmek kolay değil. Denizciliğin yönetimi kolay değil. Dünya ticaretine ve dünya ticaret ekonomisi performansına bağlısınız. Bu vücutlardaki damar gibi kalbin en iyi şekilde işlemesi sizler sayesinde oluyor ama kalpte bir bozukluk varsa sizleri direkt etkiliyor" şeklinde konuştu.
Finans alanındaki krizin dünyada nasıl bir durgunluğa sebep olduğunun herkes tarafından görüldüğünü anlatan Gül, "Kendi ithalat ve ihracatımızı nasıl etkilediğini gördük. Yine görünen şey şu ki bundan dünya süratli şeklide çıkıyor. Belki 1929 ekonomik buhranından sonra en büyük buhranı yaşadı ama çıkışı da hızlı oldu. Bunları dikkate aldığınızda sizi nasıl etkilediğini çok iyi tespit etmeniz gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin dış ticaret hacmi son yıllarda büyük şekilde arttı. Bunlara rağmen dış ticaret taşımacılığımızın büyük kısmını kendi gemilerimizle yapmadığımızı biliyoruz. Kapasitemiz yüksek gözükse de diğer ülkelerle mukayese ettiğimizde geride olduğumuzu görüyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türk bayrağı taşıyan gemilerin sayısının arttırması gerektiğine işaret ederek, dünyanın birçok yerinde Türk bayrağının dalgalandırılması için yapılması gereken teşvikler varsa buna bakılması gerektiğini söyledi.
Türk denizciliğinin devlet tarafından muhatabı olduğunu ve bunun da memnuniyet verici olduğunu belirten Gül, şöyle devam etti:
"Bir zamanlar bakanlık istiyordunuz ama güçlü bir bakanlık içinde güçlü bir müsteşarlık var. Meseleleri yakından takip eden bir bakan var. Eğer iyi bir iletişim içinde hareket edilirse tüm bu ihtiyaçların süratle karşılanacağından şüphem yok. Denizciliğin ikinci safhası imalat. Gemilerin yapım alanıdır. Bu ayrıca önem taşımaktadır. Buna daha çok ilgi duyuyorum. Bunun bir savunma sanayi ile ilgili askeri tarafı, bir de sivil yanı var. Bunda da iyi gelişmeler olduğunu biliyoruz, her ne kadar son yıllarda ekonomik krizde yaşanan sıkıntıyı gördüysek de bunun da muhakkak toparlanması gerekiyor. Türkiye küçük bir ülke olsa, diyelim ki Akdeniz'deki Malta gibi olsa işin sadece ticaretine yönelebiliriz, imalatını ihmal edebiliriz. Ama Türkiye büyük bir ülke. Nüfusu ve siyasi anlamı anlamlı bir ülke. Böyle bir ülkenin gemi sanayisinde de güçlü olması gerektiğine inanıyorum. Bunu kendi haline bırakmamamız gerekir."
"Son yıllarda yapılan gemilerin yüzde 50'den büyük kısmının Türkiye içinde yapıldığını biliyoruz" diyen Gül, 2 milyar dolar bir katkı sağlandığını ancak bunun daha da ileri gitmesi gerektiğini vurguladı. Abdullah Gül, gemilerin daha özel parça ve kısımlarına kadar bunların da Türkiye'de yapılabilmesi için her türlü gayretin gösterilmesi gerektiğini ifade ederek, "Bu konulara öncelik verilirse gelişir. Bu konularda gelişen ülkeler daima öncelikleri almışlardır. Türkiye'de devletin verdiği destek sayesinde güçlü bir hale gelinmiştir ama bugün bazı fırsatlar kaçabilir. Onun için imalat kısmına özel bir çalışma yapmak lazım. Savunma sanayii ile ilgili kısmı ayrıca çok önemlidir. Türkiye savunma sanayisinde dışarıya da çok fazla ihracat yapabilecek durumdadır. Türkiye'nin bu imkanı ve ilişkileri vardır. Önce yakın komşularımız, daha sonra daha uzak komşularımız ve daha uzak ülkeler olmak üzere hepsi Türkiye'nin mal satabileceği ülkelerdir. Son yıllarda özellikle komşu ülkelerle askeri anlaşmaların imzalanmasına büyük önem veriyoruz. Bu bakımdan çok çeşitli vasıflardaki gemicilikte de Türkiye'nin önünün açık olduğuna inanıyorum" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül, denizcilik alanında yapılması gereken şeylerin en iyi şekilde yapılabilmesi için insan kalitesinin ve buna uygun eğitimli insanların geliştirilmesinin çok önemli olduğunun altını çizdi. Bu konunun tarihinin çok eski ama uzun yıllar ihmal edilmiş bir konu olduğunu vurgulayan Gül, "Denizcilik yüksek okulları vardı. Bazı üniversitelerimizde gemi fakülteleri kuruldu ama bunlar hep son senelerde oldu. Son yıllarda bu konudaki atılım da çok önemli. Özelikle en iyi yatırım alanı olarak tespit ettiğimiz Piri Reis Üniversitesi'ni çok önemli görüyorum. Sadece Türkiye'ye değil, Türkiye dışına da yetiştirilmesi lazım. Hem içeri hem dışarı hitap edecek şekilde iyi denizciler yetiştirilmesi de Türk denizciliğinin güçlendirilmesinin ana koşullardan biri olacaktır" diye konuştu.
Denizcilik sektörünün birbiri içinde dayanışma içinde olduğunu anlatan Gül, bunun da tüm düzenlemelerin doğru şekilde yapılmasında en büyük avantaj olacağını söyledi. Gül, "Kendi içinizdeki dayanışma, kendi içinizde her şeyi gözden geçirmeniz her şeyi çok kolaylaştıracaktır. Sizler Türkiye'nin bayrağını dünyanın dört bir yanında dalgalandırıyorsunuz" dedi.
Gül, şunları söyledi:
"Aslında iyi bir durumdayız. İstikrarlı bir ülkemiz var. Birçok ülke ekonomik sıkıntı içindeyken, başka ülkelerle kıyasladığında sıkıntıları çabuk atlatan, geleceği parlak bir ülkeyiz. Bunu sadece biz söylemiyoruz, uluslararası kuruluşların raporlarında da görüyoruz. Bunlar tabii ki hepimize özgüven vermektedir. Ama ihtiyatı da bırakmamamız gerekmektedir. Hala dünyada kırılganlıklar yaşanıyor. Bir yerde olan başka bir ülkeyi aniden etkiliyor. 2007 yılında denizciliğin bu duruma düşeceğini kimse düşünemezdi. Büyük yatırımlar yapıldı. 2008 yılında dünya büyük bir problemle karşılaştı ve büyük dünya buhranından sonra en büyük buhranı yaşadı. Tedbiri elden bırakmadan, elbirliği içinde devlet-özel sektör gerekli düzenlemeleri yaparak gelişmemiz gerekir. Türk denizciliğinin bugünkü konumunun ilerisine gitmesi gerekmektedir. Alacak çok yolumuz, yürüyecek çok yolumuz vardır ama bizde bu güç var. Bu yolu yürüyebiliriz, çok daha ileri gidebiliriz."
Konuşmasının ardından Türk Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan, Cumhurbaşkanı Gül'e eski bir Osmanlı gemisinin maketini verdi.
Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan ise denizcilik sektörü adına bir sunum yaptı. Konuşmaların ardından Armatörler Birliği Başkanı Şadan Kalkavan tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir plaket verildi.
LOJİPORT